Bir süre önce internete girmek için bilgisayarımı açtım. Gel
gelelim internete giremedim. Firefox’tan başka hiçbir yazılım, tarayıcı ve
program çalışmıyordu. Gazeteye yazımı nasıl göndereceğim diye endişeye
kapıldım. Allahtan bazı yazılarımın konularını ve kaynaklarını oluşturmuş ve
kaydetmiştim. İş bilgisayarıma zorunlu olarak format atmaya gelip dayanmıştı
çünkü. Öte yandan format atmak kolay teslim olmak demekti. Bu düşünce aklıma
üşüşünce durdum. Firefox çalıştığına göre bende internet erişimi vardı. İş
bilgisayarımın tam kapasiteyle hangi hatadan dolayı internete giremediğini
bulmaktaydı.
Bende bu konularda el yordamıyla iş gören kör gibiyim (bu
sözle bir engelli gurubuna başka guruptan bir engelli olarak, sözün kısası
sonuçta bir engelli sıfatıyla saygısızlık yapmak niyetinde değilim. O sözün
ardı böyle geliyor). Biliyorum çok kişi bu durumda. Herkes bilgisayar ve
internet konusunda tam donanımlı bilgiye sahip değil. Çok ayrıntı olduğu için
temel özellikler dışında akılda pek bir şey kalmıyor. Birde geç yaşta
bilgisayarla tanışınca bildikleriniz sınırlı kalıyor.
Olsun! Ben hatayı bulmaya niyetliyim, yetmez mi?
Konuşma ortam sağlayıcı ve aynı zamanda gazeteye yazı yolladığım
mesenger adresimi bilmem kaç kez açtım. Bilmem kaç kez “onar” tuşuna bastım.
Her seferinde 80048820 numaralı hata kodunu verdi durdu. “Onar” tuşuna basmadan
öncede gelen durum gösterir listede proxi hatası ve anahtar bağlantı noktası
sorunu yazıyordu. Firefox’tan bu kodu girdim. Aynı şekilde rapor gelince çözümü
buldum (!). Proxi ayarımı değiştirmem gerekiyordu. Ama nasıl?
Dedim ya, el yordamıyla iş gören kör gibiyim; bir şeyleri
hallederken garip bir korku duyuyorum. Google’a sorduğum soruya bir sitede
cevap buldum. O cevaba göre yaptığım uygulamadan sonuç alamadım. Formatı
atmadan koca bir gün ve geceyi çöpe attım. Bu sorunu formatsız halletme inadım
nerdeyse bitmekteydi, bir kere daha mesenger adresimi açmaya karar verdim. DNS
ayarlarımı otomatiğe çevirdim. Açılmayınca onara bastım, bir pencere açıldı.
Orda proxi otomatik seçim işaretini kaldırmayı deneyeyim dedim. O işareti
kaldırır kaldırmaz bağlı olduğum haber alarm programları bütün haşmetleriyle
açıldılar. Bu internet bağlantım açıldı demekti.
Açılır açılmaz Beşiktaş’ımla ilgili haberlerle
(ın Ordu’da Ordusporla (o zaman süper ligte orduspor vardı.) güç
belâ berabere kaldığını öğrendim. Anlaşılan “playof”ta kalsak bile şampiyon
olma şansımız kalmadı. Oyuncu antrenör kavgasıda dillerde. Dert bu olsun dedim
ve bu olayın üstünden bir silindirle geçtim gittim. Gelgelelim kavgacı
olduğumuzu bir kere daha onaylayan bir haberle canım gene sıkıldı. Millet
vekilleri eğitimde tartışılan 4+4+4=12 yıllık yeni eğitim yasası nedeniyle)
birbirlerine tekme tokat girişen milletvekilleriyle ilgili
haberler düştü. Peş peşe bu iki haberin ardından eskilerin internet,
televizyon, hatta radyo bile yokken ne kadar mutlu yaşadıklarını düşündüm. O
dünya bugünün çocuklarına masal gibi gelir. Benim uğraştığım konu ve dünyanın
bilgiye verdiği değerle gelinen noktaya rağmen bizde hâlâ işler el yordamıyla
görülüyor. Tıpkı benim el yordamıyla iş görmem gibi.. akla baş vurup bir orta
yol bulma yerine rakibini yok etmeye yönelik anlayışla bundan başka ne
beklenebilir ki.. iktidar ve muhalefet birbirinden farklı değil. Kimse bu ayıbı
üstünden atmaya kalkarak diğerini karalamasın. Artık kimse kanmıyor.
Neden bu bir birine ille format atma telaşı, anlamış
değilim. Format atmadan da sorun çözülür.
Bu format merakımız beni öldürecek.
Yayın Tarihi: 15.06.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder