Biliyorsunuz “Hayat” üretmek, sorunları çözmek üzerine
kurulur. Üretmekte yaşamak için insanın geleceğini kurgulamasıdır. Bu kurgulama
sırasında birçok güçlük doğar. Hayatın şartlarını zorlaştıranda budur. Hayatın
çözümlenmesini gereken zor şartları insanların bir arada yaşamasını zorunlu
kılmıştır. İşte burada komşu ve komşuluk ilişkileri devreye girer. Gene
biliyorsunuz “komşu”; ev, iş yeri, köy, kasaba, şehir ya da ülkelerin yer
olarak birbirine yakın olmasına verilen bir isimdir. İnsanlara indirgendiğinde
komşu; en küçük toplumsal yapı olan aileden sonraki ikinci toplumsal yapıyı
oluşturur. Birbirine yakın evlerde oturan insanlar komşuluk ilişkisini kurmanın
şartını yakalamış demektir. Adetler ve huylar örtüşürse fiziki yakınlık ruhsal
yakınlığa dönüşür. Komşuluk ilişkileri böyle başlar. Yıllarca, hatta ömür boyu
sürer. Eskiler “Ev Alma Komşu Al” boşuna dememişler. Anamızdan babamızdan,
eşimizden dostumuzdan, bir süre sonra oğlumuzdan kızımızdan daha çok
komşularımızla görüşürüz.
Düğünde cenazede, bayramda seyranda ilk aklımıza gelen
akrabalarımızdan önce komşularımızdır. Bir arada yaşayan insanların dayanışma
ve yardımlaşma içinde olması çok gereklidir. Komşuluk bu bakımdan hayatımızda
büyük bir öneme sahiptir. Eksik gediğimizi tamamladığımız yer gene
komşularımızdır. Evde ekmek bittiğinde, acil bir şeye ihtiyaç duyduğumuzda
imdadımıza herkesten önce komşumuz yetişir. Sadece o kadar değil elbette. Eşyamızı,
malımızı, yavrularımızı güvenerek emanet ettiğimiz yerdir komşularımız. Her
açıdan komşuluk önemlidir. Deyimler ve atasözlerimizde de komşuluğun çok önemli
olduğu vurgulanır. Az öncede değindiğim gibi “Ev Alma Komşu Al” yada “Komşu
Komşunun Külüne Muhtaç” aklımıza ilk gelen sözlerdendir. Bu deyim ve atasözleri
yabana atılır sözler değildir. Hepsi bir yaşanmışlık ve bir tecrübe eseridir.
Mesela “Komşu Komşunun Külüne Muhtaç” deyimini ele alalım. Öyle bir an gelir ki
olağan durumlarda önemsiz görünen bir şeyin yokluğu işlerin aksamasına yol
açar. Bu söz çöp olup atılacak bir şeyi bile komşudan isteme şartlarının
doğabileceğini belirtiyor.
Komşuluk kültürü ülkemizde çok yaygındır. Oldukça samimi
ilişkiler içindeki komşuluklarda bireyler aileden biri olarak kabul görürler.
Onların sayesinde sevinçler artarken, acılar ve yaralar sarılıp sarmalandığı
için hafifler. İyi komşulara sahip olmak bir şans olsada bu birazda bizim
elimizde. Güler yüzlü, yardımsever, samimi olmakla komşuluk ilişkisinin
kurulmasında ilk adım atılmış olur. Bundan sonrası gösterilecek çabaya
bağlıdır.
İyi komşuluk ilişkileri olanlar kendilerini güvende, mutlu,
huzurlu hissederler; çünkü yardım aradıklarında uzanacak bir el olduğunu
bilirler. Komşu kapısını o zamanlarda çalmak yeter. Kötü komşuluk ilişkileri
içinde olanlarsa evlerinin içinde bile tedirgin olabilir. Öyle mahalle
değiştiren insanları çok gördüm. Bu nedenle komşuları iyi seçebilmek için, önce
o civarda bir süre oturmak, sonrada oturulacak evi satın almak gerekir bana
kalırsa. Böylelikle evden önce komşumuzu seçmiş oluruz. Ne yazık ki bunu
yapabilmek için zamana ihtiyaç vardır. Ev satın almalarda böyle bir durumu
oluşturma şansını yakalamak mümkün değildir. Oysa iyi bir komşu iyi bir ev
seçmekten daha önemlidir.
İyi komşular yediklerini komşularınada yedirmeye bayılırlar.
Mevsimin ilk sebzesi, ilk meyvesi yada pişirilen bir özel yemek komşuyla
paylaşılır. Kimsesiz, yaşlı ve sakat kimseler özellikle komşular tarafından
korunur, kollanır. Evde ne pişerse onlara da götürülür. Peygamberimizin
“komşusu açken kendi tok yatan bizden değildir” sözünü aklından çıkarmamak iyi
komşuluğun ilk şartıdır.
Komşuluğun güçlü olduğu dönemlerde bir fincan kahveydi
komşuluk. O kadarki hatırı kırk yılla da sınırlı değildi. O hatırı kırılamayanlar,
gözetilenler sayesinde nereye gidilse her kapı açılırdı. İşte bunun için
komşunun değerini biçmek çok zordu. Masaldaki prensesin babasına biçtiği değer
gibi komşumuzun değeri tuzdan az değildi. Komşudan bir avuç tuz istemeye bunun
için utanılmazdı. Rahatlıkla “bende kalmamış sende varsa” diyerek istenirdi her
şey. Bilirdik çünkü komşumuz kardeşten kardeş, dosttan dosttur bize.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder