d- İkisi arasında nikâh bulunması:
Karı koca, birbirine verdiği hediyeyi geri isteyemez. Erkek müslüman, kadın
başka bir dinden olsa, hatta boşansalar da, bağışından dönemez, verdiğini geri
isteyemez. Bir erkek, yabancı bir kadına bir şey bağışladıktan sonra onunla
evlense, bu durumda bağış yapan, bağışından dönebilir; çünkü nikâh bağıştan
sonra yapılmıştır. Bu durum, günümüzde çok görülüyor. Nişanlanıp, oğlan geline
hediyeler takıyor. Nikâhtan önce veya sonra ayrılıyorlar. Kustuğunu yalamak
gibi olsa da, oğlan, geline nikâhtan önce verdiği hediyeleri geri isteyebilir.
Nikâhtan sonra verilenleri ise istemeye hakları yoktur.
e- Aralarında nikâhı ebedi haram eden akrabalık bulunmak:
Usûl ve fürular yani baba, babanın babası ve daha yukarısı, ana, ananın anası ve daha yukarısı, evlatlar, torunlar ve daha aşağısı ile kardeşler, kardeş çocukları, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, verilen hediyeleri geri isteyemezler. Bu şekilde akraba olan, ister Müslüman, isterse başka dinden olsun eşittir.
f- Hediyenin değişip başkalaşması:
Hediye edilen buğdayın öğütülüp un haline gelmesi veya bulgur yapılması yahut ekmek yapılması, verilen sütün peynir yapılması, yağının çıkarılması halinde, artık verilen hediye geri istenemez.
Birisine bin lira hediye edilse, sonra o kişiden bin lira ödünç istense, o kimse de bin lira hediye edene ödünç verse, ödünç alan kimse, zaten ben bu bin lirayı sana hediye etmiştim, vermiyorum diyemez.
Bir kimse, diğerinde bulunan alacağını bağışlarsa, ona bağışladığı şeyi geri isteyemez.
Bağışlanan şey satılsa, müşteri, onu bir kusurundan dolayı iade etse; önce bağış yapan şahıs, bu durumda bağışından dönemez.
Bağış yapan bedeli teslim aldığı zaman, her ikisi de verdikleri şeye geri dönemezler.
e- Aralarında nikâhı ebedi haram eden akrabalık bulunmak:
Usûl ve fürular yani baba, babanın babası ve daha yukarısı, ana, ananın anası ve daha yukarısı, evlatlar, torunlar ve daha aşağısı ile kardeşler, kardeş çocukları, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, verilen hediyeleri geri isteyemezler. Bu şekilde akraba olan, ister Müslüman, isterse başka dinden olsun eşittir.
f- Hediyenin değişip başkalaşması:
Hediye edilen buğdayın öğütülüp un haline gelmesi veya bulgur yapılması yahut ekmek yapılması, verilen sütün peynir yapılması, yağının çıkarılması halinde, artık verilen hediye geri istenemez.
Birisine bin lira hediye edilse, sonra o kişiden bin lira ödünç istense, o kimse de bin lira hediye edene ödünç verse, ödünç alan kimse, zaten ben bu bin lirayı sana hediye etmiştim, vermiyorum diyemez.
Bir kimse, diğerinde bulunan alacağını bağışlarsa, ona bağışladığı şeyi geri isteyemez.
Bağışlanan şey satılsa, müşteri, onu bir kusurundan dolayı iade etse; önce bağış yapan şahıs, bu durumda bağışından dönemez.
Bağış yapan bedeli teslim aldığı zaman, her ikisi de verdikleri şeye geri dönemezler.
Kendine bağış yapılan şahıs, ister akraba olsun, ister
yabancı olsun fark etmez. (*2)
Başkalarının yanında birine bir hediye verilse “onlar da ortak olur” hadisine göre her hediye herkesçe ortaklaşa kullanılacak demek değildir. Türkçemizdeki “göz hakkı” deyimi olarak kullanılan bir söze dayanarak bu ortaklığın yiyecek ve içecekler üzerinden, dahası bölünebilir şeyler üzerinden uygulanması mümkündür. Bir kalem gelmişse, kalem kırılıp oradakilere taksim edilmez.
Para hariç, al kullan diye verilen şey hediye olur. Ancak verenin bunu diliyle söylemiş olması gerekir. Hediyede söz geçerlidir. Şakadan bile söylense verilen şey hediye edilmiş olur. Onun oyunu olmaz.
Dinimizde, niyetin geçerli olup sözün geçerli olmadığı yerler olduğu gibi, sadece sözün geçerli olup niyetin geçerli olmadığı yerler de vardır. Mesela; “Şakadan da olsa nikâhlananın veya boşayanın, nikâhı da, boşaması da geçerli olur.” (*3)
“Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi geçerlidir. Nikâh, tek taraflı boşanma, tek taraflı boşanmaktan vazgeçmek.” (*4)
Başkalarının yanında birine bir hediye verilse “onlar da ortak olur” hadisine göre her hediye herkesçe ortaklaşa kullanılacak demek değildir. Türkçemizdeki “göz hakkı” deyimi olarak kullanılan bir söze dayanarak bu ortaklığın yiyecek ve içecekler üzerinden, dahası bölünebilir şeyler üzerinden uygulanması mümkündür. Bir kalem gelmişse, kalem kırılıp oradakilere taksim edilmez.
Para hariç, al kullan diye verilen şey hediye olur. Ancak verenin bunu diliyle söylemiş olması gerekir. Hediyede söz geçerlidir. Şakadan bile söylense verilen şey hediye edilmiş olur. Onun oyunu olmaz.
Dinimizde, niyetin geçerli olup sözün geçerli olmadığı yerler olduğu gibi, sadece sözün geçerli olup niyetin geçerli olmadığı yerler de vardır. Mesela; “Şakadan da olsa nikâhlananın veya boşayanın, nikâhı da, boşaması da geçerli olur.” (*3)
“Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi geçerlidir. Nikâh, tek taraflı boşanma, tek taraflı boşanmaktan vazgeçmek.” (*4)
Hediyede yukarıda sözü geçen konular gibi şakası olmayan bir
konudur.
Alacağını borçlusuna hediye eden, “şakadan söylemiştim” dese de hediyesinden vazgeçemez. Niyeti geçersiz, sözü geçerlidir.
Alacağını borçlusuna hediye eden, “şakadan söylemiştim” dese de hediyesinden vazgeçemez. Niyeti geçersiz, sözü geçerlidir.
DEVAM EDECEK
KAYNAKLAR
*1 Ramuz
*1 Ramuz
*2 İhtiyar, Redd-ül muhtar, Hindiye
*3 Taberani
*4 Tirmizi
*3 Taberani
*4 Tirmizi
Yayın Tarihi: 13.04.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder