Ülkemizin 9. cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in aktif siyaset
yaptığı dönemlerde söylediği çok ünlü sözleri siyasi tarihimize kaydolmuştur.
Bunlardan biride “Dün dündür, bugün bugündür” sözüdür. Bu söz daha sonraları deyim gibi kullanıldı ve
tutarsızlığa örnek olarak gösterildi. Günümüzde de siyasetçiler bu sözün
içerdiği anlam doğrultusunda bir tutum sergiliyorlar. Daha önce en şiddetli
biçimde iktidara çatan muhalif liderler gün gelip devran döndüğünde iktidar
partisine yönelebiliyor, iktidarda bulunan ve kendisini eleştiren muhalefete en
küçük tahammülü esirgeyen liderde böyle durumda olanlara daha sonra kucak
açabiliyor. Bu da siyasi çekişmelerin omurgasızlığını, çıkar çatışmasından
öteye bir anlam taşımadığını gösteriyor. İlkesizlik ana ilkedir artık. Dün
dediğinizin tersini hiç çekinmeden bugün söyleyebilirsiniz. Daha önce ak
dediğinize kara, kara dediğinize ak derseniz sizi kimse yadırgamaz.
Uzlaşmaz tutum takınmayı savunmuyorum, yanlış anlaşılmasın.
İlkeli davranmak uzlaşılmaz olmak demek değildir. İlke, eski deyimle prensip,
izlenecek yola ışık tutan bir tutumdur. İlkesiz insan yol haritası elinde
olmadan yola çıkan gemi kaptanı gibi ya engin denizlerde kaybolur, yada sığ
denizlerde kayalara çarpa çarpa yok olur gider.
Günümüzde buna örnek Numan Kurtulmuş gösterilebilir. Saadet
Partisinin lideriyken iktidarı çok sert biçimde eleştiren Numan Kurtulmuş,
Saadet Partisinden ayrılıp yeni bir parti kurduğunda da tutumunu değiştirmemiş,
istikrarlı bir görüntü çizmişti. Ama ne olduysa girdikleri ilk seçimden sonra
oldu, iktidara yaptıkları eleştirilerden vazgeçtiler. Bunun sonucunda Numan
Kurtulmuş partisini kapatmaya ve iktidar partisine katılmaya karar verdi. Daha
sonra girdiği iktidar partisi AKP’nin kongresinde yönetimde yer almayı başardı.
Peki dün AKP ve AK Parti lideri olan başbakan için
söyledikleri ne olacak? Söylediklerini inkâr mı edecek?
Bu konuda elimde bir haber var; oda şöyle:
AKP Genel Başkan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TV8’de katıldığı programda HAS Parti Genel Başkanı
olduğu dönemde söylediği “Karunlaşmayacağız, Firavunlaşmayacağız,
Belamlaşmayacağız” sözlerinin arkasında durduğunu belirtti.
Bahsi geçen sözlerini hem kendi siyaseti için hem de herkes için söylediğini ifade eden Kurtulmuş, şu açıklamayı yaptı:
“Bu benim Genel Başkanlığa ilk başladığım dönemden itibaren söylediğim sözlerdi. Biz medeniyet değerleri üzerinde siyaset yapılmasını doğru buluyoruz. Bunun en temel değerlerinden birisi de ‘insanların eşitliği’ prensibidir. Yani bütün insanlar yaradılışta eşittir, bu eşitliği bozan birtakım toplumsal hastalıklar vardır, bunların ortadan kaldırılması siyasetin temel vazifesidir. Bunlardan birisi de Karunlaşmak’tır. Yani mali gücü eline alarak ‘ben insanlardan üstünüm’ demektir. Bir diğeri Firavunlaşmak’tır. Yani siyasal gücü eline alarak üstünlük iddiasında bulunmaktır. Üçüncüsü de dini açıdan insanların üzerinde bir üstünlük iddiasında bulunmaktır. Bu söylediğim şey medeniyet siyasetinin genel çerçevesidir. Bunu her yerde söyledim. Hem kendi siyasetim için hem de herkes için bu sözleri söyledim ben.”
Gördüğünüz gibi az sözler değil bu sözler. AKP’ye dolaylı olarak siz Karunlaştınız, siz Firavunlaştınız diyordu. Yani ekonomik ve siyasi gücü ele geçirdikten sonra dindarlığınızı kullanarak siz kendinizi diğer insanlardan üstün görmeye ve baskıcı davranmaya başladınız demek istiyordu. Bununla da kalmayıp devam ediyordu. Elimdeki haberden okuyalım mı?
Bahsi geçen sözlerini hem kendi siyaseti için hem de herkes için söylediğini ifade eden Kurtulmuş, şu açıklamayı yaptı:
“Bu benim Genel Başkanlığa ilk başladığım dönemden itibaren söylediğim sözlerdi. Biz medeniyet değerleri üzerinde siyaset yapılmasını doğru buluyoruz. Bunun en temel değerlerinden birisi de ‘insanların eşitliği’ prensibidir. Yani bütün insanlar yaradılışta eşittir, bu eşitliği bozan birtakım toplumsal hastalıklar vardır, bunların ortadan kaldırılması siyasetin temel vazifesidir. Bunlardan birisi de Karunlaşmak’tır. Yani mali gücü eline alarak ‘ben insanlardan üstünüm’ demektir. Bir diğeri Firavunlaşmak’tır. Yani siyasal gücü eline alarak üstünlük iddiasında bulunmaktır. Üçüncüsü de dini açıdan insanların üzerinde bir üstünlük iddiasında bulunmaktır. Bu söylediğim şey medeniyet siyasetinin genel çerçevesidir. Bunu her yerde söyledim. Hem kendi siyasetim için hem de herkes için bu sözleri söyledim ben.”
Gördüğünüz gibi az sözler değil bu sözler. AKP’ye dolaylı olarak siz Karunlaştınız, siz Firavunlaştınız diyordu. Yani ekonomik ve siyasi gücü ele geçirdikten sonra dindarlığınızı kullanarak siz kendinizi diğer insanlardan üstün görmeye ve baskıcı davranmaya başladınız demek istiyordu. Bununla da kalmayıp devam ediyordu. Elimdeki haberden okuyalım mı?
“HAS Parti’yi
kurduktan sonra siyasette yeni bir tarz ve yeni bir üslup yaratmak iddiasıyla
yola çıktıklarını ifade eden Kurtulmuş, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere
AKP’nin siyaset tarzını ‘kamplaşmacı ve gerilimli’ olmakla eleştirmekteydi.
HAS Parti döneminde neoliberalizm karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Kurtulmuş, AKP’yi Kemal Derviş’in ekonomik programını izleyerek Türkiye’deki herkesi borçlu hale getirmek, fabrikaları kapatmak, çiftçi ve esnafın işlerinin bozulmasına neden olmak, Türkiye’yi işsizlik ve fukaralık sürecine sürüklemekle suçluyordu. Bu dönemde özelleştirmelere de karşı çıkan Kurtulmuş’un ülke tarihinin en özelleştirmeci partisine Ekonomi İşlerinde Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduktan sonra bu konuda ne açıklama yapacağı merak edilmekte.
“Batı tarafından biçilen rol model Yeni Osmanlıcılık’ı kabul etmemek lazım”
AKP’nin dış siyasetini de eleştiren Kurtulmuş, Afganistan’da ve Lübnan’da emperyalist güçlere aracılık yapıldığını belirtmiş, Kürecik’teki füze kalkanına ise karşı çıkarak Türkiye’nin İran’a saldırının örgütlenmesi için ABD’nin oyuncağı olduğunu söylemişti. Kurtulmuş Yeni Osmanlıcılık politikasını ise şu sözlerle eleştirmişti:
HAS Parti döneminde neoliberalizm karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Kurtulmuş, AKP’yi Kemal Derviş’in ekonomik programını izleyerek Türkiye’deki herkesi borçlu hale getirmek, fabrikaları kapatmak, çiftçi ve esnafın işlerinin bozulmasına neden olmak, Türkiye’yi işsizlik ve fukaralık sürecine sürüklemekle suçluyordu. Bu dönemde özelleştirmelere de karşı çıkan Kurtulmuş’un ülke tarihinin en özelleştirmeci partisine Ekonomi İşlerinde Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduktan sonra bu konuda ne açıklama yapacağı merak edilmekte.
“Batı tarafından biçilen rol model Yeni Osmanlıcılık’ı kabul etmemek lazım”
AKP’nin dış siyasetini de eleştiren Kurtulmuş, Afganistan’da ve Lübnan’da emperyalist güçlere aracılık yapıldığını belirtmiş, Kürecik’teki füze kalkanına ise karşı çıkarak Türkiye’nin İran’a saldırının örgütlenmesi için ABD’nin oyuncağı olduğunu söylemişti. Kurtulmuş Yeni Osmanlıcılık politikasını ise şu sözlerle eleştirmişti:
“AKP’ye bölgede güç
odağı olması için Yeni Osmanlıcılık diye Osmanlı’yı bitiren Batı tarafından
biçilen rol modelini kabul etmemek lazım.”
Dediği her söze imzamı atarım. Bütün söyledikleri ülkemizin
yaşadığı, gelecekte yaşayacağı gerçeklerdir. Ne oldu da bütün bunlara rağmen
taraf değiştirdi.
Şimdi bu okuduklarınızın ardından eski cumhurbaşkanımızın
dediği gibi “Dün dündür, bugün bugündür” demez misiniz?
Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com
Gazete Adresimiz: www.anadolumedyagrup.com
Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com
Yayın Tarihi: 22.10.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder