28 Haziran 2012 Perşembe

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ŞEHRİMİZİN ÜNLÜLERİ 14

Hamdi Özarutan’la 40 soruda Adapazarı/2....

“Şehrimizin geçmişten günümüze ünlülerini tanıttığımız yazı dizimize geçen bölümde ünlü iş-bulucu-düzenleyici (organizatör) Hamdi Özarutan’ı, görüş ve bilgileriyle tanımaya başlamıştık. Bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu konuda daha önceki yıllarda Fahri Tuna’nın Hamdi Özarutan’la yaptığı söyleşiden yararlandım. Bugünde o söyleşiyi virgülüne dahi dokunmadan olduğu gibi aktaracağım.

Zaman en acımasız süpürgedir. Bu satırlardan bunu anlayacak, yitirdiklerimize belki yüreğimiz burkulacak, belki bir iki damla göz yaşı dökeceğiz. Belki bir satıra anıların tatlı sıcaklığıyla gülümseyeceğiz. Arada sırada sözün arasına girme cesareti bulursam kusuruma bakmayın. Hatırladığım Adapazarı hakkında bir iki sözüm olabilir, onları bu söyleşiyi bozmadan ekleyebilirim.”

12. Çeşme Meydanı?
Şahin dedemin Kafkasya’dan gelip Osmanlıya sığındığında on dönümlük bir arazinin verildiği semtin adıdır. Dedem, semtin bataklık olduğu gerekçesiyle Çeşmemeydanını terk edip Soğuksu’nun Hacıkışla Mahallesine yerleşmiştir. Çeşmemeydanı denilince; Adapazarı’nın eşrafının oturduğu yer aklıma gelir; birkaç örnek vermek gerekirse; son temsilcisi Şükrü Orhon ağbimiz değerli ressam eşi Aydan abla aklıma gelir.

“Eskiden memleket ne genişmiş, görüyor musunuz? Göçmen gelen Osmanlı’dan aman dileyene en az 10 dönüm yer verildiğine göre.. bugünün büyüyen şehirciliğinde bir karış toprağın değerini düşünecek olursanız bol keseden verilen yerlerin değerinin ne olduğunu düşünmek zor olmasa gerek. Birde verilen kimi yerlerin bataklık olduğunu unutmamak gerekiyor. O zaman kullanılamayacak toprağın değeri çok düşer. Peki o topraklar göçmenlere neden verilirdi? Herhalde o bölgeye göçenlerin toprağı ıslah edip kullanılır hale getirmeleri düşünülürdü.

Çeşme meydanının o zamanlar bataklık olduğunu bu gün kaç kişi biliyordu? Bilgilerimiz arasına dolayısıyla bunu da almış olduk.    

Bakın bir şey daha öğrendik. Şehrimizin birde ressamı varmış. Hemde bayan.. bugünde bir çok ressamımız var. Fakat araştırmalarım içinde ünlü bir ressama rastlamadım. Ressam derken tablolara resimler yapanlardan söz ediyorum. Çizgi roman, karikatür çizenlerden söz etmiyorum.”

13. Soğanpazarı?
Adapazarı’nın ilk noteri ve şehir kulübünün yer aldığı, şehir kulübü işletmeciliğini 1.58 boyu 2 metrelik yüreği olan, herkesin saygıyla önünde eğildiği –Adapazarı’nın köklü ailelerinden – Çelikkan’ların en büyüğü Sait Çelikkan’ın yaptığı, karşısında da Adapazarı’nın 1950 ve 1960’lardaki en lüks oteli İzmir Palas’ın yer aldığı, ve de Zahireci meşhur Sıtkı Alkaya’nın işyerinin bulunduğu, daha ileride de Hun (milletvekilleri Baha Hun ve Güngör Hun’un) ailesinin zahireci dükkanlarının bulunduğu ünlü bir semtimizdi.

“Soğanpazarı bizimde hayatımızda önemliydi. Çünkü babam o yıllarda yeni yeni ünlenen, çini imalatçısı, daha sonra inşaat malzemeleri satıcısı ve birkaç markanın yetkili bayii olan Taşözlerin mal alımında kullandıkları kamyonun şoförüydü. Babam sadece şoför değil, hem mutemet, hem satın almacıydı da. Şimdi ikiye ayrılmış olan şirket o zamanlar Soğanpazarının en önemlileri arasında ilk üçteydi.”

14. Adapazarı Lokantaları?
İşbankasının olduğu yerde Hacıbaba Lokantası. Yan tarafında Kardeşler Lokantası. Ali ve Tevfik Çakar kardeşlerin Çakar Lokantası, İmren Lokantası, Meriçler Islama Köfte, Dönerci Ömer (Oğur), o zamanki Direkli Çarşı’da, 79 İsmail User’in babasının lokantası. İstasyon Caddesinde Orhan Bey kardeşimin işlettiği Şehir Kulübü ve Restaurantı. Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Barış Manço’dan Cem Karaca’ya, bir çok sanatçıyı 1960 ve 1970’li yıllarda bu lokantalarda misafir ettim ben. Yemeklerden sonra da mutlaka Enişte’ye uğrayıp ‘Enişte’nin Ayranı’nı içerdik. Sanatçılar da gittikleri yerlerde ballandıra ballandıra da Adapazarı’nın lokantalarını anlatırlardı.

15. Islama Köfte?
Adapazarı’na has ve Adapazarı dışında hiçbir yerde rağbet görmeyen enteresan bir yemektir. Ayda iki kere yerim.

Bana göre ıslama köfte şehrimizin en özgün yemek kültürüdür. Ona güzelliğini kemik suyuna batırılıp ızgarada biraz tutulan ıslak ekmekler veriyor. Çocukluğumda Mustafa Kemal Paşa ilkokulunda okuyan kardeşlerim okul dönüşlerinde köfteci Mustafa’dan harçlıklarıyla ıslama köfte alır gelirlerdi. Ne unutulmaz tatlardı o yıllar ve o zaman yenen yiyecekler...

16. Kabak tatlısı?
Doğal olmak yani glikoz kullanmamak kaydıyla çok güzel bir tatlıdır. Türkiye’de Adapazarı’nı tanıtacak bir marka olabilir. Kaybettiğimiz, Afyon’a, Niğde’ye kaptırdığımız patatesin yerini tutabilir.

“Çocukluğumda Adapazarı’nın üç önemli ürünü sayıldığında patates, soğan ve bal kabağı denirdi. Kabak tatlısı lokantalara özgü bir tatlıydı diye hatırlıyorum, çünkü evlere çok sonra girdi. Ondan önce suda kestane gibi kabuğuyla kayanatılan kabak şeker katılmadan yenirdi.”

17. Adapazarı Lisesi?
Ben 1960’da ortaokulu bitirip Adapazarı Lisesi’ne kaydoldum. Henüz Çark caddesindeki binamız bitmediği için Adapazarı Ortaokuluyla aynı binada eğitim gördük. 1962’de kendi binamıza geçtik. İlk müdürümüz Refik Bakalım’dı. Edebiyatçılarımız karı-koca Berrin Hanım ve Rüknettin Bey. Yine Edebiyatçımız Hakkı Devrim’in halası Gülçin Devrim. Müzikçimiz Mustafa Karaahmetoğlu, Coğrafyacımız meşhur Seyfi Bey. Matematikçimiz Özdilek Hanımdı. Adapazarı Lisesi’nden okul arkadaşlarım; Karasulu Cevat Bilgin, Akyazılı Remzi aydın, Cemal Sakarya, Nevzat Ercan, Tümay Ongan, Nejat Tezcan, Nuri Arapoğlu, Hikayeci Necati Mert, Osman Erkut, Adnan Mersinlioğlu, Asuman Hakman, Muammer Büyüka, Şansal Büyüka, Dr. Nail Balaban, Şansal Gürsakarya, Berin Özarutan, Atilla Ceyişakar, Ünal Taşöz, Rıfkı Arutan, Ersin Tapşın, adları Güven olan-soyadlarını hatırlayamadığım- iki arkadaşlarım ve kız arkadaşlarım: Dr. Güler, Dr. Mürüvvet, Sevgi, Betül, Engin, Cahide, Ülkü, Emine…

18. Nedret Kuşaksızoğlu?
Dünya beyefendisi, eşini de kendisini de çok severim. Ziraat mühendisi. Gençlik yıllarında bana kalmaya gelirdi, aynı yatakta yatardık. Kalender, babacan, delikanlıdır. Liseden sıra arkadaşımdır.

19. Erdoğan Çamlıyurt?
Kankam diyebilirim. Liseden sıra arkadaşımdır. Yardımsever, dost, mert, delikanlıdır. Beden eğitimi öğretmeni, milli futbol hakemi, gençlik spor il müdürüydü. Hâlâ birbirimizi sık sık ararız.

20. Recep Bayrak?
Nöbetleşe lisede okul başkanlığı yaptığımız kankam. Yapı Kredi Bankası İstanbul bölge müdürü olarak emekli oldu. Grekoromen Olimpiyat Şampiyonu Mithat Bayrak’ın kardeşi, AK Parti İl Başkanı Recep Uncuoğlu’nun dayısıdır.

21. Esin Engin?
Orta ve liseden sınıf arkadaşımdır. Adapazarı’nın yetiştirdiği en başarılı müzisyendir. Bir sınavı kazanarak İngilizce eğitimi almak üzere bursla ABD’ye gitmesi hayatını değiştirdi. Latin müziği ve tango üzerine orada araştırmalar yaptı. Şecaattin Tanyeri’nden sonra Türkiye’nin en büyük tangocusu bir kardeşimizdi. 50 yaşındayken, çok genç yaşta kaybettik.

“Eskiden Esin Engin’i tanımayan var mıydı, bilmiyorum. O kadar ünlü bir müzisyendi. Önceki bölümlerin birinde, okuduysanız hatırlarsınız, konumuz Esin Engin’di.”
  

DEVAM EDECEK


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com

Yayın Tarihi: 22.06.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder