Nihayet yazı dizimizin sondan
önceki bölümüne geldik. Bu bölümde ülkemizde yaygın olan hediye ve hediyeleşme
biçimlerinden söz edeceğiz.
Prof. Dr. Mahmut Tezcan; “Hediyeleşme
konusunda başka kültürlerle İslami kültürde var olan kuramsal nitelikle
‘karşılıklılık,’ Türk kültüründede geçerlidir. Özellikle düğünlerde komşulara
ve akrabalara götürülen hediyelerde bu konuya çok dikkat edilir. Herkes hediye
alırken onlar bize ne getirmişti diye hatırlayarak ona denk, eşit bir hediye
almaya dikkat eder. Hatta Anadolu’da kimi kırsal kesimlerdeki düğünlerde kimin
ne hediye getirdiği herkese açıkça ilan edilir” der. Bunların kendi bölgemizin
çeşitlilik arzeden nüfus yapısı nedeniyle ilimizde de yaşandığını görüyoruz.
Ülkemiz ve ilimizde şu
hediyeleşme biçimleri batıdan gelmiş ve kabul görmüştür.
Yeni yıl hediyeleri
Doğum günü hediyeleri
Evlenme yıldönümü hediyeleri
Bayi toplantılarında verilen hediyeler
Promosyon denilen tüketim arttırıcı hediyeler
Üniversite personelinin akademik unvan alma hediyeleri
Bir kurumdan emekli olunurken verilen hediyeler
Anneler günü hediyesi
Babalar günü hediyesi
Sevgililer günü hediyesi
Bu kabul edilen hediyeleşme
günleri batı ticaret mantığının bir eseridir. İlk bölümlerde ilkel kavimlerle
birlikte şaman inancına sahip eski Türk’lerde de toplumun yenileşmesi, üretimin
devamlılığının sağlanması amacıyla eskilerin atılıp yenilerinin hediye edildiğini
özellikle vurgulandığını belirtmiştim. Para ekonomisine geçildikten çok sonra
20. yüzyılda gelişen ve hızlanan ticaret bu düşünceyi abartılı biçimde
kullanarak yeni gelir kaynaklarının arasına başlı başına bir konu olarak
hediyeyi aldı. Tüketim toplumunun bu hediyeler aracılığıyla oluşturulduğunu, bu
toplumun hediyelerinin de teknolojik olarak muhteşem olmalarına rağmen eşyanın
insanla özdeşleşen uzun ömürlülük gibi yapısının olmaması nedeniyle ruhunu
kaybettiğini soğuk ve kısa kullanımlık olduğunu görüyoruz. Oysa eski
hediyeleşme biçimlerinde hediyeler at, kedi, köpek, ördek, kanarya gibi sevimli
ve yararlı hayvanlardan; deri yelek, kayış, şapka köstekli cep saati gibi
günlük kullanım eşyalarından oluşurdu. Bunlarda verilen kişiyle özdeşleşir bir
bütünün iki yarısı olurlardı. Bunlardan birinin hayvan sevgisini aşılaması,
diğerinin tutumlu olmayı sağlaması gibi iki ayrı yararı vardı.
Oysa kendimize has öyle güzel
hediyeleşme biçimlerimiz vardır ki, saymakla bitmez. Gene Prof. Dr. Mahmut
Tezcan’ın bu konuda yazdıklarına bir bakalım.
“Yaşlı nineler, dedeler, babalar,
akrabalar ve tüm komşu köylüler askere uğurlamayı bir tören durumuna
getirmişlerdir (Sözün burasında araya girme ihtiyacı duyuyorum. Benim ilk
gençlik yıllarımda anne-babanın oğullarının askerlik yaptığı şehre giderek
yemin törenine katılmak, tören sonrasında oğullarına küçük hediye vermek yoktu.
Yakın dönemlerde bu bir gelenek haline geldi. A.G). Asker adaylarının el
öpmeleri sırasında herkesin karınca kaderince onların ceplerine para koymaları,
dayanışmanın, sevginin en güzel örneğidir.”
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 15.04.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder