30 Nisan 2015 Perşembe

HEDİYE VE HEDİYELEŞME 20

Ölü evine, adına hediye denmese de bir şeyler götürülmektedir. Kederlerinin büyüklüğünden ve gelen giden konukları ağırlama meşguliyetleri nedeniyle yemek yapamayacakları düşünülerek, kimi yerlerde komşu evlerden ve akrabalardan yemek götürüldüğü görülür. Prof. Dr. Mahmut Tezcan Ankara’nın Keskin ilçesinde lokum, Çorum’da bir kutu şeker, Erzurum köylerinde çay ve şeker, varlıklı ailelerden Konya ve Van köylerinde ise koç, Aybastı’da tatlı götürüldüğünü belirtiyor.

Geleneksel kültürümüzde hediye yarı açık, yarı gizli biçimde götürülen yere, sessizce bırakılan bir şeydi. Zamanla batının etkisiyle önce şehirlerde, daha sonra kırsal kesimde verilmek istenen kişinin eline verilir oldu. Gene geleneksel biçimiyle hediyeler verenin yanında görgüsüzlük sayıldığı için açılmazken, şimdi açılıp tıpkı batılı ülkelerde olduğu gibi teşekkür edilmektedir.

Ülkemizde şu gibi durumlarda hediye götürülmektedir.
1: Doğum, yani doğan çocuğu görmeye gidişlerde.
2: Yeni doğan çocuğu ilk gezmeye getirilen evlerde
3: Bebeğin ilk dişinin çıkışından
4: Kur’an hatmeden çocuğun hatim duasında
5: Sünnet olan çocuğa
6: Askere uğurlama ve asker ziyaretlerinde
7: Uzun yolculuğa çıkışlarda
8: Evlenme törenlerinde
9: Bayramlarda
10: Hacca gidişte 
11: Yeni ev almada, ev görmeye gidişte
12: Ölümlerde
13: Uzağa gidip tekrar dönüldüğünde (dönenden gittiği yerin meşhur bir şeyini en yakınları getirmesini bekler)
14: Okul mezuniyetlerinde öğretmenlere, öğrencilere (sözü geçen konuda öğrenciler öğretmenlerine, anne babalarda mezun olan yavrularına hediye verir)

Gördüğünüz gibi hayatın her evresinde hediye verilebiliyor. Peki hediye verilirken nelere dikkat edilmelidir onlarıda görelim.

a- Hediye alacak kişi, bütçesine uygun hediye almalı.
b- Hediye kullanılabilir olmalı.
c- Hediye vereceğiniz kişinin kişiliğine uygun olmalı.
d- Zamanında verilmeli.
e- Hediye yarışına girilmemeli, bütçe zorlanmamalı.
f- Hediye verilen kişi de yük altında bırakılmamalı.
g- Az veren candan, çok veren maldan ata sözü unutulmamalı.
    
Hediyenin az veya küçük oluşu daha makbul tutulur. Deyimlerimizde bunu göstermektedir. “Çam sakızı çoban armağanı”,  “Yarım elma gönül alma”,  “Bahşiş atın dişine bakılmaz”. Buna rağmen hediye veren mahcup olmamak için genellikle bu deyimlere pek dikkat etmez. Sadece mahcup olmakta değildir gözetilen, hediye verilen kişinin onuruda yükseltilmek istenir. Hediye verilen kişiyi küçük düşürmemekte hediye geleneğinin gereğidir.

Sonuç olarak hediye günümüz ve geçmiş toplumlarda insan ilişkilerinde olumlu sonuçların alınmasını sağlamıştır. İlişkilerde mutluluklar veren bir gelenek olarak insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir.

Bu yazı dizisini burada bitirirken sizler kimbilir daha nelerin eksik kaldığını düşünüyorsunuz? Her inceleme, her yazı tahmin edersiniz ki bir yanıyla eksiktir. Bu inceleme yazısı da benim gördüğüm yada görmediğim bir çok eksik yana sahiptir. Bir çok konu daha içine dahil edilebilirdi belki. Bu haliyle bile siz okurlarımın sabrını zorladığımı düşündüğüm bu yazı bundan daha hacimli olamazdı. Bundan daha kısa bir dizi olamadığı gibi.. 


BİTTİ



Yayın Tarihi: 17.04.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder