30 Ekim 2012 Salı

(Bir hikâye) ERDEM, YANLIŞ ANLAMA, ÖZÜR 2


Kuşkuya kapılmamak elde mi? Ortada yanlış anlama vardı ama kim yanlış anlamıştı? Kendilerine Ankara’dan telefon eden eşinin kız kardeşine telefon açıldı. Debre’li teyze kızının ölüp ölmediği soruldu. Ölmediği, kendisiyle telefonla görüşüldüğü haberini alınca ferahladılar. Yaşayan birisinin üzerinden gelişen tartışma çirkin tartışmaydı. Taraflardan biri Debre’li teyze kızının öldüğüne dair iddianın sahibiydi. Sanki bu iddiası o teyze kızının hayatından daha önemliydi. Haklılığının kanıtlanması için teyze kızı gerçekten ölmüş olsa üzülmekten öte mutlu olacaklardı.

Bayram sonrasıydı. Bayram ziyaretlerini misafir çokluğundan gerçekleştiremedikleri ve eşinin sağ olan teyzesinin hal ve hatırını soramadıkları için biraz mahcubiyet hissediyorlardı. O gün koca teyzeyi görmeye elini öpmeye karar verdiler. Eşi yaşamıyor bile olsa onun adamlarına saygı göstermekten bir gün bile vazgeçmemişti. Rahmetli eşinin öldüğü söylenen teyze kızının kızı ziyarete gidilen teyzenin görümcesinin oğluyla evliydi. Bütün bu olaylar bu açıdan bakıldığında bütün olan bitenler herkesi ilgilendirecek kadar yakın akrabalar arasında olup bitiyordu.

Baypaslı ikinci hanım kızını alıp rahmetli eşinin teyzesinin evine vardığında kendilerine gelmekte olan ev sahibi gelini ve oğlunu merdivenlerden inerken yakaladılar. Onlarda bayram ziyaretine gelememişlerdi. İnsanlar yaşlandığında torun torbanın bekçisi oluyor bir bakıma. Bir evde dahada büyük yaşlı veya yaşlılar varsa öyle kolay kapı dışarı çıkılabilir mi?

Neyse, gelip de şimdi kapı eşiğinde olanlar; “niyetlenmişsiniz madem bize gidelim”, merdivenden inenler, “a..a.. olur mu canım siz buraya kadar gelmişsiniz, buradan geri mi dönülürmüş” sohbetleriyle buyur edildiler. Oturup hal hatır sorma faslı bittikten sonra günün konusu ister istemez açıldı. Koca teyzenin oğlu cenaze evini aradığını Debre’li teyze kızının da öldüğünü öğrendiğini söyledi. Siz ölmediğini kimden öğrendiniz diye sorunca baypaslı ikinci hanımın kızı “küçük halamı aradık, o öldüğü söylenen teyzenin kızını aramış. Annesi de yanındaymış, hatta halam onunla da konuşmuş” deyince ortadaki çelişkiyi yaratanın kendilerinin olduğunu fark eden koca teyzenin oğlu ayağa kalkarak “keşke öyle olsa, Allah vermesin ama ben öldüğünü duydum” diyeceği yerde, “kızım beni sinir etme, ben o evle, ve söylediğin kişilerle bir saat konuştum” diyerek azarladı. Sanırdınız ki biraz sonra tokat faslı da başlayacak. Hışımla telefona sarıldı, bir numara çevirip açılmasını bekledi. Açılır açılmaz hal hatır sormadan direk olarak “sana bir şey soracağım senin annen öldü mü?” diye sorunca Makedonya Ohri’yi halasının oğluyla evli teyze torununu aradığı anlaşıldı. Karşı taraftan “hayır, çok şükür hayatta” cevabını alınca suratı düştü.

Sonradan hatanın nerde olduğunu baypaslı ikinci kadın çözmüştü. “Bir saat telefonda konuştum” diyen adam konuştuğu halasının gelini-teyzesinin torununun evlendiği sıralarda ölen babasını kastederek öksüzdüm şimdide yetim kaldım dediğini zannetmişti. Baypaslı ikinci kadın aynı kişiyi arayınca olayın tahmin ettiği gibi geliştiğini gördü. Meğer teyze torunu sülâlenin gelini kendisininde teyze oğlu olan ve Türkiye’ye gelmeyerek sağ kalan yaşlı adamın küçüklüğünde yetim ve öksüz kalışı hatırlanarak, şimdi eşi ve çocuklarını kaybettiği için bir kez daha yetim ve öksüz kaldığını yarım yamalak Arnavut şiveli Türkçesiyle söylediği için, Debre’li teyze kızının da öldüğünü sanmışlardı.

*

Her insan kendini haklı görür. Haklı olduğuna inanmadığı olayda da ya itibarını yada hayatını korumak için haklı olduğunu kanıtlama çabasına girer. Bazen de yanılgısının farkına varmaz ve bu çabası kuru bir inada dönüşür. Kuru inadın içinde birine gerçeği göstermek ne zordur. Sırf bu inat yüzünden herkese kırıcı olabilirler. Oysa inadı kıran bir özür dilemedir. Hata yapılabilir, hatasız insan yok! Erdemli insan bunu bilip hatasından dönerse daha da büyür.
Bunun işareti de bir özürdür. Öfkede neyin nesi..


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com


Yayın Tarihi: 05.10.2012 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder