ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ
Merhaba sevgili şiir sever okurlarım. Bu hafta
edebiyatımızın en renkli, daha çok mizahi hikâye ve roman yazarı olarak
tanıdığımız Aziz Nesin’in az bilinen yönünün, şairliğinin eseri şiirlerine yer
vermek istiyorum.
Önce yazar-şairimizi tanıyalım:
Asıl adı ‘Mehmet Nusret’ olan Aziz Nesin 20 Aralık 1915’de
İstanbul Heybeliada’da doğdu. İstanbul Süleymaniye’de Kanuni Sultan
Süleyman İlkokulunu bitirdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde okudu 1935’de
Kuleli Askeri Lisesi’ni, ardından da Ankara’da Harp Okulu’nu bitirdi. 1937’de
asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. Askeri Fen Okulu’nu bitirdi. Bir
yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti. Subay olarak
Anadolu ve Trakya’nın çeşitli yerlerinde görev yaptı. Üsteğmen rütbesindeyken
“görev ve yetkisini kötüye kullandığı” suçlamasıyla ordudan atıldı. Bakkallık,
muhasiplik gibi işlerde çalıştıktan sonra gazeteciliğe başladı. Yedigün ve
Karagöz gazetesinde redaktörlük ve yazarlık yaptı. Oyun yazarlığına başladı ve
Tan gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Tan gazetesinin yakılması üzerine
Cumartesi adlı haftalık magazin dergisini çıkardı, ardından Sabahattin Ali’yle
birlikte Marko Paşa mizah gazetesini çıkarmaya başladı. Dönemin siyasilerini
eleştirdiği için dergi defalarca kapatıldı, değişik adlarla yayınını sürdürdü.
Amerikan yardımının eleştirildiği “Nereye Gidiyoruz?” adlı yazısı nedeniyle
tutuklandı; on ay ağır hapis ve üç ay on gün de Bursa’da gözetim cezası aldı.
Azizname adlı kitabı nedeniyle 4 ay, İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı
Rıza Pehlevi ve Mısır Kralı Faruk aleyhinde yazdığı yazı nedeniyle 6 ay hapse
mahkum edildi. Oluş Kitabevi'ni açtı; Beyoğlu'nda bir ortağıyla "Paradi
Fotoğraf Stüdyosu"'nu kurdu. Akbaba dergisinde takma adlarla öyküler
yazmaya başladı. 1955'de 6-7 Eylül olayları sonrası sıkıyönetimce tutuklandı.
Dolmuş, Yeni Gazete, Akşam, Tanin, Günaydın, Aydınlık gibi dergi ve gazetelerde
gülmece öyküleri, röportajlar ve fıkralar yayımladı. Kemal Tahir’le birlikte
Düşün Yayınevi’ni kurdu. Dolmuş-Karikatür dergisi ile birleşerek Bir yandan da
Yeni Gazete, Akşam ve Tanin'de günlük köşe yazıları yazdı. 1962'de 42 sayı
yaşayacak olan “Zübük” adlı mizah dergisini çıkardı. İtalya’da (Bordighera’da)
yapılan ve 22 ülkenin katıldığı Uluslararası Gülmece Yarışmasında Altın
Palmiye’yi iki kez kazandı. 1963’te yayınevinin yanması üzerine sadece
yazarlıkla uğraştı. Bulgaristan’da düzenlenen yarışmada Altın Kirpi ödülünü
1969’da Moskova’da Krokodil ödülünü kazandı. 1972’de Nesin Vakfı’nı kurdu.
Vakıf’ta, her yıl belirli sayıda alınan kimsesiz ve yoksul çocukların bakım ve
eğitimlerini üstlendi. Kitaplarının tüm gelirini vakfa bıraktı. Türkiye
Yazarlar Sendikası Başkanlığı yaptı. Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulundu.
1985’de Ekin A.Ş’nin kurulması girişiminde bulundu. Aynı yıl, İngiltere’de PEN
Kulüp onur üyeliğine seçildi. 2 Temmuz 1993’de Pir Sultan Abdal etkinliklerine
katılmak üzere Sivas’a gitti. 37 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak Oteli
katliamından sağ kurtuldu. 6 Temmuz’a bağlayan gece sabaha karşı geçirdiği kalp
krizi sonucu öldü.
İlk okuyacağınız şiirlerin adı yok. Ya Aziz Nesin bu
şiirlerine bir ad vermemişti, yada bana yollayan dostum adlarını yazmayı
unutmuştu. Ben okudum ve çok beğendim. Sade fakat çarpıcı şiirlerdi. Adı olmasa
da burada yer vermeye değer.
...
Nasıl bittiyse bundan
öncekiler
Bu da biter.
Bite bite
Sonunda ben de biterim
Olur biter.
AZİZ NESİN ANISINA
Bu da biter.
Bite bite
Sonunda ben de biterim
Olur biter.
AZİZ NESİN ANISINA
***
Seziyorum ki
kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
... Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.
AZİZ NESİN
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
... Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.
AZİZ NESİN
***
Bir tohum verdin
çiçeğini al
Bir çekirdek verdin
Ağacını al
Bir dal verdin
... Ormanını al
Dünyamı verdim sana
Bende kal
AZİZ NESİN
çiçeğini al
Bir çekirdek verdin
Ağacını al
Bir dal verdin
... Ormanını al
Dünyamı verdim sana
Bende kal
AZİZ NESİN
***
ACININ DUVARI
ASILINCA
Kendisi çatlamadan
Toprağı çatlatamaz tohum
Asmışım sinirini mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum.
AZİZ NESİN
Toprağı çatlatamaz tohum
Asmışım sinirini mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum.
AZİZ NESİN
***
ARKADAŞIM BADEM AĞACI
Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Açarsın çiçeklerini..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Açarsın çiçeklerini..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
AZİZ NESİN
***
BAĞIŞLA
Ya zamanından çok
erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış
Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş
AZİZ NESİN
***
BOŞUNA
Sen yoksun...
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki...
Boşuna bu nehir...
Çırpınıp pırpırlanması...
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider...
Boşuna yorulur yollar...
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki...
Özlemler de ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız...
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna...
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı Bölüşemiyeceğiz ki...
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki...
Boşuna bu nehir...
Çırpınıp pırpırlanması...
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider...
Boşuna yorulur yollar...
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki...
Özlemler de ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız...
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna...
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı Bölüşemiyeceğiz ki...
AZİZ NESİN
***
ÇOĞALMAK
Kalabalıkta
kalabalıkça yalnızlık
Yalnızladıkça birbirimizi
Haydi çoğalalım
Çoğaltarak kendimizi
Bir canım çoğal da bin can ol
Isıt yaşlıların yalnızlıklarını
Ilınsın üşümüşlüğü bırakılmışların
Yalnızladıkça birbirimizi
Haydi çoğalalım
Çoğaltarak kendimizi
Bir canım çoğal da bin can ol
Isıt yaşlıların yalnızlıklarını
Ilınsın üşümüşlüğü bırakılmışların
Çoğalın dudaklarım çoğalın sonsuz
Öpün bütün ağlayan çocukları kimsesiz
Çoğal gözlerim çoğal
Gör bütün görmeyenlerde yapayalnız
Ellerime tutunun ellerime çoğalın
Okşayın sevecenlikle çocukları
Hıçkırırlarken uykularında bile
AZİZ NESİN
***
GÜNEŞ DOĞUNCA
O çırılçıplak gecede
Sen sendin ben de ben
Bütün gece güneş açtık öpüşlerden
Gün doğunca ne oldu birden
O sabah kendi soğuğumuzdan
Kar yağdırdık güneşten
hep o korkuydu içimdeki
Ya sen de sen değilsen
Sen sendin ben de ben
Bütün gece güneş açtık öpüşlerden
Gün doğunca ne oldu birden
O sabah kendi soğuğumuzdan
Kar yağdırdık güneşten
hep o korkuydu içimdeki
Ya sen de sen değilsen
AZİZ NESİN
***
KENDİME ÖĞÜT
Uslanma hiç hep deli
kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...
AZİZ NESİN
***
KONSER
Şimdiden duyuyorum
Her şey birdenbire olacak
Şuramda bir kılcal damar
Ya da beynimde bir sinir ucu
O anda bir yerlere atılmış eski bir kemanın
Yalnızlıktan gerilmiş bir teli kopacak
Ya da terk edilmiş bozuk bir piyanodan
Tek notalık si minörden bir ses çıkacak
Her şey birdenbire olacak
Şuramda bir kılcal damar
Ya da beynimde bir sinir ucu
O anda bir yerlere atılmış eski bir kemanın
Yalnızlıktan gerilmiş bir teli kopacak
Ya da terk edilmiş bozuk bir piyanodan
Tek notalık si minörden bir ses çıkacak
Karanlıkta ve yalnızken dinlemeli
Bu konser modası geçmiş adamın
Yaşamı boyunca sunmak isteyip de
Veremediği ilk ve son konser olacak
AZİZ NESİN
***
ÖLÜME EĞİLMEK
Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim
AZİZ NESİN
***
SEN FAKİRLİK BİLİR
MİSİN
Bal baklavadan usanan
Sen fakirlik bilir misin ?
Ey solaryum’larda yanan
Sen fakirlik bilir misin ?
Gözüm yok paranda falan
Paris’ten elbise alan
Doğum günü, parti, şölen..
Sen fakirlik bilir misin ?
Adın var dillere destan
Su içersin altın tastan
Vücudun geçilmez kastan
Sen fakirlik bilir misin ?
Yatların var katların var
Cins, cins arab atların var
İlginç damak tatların var
Sen fakirlik bilir misin ?
Sen fakirlik bilir misin ?
Ey solaryum’larda yanan
Sen fakirlik bilir misin ?
Gözüm yok paranda falan
Paris’ten elbise alan
Doğum günü, parti, şölen..
Sen fakirlik bilir misin ?
Adın var dillere destan
Su içersin altın tastan
Vücudun geçilmez kastan
Sen fakirlik bilir misin ?
Yatların var katların var
Cins, cins arab atların var
İlginç damak tatların var
Sen fakirlik bilir misin ?
Şurada aç yatan varken
Namusunu satan varken
Kartvizitli atan varken
Sen fakirlik bilir misin ?
A..zade gönlümüz zengin
Deryalar kadar da engin
Olamayız senin dengin
Sen fakirlik bilir misin ?
AZİZ NESİN
***
Bu haftalıkta bu kadar sevgili okurlar. Haftaya gene
şiirlerle karşınızda olmayı umarak, herkese güzel bir hafta sonu tatili
diliyorum.
Yayın Tarihi: 21.06.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder