30 Nisan 2015 Perşembe

ŞU SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ 1

Şu sosyal paylaşım siteleri... bütün dünyada en çok bilinen iki site: facebook, twitter! Her gün facebook yada twitter’de milyonlarca insan birbiriyle sınırsız ve sansürsüz bir şeyler paylaşıyorlar. Dört yıl önce başlayıp biten, daha doğrusu bitemeyen Arap baharı denen arap halk hareketiyle birlikte daha birçok hareket bu sitelerden haberleşerek düzenlendi. Etkili veya etkisizlerin çorbaya çevirdiği, daha çok kaostan nemalananlara yarayan hareketlerdi tüm bu olanlar. Sosyal paylaşım siteleri bu hareketin haber taşıyıcılığını, postacılığını yapmıştı. Yazılı ve görsel basının tek taraflı iletişim aracı olmaları nedeniyle yerini bu tip sitelere terk etmeye başladığı, bu sitelerin etkisinin tartışılmaz olduğu görülüyor. Gönüllü fişlenme demek olan, uzun süre üye olmaktan kaçındığım bu sitelere daha fazla direnmenin anlamı yok diyerek bir süre önce üye olmuştum. Yurt içi ve yurt dışı dost, arkadaş ve akrabalarla haberleşiyor, bazen dünya ve yurt gündemini, bazen kendi gündemimizi, bazen hoşlandığımız, bazen hiç hoşlanmadığımız bir çok konuyu paylaşıyoruz.

Bu gün kimi komik, kimi politik paylaşımlardan örnekler vermek istiyorum.

İlk olarak Hırvatistan’a İstanbul’da 3-0 yenildiğimiz maç sonrası yazdığım ileti ile başlayalım. O zaman milli takımımızın başında Hollandalı Guus Hidding vardı.

“Aşı tutmadı. Batı akılcılığına doğu duygusallığı katılır sanıldı. Çalışma disiplinine bağlı batı akılcılığı yerine şişinmeci, tembel, işlenmemiş ve geliştirilmemiş yetenekleriyle işi idare edeceklerini sananlar güruhundan ruhu tükenmiş bezirganlar çıktı. Bu oyuncular mahallelerinde mi oynadılar yoksa? Ben yanlış maçı mı izledim (oynadığımız son milli maçımızda bu defa Hollanda milli takımının antrenörü Hidding’ti, Fatih Terim’in öğrencileri deplasmanda uzatmada yedikleri golle Hollanda’yla 1-1 berabere kalmıştı)?

Öte yandan paraları cebine koyup “Hidding gibi” yaşlılığında bolluk içinde bir hayat sürmeyi düşünen, hiçbir olumlu gelişmeye yol açmamış, Türk yardımcıları kadar kör, batı akılcılığı adı altında kendi şablonuna tapan kayıtsız, etkisiz ve ruhsuz bir teknik direktörden başka ne beklenirdi ki.”

Üç gün sonra bu defa “Radyospor”a Barış Ertü’ün sunduğu  programa aynı konu ile ilgili şunları yollamıştım Barış Ertül’de bu satırları radyoda okumuştu:

“Merhaba Barış bey!
Ben Adapazarı'ndan Aydın Göle. 55 yaşında, yürüme engelli, Beşiktaş taraftarı eski bir müzisyenim. Son üç yıldır yerel bir gazetede köşe yazarıyım.

Doğu duygusallığına eklenmek istenen batı akılcılığı ruhsuzluğu doğurdu. Kendinden menkul değerlerle yeteneklerini körleyenler ve yöneticilik yaptıklarını sanan amatörler bu milletin vergilerini çarçur ediyorlar.”

Emekli öğretmen yeğenim Adnan Oktar hocanın bir videosunu paylaşmıştı. Ona da şunları yazmıştım:

“İşin bezirganları iyice sıkmaya başladılar artık. En başta sahip oldukları dil.. İnsanın kaşının gözünün seğirmesi gibi, çok sık seğiren bir dille konuşuyorlar. Bıktım şu dil tiklerinden.. Önce düzgün bir Türkçe ile konuşsunlar. Ülkemizinde, dilimizinde, dinimizinde canına okuyorlar. Eskiden çıplak manken, şimdiyse bir gazetede yazar olan konuk hanımefendinin alim (!) olması bir yana. Adnan hoca güzellik yarışmasındaki jüri üyesi gibi.”

İlimizde belirlenen kaçak elektrik kullanımıyla ilgili savunmalar fıkraları aratmıyor.
Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. görevlilerine, kaçak elektrik kullananların ilginç cevapları şaşırtıcı.
İşte fıkraları aratmayan facebook’ta paylaşılan o savunmalardan bazıları:

“Kablolar çok sallanıyordu. Ben hepsini bir araya topladım.”
“Hayatta kaçak kullanmam. Eski kiracı yapmıştır.”
“Oğlan çok yaramaz, o yapmıştır.”
“Ev eski, kapıyı sert vurunca kanca düşmüştür.”
“Kendiliğinden olmuştur.”


Facebook ve twitterden bana gelenleri gelecek yazıda da sizlerle paylaşacağım. Eminim çok seveceksiniz.


DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi: 20.04.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder