30 Nisan 2015 Perşembe

HEDİYE VE HEDİYELEŞME 16

Bu bölüme kadar hediyenin 3 ana başlıkta özetleyeceğimiz biçimde verildiğini gördük.
1: Kişisel, sevgiye dayanan hediyeler.
2: Devletler arası ilişkileri veya devletin kendi kurumlarının birbirleriyle ilişkilerini geliştirmek amacına yönelik hediyeler.
3: Ticari ilişkileri sürdürmeye yarayan hediyeler.
Genel kanı hediyelerin sevgiyi ve ilişkileri arttırıcı etkisinin olduğu yönündedir. Bireysel olarak kötü amaçlada hediye verilmiştir. Bunlar rüşvet adıyla adlandırılır. Rüşveti hediyeden ayırıcı unsur, verenin menfaat isteyici, alanın menfaat sağlayıcı olmasıdır. En fazla menfaat sağlayıcı yönetim erkinin bir parçası olan devlet kurum veya özel kuruluş personelidir. Menfaat sağlanmasını istemekte menfaat sağlamakta ne kadar ahlaksız bir şeyse, bunun için alınan ve verilen adı rüşvet şeklinde çirkinleşerek değişmiş hediyelerde toplumun yozlaşmasına, çürümesine yol açtığı için o kadar ahlaksız bir şeydir (kimi şehirlerde durup dururken yıkılan binaların yapımında denetim yapmayarak oturma izni veren anlı şanlı belediyecilerimiz bu çürüme sebeplerine çarpıcı örnektir). Bulundukları makam ve mevkilerde olmasalar kesinlikle alamayacakları hediye ve hediye ötesi şeylerle suç işlenmesine zemin hazırlamaktan ve bir çok canın yitirilmesine sebep olmaktan dolayı suçludurlar. İşte böylesi hediyelerin topluma zararı çok büyüktür.   

Her şeyin bir kuralı olduğu gibi hediyeninde yazılı olan ve olmayan kuralları var. O kuralların kimi gelenekler, kimi dinsel uygulamalar yoluyla bugüne dek gelmiştir. Kurallar şunlardır.

1: Hediye edilen bir şey, hediyeyi alan kişinin mülkü olduğu için, onun haberi olmadan, geri alınamaz veya izinsiz kullanılamaz.
2: Verilen hediye her ne olursa olsun, geçerli bir neden olmadığı takdirde reddedilemez. Dinende bu şöyledir: “Hediye, Allahü teâlânın gönderdiği güzel bir rızıktır. Kabul eden, Allahü teâlânın gönderdiğini kabul etmiş olur. Reddeden de Onun gönderdiğini reddetmiş olur.”  (*1)
3: Hediye şu durumlara göre uygundur:
a- Hediye veya hibe [bağış], mevcut ve bilinen bir malı, birine karşılıksız temlik etmektir. Belli bir karşılık isteyerek vermek de uygundur. Mesela, borcunu ödemesini şart koşmak uygun düşer.
b- Karşılık vermek şartı ile yapılan hediye, karşılığı verilmedikçe geçerli olmaz. Hediyenin ve karşılığının, ayrılmadan önce verilmeleri gerekir.
c-“Sen ölürsen benim, ben ölürsem senin olsun” diyerek evini birisine vermek uygun düşmez.
ç- Ali, Veliye, “Yaşadığın müddetçe evim senin olsun” dese, Veli ölünce, ev, sahibine verilir.
d-“Al, sarf et” diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim edilince, ödünç verilmiş olur. “Al, giy” diyerek verilen elbise, hediye olur.
e- Hediye verilmeden önce, veren vazgeçebilir. Hediye verildikten sonra, ancak ikisinin rızası ile vazgeçilebilir.
f- Hâfız, pazarlık etmeden, Allah rızası için hatim veya mevlid okursa, kendisine verilen hediyeyi alması caiz olur. Az diye itiraz ederse, aldığı haram olur.
g- Çocuğun hediye vermesi geçerli değildir. Çocuğa verilen hediyenin geçerli olması için, çocuğun, hediye edilen şeyi eline geçirmesi gerekir.
ğ- Fakir, zenginin verdiği sadakayı zengine hediye etse, zenginin alması uygun düşer.
h- Biri, “Bu malı sana hediye ettim” dese, öteki de alsa, hediye tamam olur.
ı- Müşteri, malı teslim almadan başkasına hediye edebilir.
i- Henüz ele geçirmeden önce, ikisinden birisi ölse, hediye geçersiz olur.
j- İki kimse, ortak oldukları bir evi birine hediye etseler, uygun olur. Bir kimse, evini iki kişiye hediye etse, uygun olmaz. Çünkü, taksimi mümkün olan şeyi, hisse-i şayıalı olarak vermek uygun değildir.
k- Gelecek ay başında, şu malı sana hediye ettim demek geçerli olmaz.
l- Ölünceye kadar nafakasını vermek ve kendine hizmet etmek şartı ile evini birine hediye ve teslim edince, hizmete başlarsa, evi geri alamaz.
Evini, ölünceye kadar içinde oturmak şartı ile satmak anlaşma olarak kötü sayılsada, hediye etmek uygundur ve evi teslim ettikten sonra, geri alamaz.
m- Hediye verirken malın mevcut olması şart, hazır olması şart değildir.
n- Zorla alınan hediye geçerli değildir. Mesela bir kimse, hanımına, “Sana borcum olan bileziklerini bana hediye etmezsen, babanın evine hiç gidemezsin” dese, hanımı da hediye etse, geçerli olmaz. Çünkü kerhen, zor ile hediye vermek geçerli olmaz.
o- Hediye, ancak ele geçince mülk olur. Satın alınan mal ise, ele geçmeden önce mülk olur.
ö- Ölüm hastası, malının üçte birini, vârislerinden başkasına bağışlayabilir.
p- Alacağını borçlusuna bağışlayan, vazgeçemez. (Alacağım yok) deyince de, borç kalmaz.
r- Kazançları şüpheli olan, hediyeleşmeli ve ödünç alıp kullanmalıdır! Haramdan geldiği kesin olarak bilinmedikçe, hediye gelen şeyler helaldir.
s- Doğacak yavrusu benim olmak şartı ile bu hayvanı sana hediye ettim demek caizdir. Yavrusu da hediye olur.


 DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi: 08.04.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder