31 Temmuz 2013 Çarşamba

SÜREĞEN DEĞİNMELERİM 2

Sevgili okurlarım olayların peşinde sürükleniyoruz. Bu arada zaman bildiğini okuyor. İşte böyle böyle ramazanlarda gelir gider, bayramlarda.. öncelikle içinde bulunduğumuz anın, durumumuz ne olursa olsun farkında olmamızı dileyerek ramazan ayınızı kutluyorum. Bu yazının ilk bölümü 03 temmuzda 2013’te yayınlandıktan sonra bilgisayarımın ekranının bozulacağı tuttu. Yazının devamı bir hafta bu yüzden gecikti; kusura bakmayın. Kaldığımız yerden devam edelim.

*

Dünyanın en zengin ülkesi neresidir acaba? Kişi başına yıllık geliri ne kadardır? Bana sorsaydınız vereceğim cevap yanlış olacakmış. Gerçekten bilmiyormuşum. Bu ülke Liechtenstein (lihtenşatyn) mış. Yıllık geliride kişi başına 145 bin dolarmış. Nüfusu 35 bin olan bu minik ülke geçenlerde hop oturmuş hop kalkmış. Okuyunca çok güldüm. Bu masal gibi ülkenin olayları da masal kadar uçucu olur. Dinleyin şimdi anlatıyorum.

Bildiğiniz gibi internet çılgınlığı sarmış ortalığı gidiyor. Facebook’ta internetin en büyük arkadaşlık sitesi, bunu da bilmeyen yok! Bu sitede her gün bir gurup kuruluyor. İngiliz öğrenci Lizzie Palmer’da can sıkıntısından ‘facebook ordusu’ kurmuş. Çok kısa zamanda 7 bin kişiye ulaşan üyelerine Lizzie: “1 milyon kişi toplanalım ve Liechstein’ı işgal edelim” demiş. Gurubu ciddiye alan 160 kilometre karelik ülkenin en büyük gazetesi Vaterland haberi manşetten “korkunç işgal planı” diye vermiş. Plan aynen şöyleymiş: Avusturya’dan üyeler ülkenin doğusundan, İsviçre’den üyelerde batısından gireceklermiş. Bu küçük, fakat zengin ülkenin gazetesi okurlarına “Liechstein işgal edilecek mi?” diye sormuş.

2003 yılında bir tatbikat sırasında kaybolan komşu ülke İsviçre’nin 171 askeri Liechstein’a girmiş ve yanlışlıkla işgal etmiş. 1868’de 80 askerden oluşan ordusuyla Avusturya-Prusya Savaşı’na katılmış, sonra “fazla masraflı” olduğu için ordusunu dağıtmış. Ülkeyi dış güçlere karşı İsviçre ordusu koruyormuş.

Lizzie Palmer’ın liderliğindeki Facebook orduları için “Liechtenstein’ı özgürleştirin” afişi bile hazırlanmış. Ayrıca grup, photoshop ile başkent Vaduz’daki Kraliyet Sarayı’na Facebook bayrağı çekmiş.

*

Hep kötü şeyler olacak değil ya, arada bir alkışlanacak gelişmeler de oldu. Dört yıl önce “Eğer bu kanun haline gelir ve uygulanırsa en kötülerden çok az bir farkla ayrılan ve ekonomiyi durdurarak milletin yoksulluğunu kader olarak dayatan bu hükümeti içtenlikle kutlayacağım” demiştim. Neden mi?

AK Parti’nin o dönemdeki kadın milletvekilleri Aşkın Asan ve Alev Dedegil, çocuklara yönelik ‘cinsel saldırı’ kapsamına giren suçlarla ilgili bir Eylem Planı hazırlamışlar.

Bilindiği gibi Hüseyin Üzmez’in çocuk yaşta bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla yargılandığı davada olduğu gibi çocukların ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmamasına karar verilen Adli Tıp Kurumu raporları ise tarih olacakmış. Böylece istismarcıya raporsuz 15 yıl hapis cezası verilebilecekmiş. Türk Ceza Kanunu’nda “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar” için uygulanan hapis, para ve tutukluluk gibi cezalara, “kimyasal kastrasyon” (ilaçla cinselliği en aza indirgeme) yaptırımı da eklenecekmiş. Buna göre çocuklara tacizde bulunan kişiye 3 ayda bir ilaç ve iğne yolu ile cinselliği geçici olarak öldüren tedavi uygulanacakmış.

Nasıl, güzel bir tasarı değil mi? Türk erkeği başka dilden anlamaz çünkü. Tamamda bu kanunun ne olduğunu bilen var mı?

*

Sovyetlerin “Pravda” gazetesi vardı. Günlük gazeteydi, ama hükümetin sesiydi. O dönemlerde hükümete bağımlı uydu basın için Pravda adı takılırdı. Bizde kayıtsız şartsız Pravda olan iki gazete var; biri Star, diğeri Sabah. Hadi diyelim star öncede Cem Uzanın borazanlığını yapıyordu, şimdide de bu hükümetin borozanı. Yani borozan olmak bu gazetenin kaderi. Ceride-i Sabah o eski güzelim Sabahtan satıldıktan sonra çok uzaklaştı. Oda borazanlaştı. Hoş, daha sonrada borozanlaşmayan hiçbir basın kuruluşu kalmadı ya, neyse..

Anlatacağım şey bu gazetelerin Pravdalıkları değil. 2009’daki sayısında yayınlanan Star gazetesinin bir haberine göre sigaralara okkalı zam geliyormuş. Dünyada en ucuz sigara bizde satılıyormuş. Hedefte de ucuz sigaralar varmış. O sıralarda gelen sigara yasağıyla birlikte zam iyi giderdi değil mi? Keşke önce bu zammı yapsalardı, sonra yasağı getirselerdi. Rahmetli Özal bu ülkede böyle yaparak kahraman olmadı mı? Önce kavga nedeni olan şeyi yok et, sonra kavgayı yasakla. Bunun tam tersi bir durumda Özal aynı mantığı yürütmüştü ki o çok ilginçti. Bütün dünyada komünizm gözden düşerken komünizme ket vuran 141 ve 142 sayılı anayasa maddesini kaldırmıştı. Sigaraya önce zam getirselerdi kimse yasakları tartışamayacaktı. Çok özür dilerim fakat bu geçen yıllara rağmen hala hiç gelişemediklerini söylemek zorundayım. İktidarda olmak onları inceletememiş, nazikleştirememiş. Sözden eyleme kadar bu böyle. Bir şey yapamıyorlarsa bir buyrukla susturuluyorlar. Bakanlarda dahil olmak üzere derin sessizliğe bürünüyorlar.

Öze dönelim, yasakları değil ama sigara zamlarını desteklerim. Keşke en ucuz sigara düşündükleri gibi 8 tl değil 18 tl olsa. Fakat inanın hiçbir şey çare değil. Bu kez de karaborsa  patlar.


BİTTİ

Yayın Tarihi12.07.2013 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder