31 Aralık 2015 Perşembe

KARDEŞTEN KARDEŞ, DOSTTAN DOST; KOMŞU 1



Biliyorsunuz “Hayat” üretmek, sorunları çözmek üzerine kurulur. Üretmekte yaşamak için insanın geleceğini kurgulamasıdır. Bu kurgulama sırasında birçok güçlük doğar. Hayatın şartlarını zorlaştıranda budur. Hayatın çözümlenmesini gereken zor şartları insanların bir arada yaşamasını zorunlu kılmıştır. İşte burada komşu ve komşuluk ilişkileri devreye girer. Gene biliyorsunuz “komşu”; ev, iş yeri, köy, kasaba, şehir ya da ülkelerin yer olarak birbirine yakın olmasına verilen bir isimdir. İnsanlara indirgendiğinde komşu; en küçük toplumsal yapı olan aileden sonraki ikinci toplumsal yapıyı oluşturur. Birbirine yakın evlerde oturan insanlar komşuluk ilişkisini kurmanın şartını yakalamış demektir. Adetler ve huylar örtüşürse fiziki yakınlık ruhsal yakınlığa dönüşür. Komşuluk ilişkileri böyle başlar. Yıllarca, hatta ömür boyu sürer. Eskiler “Ev Alma Komşu Al” boşuna dememişler. Anamızdan babamızdan, eşimizden dostumuzdan, bir süre sonra oğlumuzdan kızımızdan daha çok komşularımızla görüşürüz.
Düğünde cenazede, bayramda seyranda ilk aklımıza gelen akrabalarımızdan önce komşularımızdır. Bir arada yaşayan insanların dayanışma ve yardımlaşma içinde olması çok gereklidir. Komşuluk bu bakımdan hayatımızda büyük bir öneme sahiptir. Eksik gediğimizi tamamladığımız yer gene komşularımızdır. Evde ekmek bittiğinde, acil bir şeye ihtiyaç duyduğumuzda imdadımıza herkesten önce komşumuz yetişir. Sadece o kadar değil elbette. Eşyamızı, malımızı, yavrularımızı güvenerek emanet ettiğimiz yerdir komşularımız. Her açıdan komşuluk önemlidir. Deyimler ve atasözlerimizde de komşuluğun çok önemli olduğu vurgulanır. Az öncede değindiğim gibi “Ev Alma Komşu Al” yada “Komşu Komşunun Külüne Muhtaç” aklımıza ilk gelen sözlerdendir. Bu deyim ve atasözleri yabana atılır sözler değildir. Hepsi bir yaşanmışlık ve bir tecrübe eseridir. Mesela “Komşu Komşunun Külüne Muhtaç” deyimini ele alalım. Öyle bir an gelir ki olağan durumlarda önemsiz görünen bir şeyin yokluğu işlerin aksamasına yol açar. Bu söz çöp olup atılacak bir şeyi bile komşudan isteme şartlarının doğabileceğini belirtiyor. 

Komşuluk kültürü ülkemizde çok yaygındır. Oldukça samimi ilişkiler içindeki komşuluklarda bireyler aileden biri olarak kabul görürler. Onların sayesinde sevinçler artarken, acılar ve yaralar sarılıp sarmalandığı için hafifler. İyi komşulara sahip olmak bir şans olsada bu birazda bizim elimizde. Güler yüzlü, yardımsever, samimi olmakla komşuluk ilişkisinin kurulmasında ilk adım atılmış olur. Bundan sonrası gösterilecek çabaya bağlıdır.

İyi komşuluk ilişkileri olanlar kendilerini güvende, mutlu, huzurlu hissederler; çünkü yardım aradıklarında uzanacak bir el olduğunu bilirler. Komşu kapısını o zamanlarda çalmak yeter. Kötü komşuluk ilişkileri içinde olanlarsa evlerinin içinde bile tedirgin olabilir. Öyle mahalle değiştiren insanları çok gördüm. Bu nedenle komşuları iyi seçebilmek için, önce o civarda bir süre oturmak, sonrada oturulacak evi satın almak gerekir bana kalırsa. Böylelikle evden önce komşumuzu seçmiş oluruz. Ne yazık ki bunu yapabilmek için zamana ihtiyaç vardır. Ev satın almalarda böyle bir durumu oluşturma şansını yakalamak mümkün değildir. Oysa iyi bir komşu iyi bir ev seçmekten daha önemlidir.

İyi komşular yediklerini komşularınada yedirmeye bayılırlar. Mevsimin ilk sebzesi, ilk meyvesi yada pişirilen bir özel yemek komşuyla paylaşılır. Kimsesiz, yaşlı ve sakat kimseler özellikle komşular tarafından korunur, kollanır. Evde ne pişerse onlara da götürülür. Peygamberimizin “komşusu açken kendi tok yatan bizden değildir” sözünü aklından çıkarmamak iyi komşuluğun ilk şartıdır.  

Komşuluğun güçlü olduğu dönemlerde bir fincan kahveydi komşuluk. O kadarki hatırı kırk yılla da sınırlı değildi. O hatırı kırılamayanlar, gözetilenler sayesinde nereye gidilse her kapı açılırdı. İşte bunun için komşunun değerini biçmek çok zordu. Masaldaki prensesin babasına biçtiği değer gibi komşumuzun değeri tuzdan az değildi. Komşudan bir avuç tuz istemeye bunun için utanılmazdı. Rahatlıkla “bende kalmamış sende varsa” diyerek istenirdi her şey. Bilirdik çünkü komşumuz kardeşten kardeş, dosttan dosttur bize.


 
DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi: 28.12.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder