Bir bebek dünyaya geldiğinde tatlı bir telaş sarar anne
babayı. Tek amaç bebeği sağlıklı büyütmektir o küçücük yuvada. Bunun için
ömürden verilir de fark edilmez. Kimileri bebek doğmadan önce ismi
belirlemişlerdir. Kimileri doğduktan sonra isim arayışına girer. Eski Türklerde
doğan çocuk bir meziyetle kendini gösterene kadar isimsiz dolaşırmış. Dede Korkut’tan
“Boğaçhan” hikâyesini okumuş olanlar hatırlarlar, hikâyenin kahramanı büyüyüp
bir boğayla güreşip boğayı yenince “Boğaçhan” ismini alıyordu. Aslında bence de
kişiler aldıkları ismi hak etmeliler. Keşke her çocuk büyüdükten sonra bir
özelliğiyle, bir meziyetiyle özdeş isimlere sahip olsalar. Bazen kişiyle hiç uyuşmayan
isimlere de rastlarız. İslami geleneklerimize göre bebek doğar doğmaz kulağına
ezan okunarak isim konur. Bebeğin kulağına ezan okuma işini ailenin en büyük
erkek bireyi yapar. Buda bebeğin genellikle dedesidir. Doğumla kulağına ezan
okunarak isim koyma arasında ebenin koyduğu bir isim daha var, ona da göbek
ismi diyoruz.
Bazen oldukça ilginç, yada komik isimlere rastlarız. Satı,
Satılmış, Döne, Döndü gibi...
Bugün isim ve soyadları ile ilginç bir anlam ortaya çıkan,
gerçek olduğu söylenen kişilerden söz edeceğim. İsimleri ve soy isimleri
birlikte anmayacağım, onları iki ayrı kelime olarak tırnakla ayırarak
belirteceğim. Çünkü çıkan anlamı sakınca doğurabilir. Onları birleştirip
anlamını çıkarmayı size bırakacağım. Tabii anlamı bulmanıza yardımcı olacak
ayrıntıları eksik etmeyeceğim. Kimilerini de doğrudan yazacağım.
İlk olarak kendi çevremden bir isimden bahsedeyim. Bosna’dan
1930’lu yıllarda Türkiye’ye göç etmiş, önce Elazığ’a yerleştirilmiş, sonra
şehrimize gelmiş komşumuzdan söz etmek istiyorum. Soyadları “Kaçar”dı. Yaşadığı
sürece yeterli olarak Türkçe konuşamayan, 80 yaşında ihtiyar bir kadınken
upuzun kavak ağacına çıkabilen komşumuzun şehrimizde yaşayan biri bakkal, biri
at arabacısı iki oğlu, Ankara’da evli olan bir kızı vardı. Bakkal olan büyük
oğlunun adı “Kurttan”dı. Birleştirmek size kalsın.
Kimileri daha doğuştan “Okşa”nmayı sever. Küçük bebekler siz
okşadıkça, hele uykudan uyandıysa gerinirde gerinir. İşte böyle bir bayanın
soyadı “Bırak”mış. Anlamını bulduğunuza eminim.
Bir komşumuzda kızına “Hicran” ismini koymuştu. Bir yerden
veya bir kimseden ayrılma, ayrılık anlamını taşıyan bu kelimenin karşısına
düşünemeyeceğiniz bir soyadı gelmişti. “Gülmez”di soyadları. Bir yerden, bir
kimseden ayrılan öyle kolay gülebilir miydi?
“Süheyla” isimli başka bir komşumuzda vardı. Oda konuşmayı
çok severdi. Soyadı neydi biliyor musunuz? “Susmaz.”
Duvarlarda yazılan “Tosun” ismini çok görmüşsünüzdür. Ben
gerçeğini gördüm. Gerçekten tombalakça biriydi. Soy ismi ne miydi? “Donsuz.”
Daha beter soy isimli bir dede tanımıştım, neden bu soy ismi konmuştu kendisine,
merak eder dururum. “B.klu bez” anlamında Rumeli Türkçesiyle “Postluka” idi
soyadı. Türkiye’ye gelince bu soyadan kurtulmuştu ihtiyarcık.
Afyon’un nesi en meşhurdur desem herkes “Kaymak” der mi,
der! Bu isim birde “Bal” soyadını alırsa tadından yenmez herhalde.
Durun daha yeni başladık devam edelim...
Eski milli kalecimiz “Rüştü”yü hatırlıyorsunuz değil mi?
Dünya 3.sü olduğumuz 2002’de milli takımımızın kalesini koruyan Fenerbahçeli
kalecimiz o yıl Barcelona’ya transfer olmuştu. O macera uzun sürmedi, tekrar
Fenerbahçe’ye geldi. Oradan da Beşiktaş’a transfer oldu. Böyle isimli birinden yani
“Rüştü” isminden söz edeceğim. Soy ismi “Düzer”miş.
“Çetin” kelimesinin anlamı sözlüklerde; amaçlanan duruma
getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olan,
zor, müşkül şeklinde açıklanıyor. Bu kelime isim olarakta kullanılmıştır. Bu
ismi “Ceviz”le birleştirsenize, ne olur sizce? Ortaya dilimizde çok
kullandığımız bir deyim çıkıyor değil mi?
“Eyüp” ismini kullanan nerdeyse kalmadı. Benim tanıdığım bir
kişi var. “Sazan” balığını sevmeyen var mı? Balık üretme çiftliklerinin
ürettikleri sazanlara birde ayna yakıştırmışlar; olmuş size aynalı sazan.
Yalnız bu sazan ismi argoda uyanık olmayan, her şeye, her söze dalan anlamında
kullanılmaktadır da..
Neden koyarlar bilmem ama “Kurban” isminide koyarlar
çocuklarına. Belki eskiden daha rastlanır bir isimdi. Genede var ama. Bu isme
“Etyemez” soyadını eklesenize.. inanın uydurmuyorum.
“Yaprak” ismi kızlara zerafet katar. Yaprak isim yerine
kullanılmadığı zaman sıfat olabilir. Eğer “Döner”le birleşirse... bir bayan
isim ve soy ismi olarak ayak üstü yemek yeme alışkanlıklarımızdan Türk usulü
olanlarının en ünlüsü olmuyor mu?
Bir komik isim daha, neden “Keleş” ismini koyarlar anlamam
ya.. “Koyun” eti ve sütüyle en meşhur besi hayvanı. Şimdi bu ismi ve soy ismini
birleştirdiğinizde yünü kırkılmış koyun anlamı çıkmaz mı ortaya?
Bir arkadaşım olmuştu ismi “Olgun”du. Arkadaşlığımız çok
kısa sürdü. Gerçekten ismi gibi olgun bir kişiliğe sahipti. Narenciye dediğimde
şöyle bol sulu, turuncu renkli bir meyve aklınıza gelmez mi? Sakın bu “Portakal”
olmasın? Bildiniz! Hem de “Olgun Portakal!”
Sıcaklardan bunalmadıkça, havalar çok kurak gitmedikçe hiç
aramam, bu yüzden “Yağmur”u pek sevmem. Hele “Sağanak” yağıyorsa... oysa yağmur
berekettir. Yağmur yağmazsa hiçbir bitki gelişemez, bilirim. Kimilerine yağmur
ninni gibi gelirmiş. Benimse içimi karartıyor. Bayan ismi olarak “Yağmur” güzel
isimdir de “Sağanak” soy isimlisini hiç duymamıştım.
Bütün canlılar gibi insanda güvenemeyeceği ortamlarda
bulunmaz. “Güven” sevmekten önce gelir. Güven vermek yaşatmak garantisidir.
İnsan yaşamak için barınma ihtiyacı duyar. Barınaklarını bunun için güvenli
yerlere kurar. Bunun saymakla bitirilemeyecek kadar çok nicelik ve nitelikleri
vardır. Şimdi burada saymak dökmek gereksiz. “Kurtul”uş güvenmekte ve güvenilmektedir.
İlginç isim, soy isim birlikteliğine “Güven Kurtul”u siz olsanız katmaz
mısınız.
“Şehime” Arapça bir kelime. İsim olarak kullanılan bu
kelimenin kökü Şehim’miş. Aldığı e harfiyle erkek ismi kız ismine dönüşüyor.
Anlamı ise; akıllı, kurnaz’mış. Biz Türkler bu isme daha kolay seslenebilmek
için “Şeyime” derken anlam kaymasına sebep oluyoruz. Sokağımızda 1967
depreminden önce kiracı komşumuz vardı; benden büyük olan kızlarının ismi “Şehime”ydi.
Soy isimleri “Gündoğdu”... soruları
duyar gibiyim.
Yayın Tarihi: 16.12.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder