Bildiğiniz gibi Japonya depremleriylede ünlüdür. Öyle sık ve
şiddetli depremlerle karşılaşırlar ki.. bizim gibi ülkeleri bırakın, gelişmiş Avrupa
ülkeleri bile böylesi depremlerin ekonomik yükünü kolay kolay kaldıramaz.
Japonlar geliştirdikleri deprem teknolojileriyle bunun üstesinden gelmeye
çalışıyorlar. Bu konuda bir ölçüde başarı sağlamış durumdalar. En azından can
kayıpları binleri hatta yüzleri bile bulmuyor. Geçen yıl yaşanan felâket özünde
depremden kaynaklansa bile sadece deprem felâketi değildi. Deprem nedeniyle
oluşan dev dalgalar depremin kendisinden daha fazla zarar verdi. Ardından
nükleer sızıntı bunların üstüne tüy dikti.
Her felâketten sonra yaşanan acıklı hikâyeler vardır.
Dünyadada bizdede bu böyle. Şimdi anlatacağım hikâyedeki kişi talihsiz bir
anne.
Japonyada bir deprem sonrasında kurtarma ekipleri enkaz
altında olduğu söylenen genç bir kadının yaşadığını düşünerek hassas
çalışırlar. Ne yazık ki büyük uğraşlar sonucu ulaştıklarında kadının artık
yaşamadığını görürler. Kadının enkaz altındaki duruşu biraz ilginçtir.
Ellerinde bir şey tutarak iş yaparken dizlerinin üstüne çökmüş bu esnada ev
üzerine yıkılmıştır sanki. Kurtarma ekibinin lideri yinede canlı olma ümidiyle
kadına ulaşmaya çalışır. Fakat kadın çoktan ölmüştür.
Ekip oradan başka bir enkaza hareket etmek üzereyken bir
sebepten dolayı ekip lideri açtığı delikten içeri doğru kadının cesedinin
altına bakar ve seslenir! “Bir çocuk!... Bir çocuk var!” der.
Ekip uzun bir çalışmadan sonra çiçekli bir battaniye içinde
ölü kadının cesedinin altında 3 aylık bir bebek bulurlar. Kadın son bir
hamleyle çocuğunu kurtarmak için bedenini ona siper etmiştir. Ekip çocuğa
ulaştığında bebek hala uyumaktadır. Doktor hemen bu masum ve her şeyden
habersiz bebeği muayene eder. Battaniyeyi açtığında içinde bir cep telefonu
bulur. Ekranda yazılı bir mesaj vardır. Mesajda şu satırlar vardır:
“Eğer kurtarıldıysan, seni sevdiğimi daima hatırla!
Annen!..”
Bir annenin çocuğuna olan sevgisini ölüm anında bile ona
anlatma çabası hangi gözü yaşartmaz?
Anneler! Yürekleri evlâtları için atan o kutsal insanlar.
Onlar için çocukları minikte olsa 70’lik dedede olsa durum değişmez.
Şimdide ülkemizdeki böyle bir anneden söz etmek istiyorum.
23 ekim 2011 Pazar günü Van’da deprem olmuştu. Bir çok bina
yıkılmış, ilk etapta hayatlarını kaybetmeyen kimbilir ne çok can enkaz altında
kurtarılmayı beklemişti. Van’ın Erciş ilçesinde bir anne henüz 2 haftalık olan
bebeğiyle 46 saat enkaz altında kaldıktan sonra kurtarıldılar.
Anne ve bebeğe yapılan doktor kontrolünden sonra anneye
bebeği nasıl yaşattığı sorulmuştu. Öyle ya, minicik bebek 2 gün nasıl
beslenmişti? Genç anne, bebeğinin ağzının içine tükürdüğünü, böylelikle susuz
kalmasını önlediğini söylediğinde dünya şaşkınlığını gizleyememiş, yabancı
gazetelerde bu mucizeden söz etmişlerdi.
İşte anne böyle bir şeydir. Eli kolu bağlı olsa bile bir
çözüm bulur ve yavrusunu korur. Onun için annenin yeri kolay kolay dolmaz. Ona
bunu yaptıran yavrusuna olan sonsuz sevgisidir.
Allah’ın annelere verdiği bu sevgi ve merhamete paha
biçebilir misiniz?
Yayın Tarihi: 08.06.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder