30 Nisan 2016 Cumartesi

MUM KOKULU GECELERİYLE AMİŞLER 2

Amerika gibi dünyanın en gelişmiş bir ülkesinde 17. yy gelenekleriyle en az 300 yıl geride kalan bir halk var. Köy meydanında bulunan bir telefon dışında kesinlikle bu çağa ait başka tek bir araç kullanmayan bu halk 21. yy insanına oldukça garip gelebilir. Oysa onlar gelişmenin masumiyeti öldüreceğini savunuyorlar. Haksızda sayılmazlar hani. Her şeyin paraya dönüştüğü yeni liberalizmin kanatlarındaki kapitalizmle satılmayan neyimiz kaldı? İnançlar, hizmetler, ürünler, ne varsa hepsi alınıp satılıyor. Ülkeler bile alınıp satılıyor artık. Böyle bir dünyada bozulmadan kalan bir şey bulamazsınız. Buna tepki olarak 1960’larda çeşitli tarikatlar doğmuştu. Elinde kuru bir dal, üstünde nerdeyse sıradan bir çuval elbiseyle hazreti İsa’yı andıran insanlar türemişti. Bütün inanmış Hıristiyanlara kıyametin yakın olduğunu söyleyerek keşişliği öneriyorlardı. Avrupayı terk ederek Amerika’ya gelen Amişlerse bu konuda çok daha eskiydiler. Modern dünyayla hiç ilgilenmediler. Bugünde Amişleri anlatmaya devam ediyoruz.

*

Hayatları boyunca paylarına düşen rızıklarının Tanrı tarafından adaletli bir biçimde dağıtıldığına, herkesin hakkı olanı zaten alacağına inandıklarından kimsenin malına göz dikmeden huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar. Savaşmayı reddettikleri için kesinlikle askere gitmiyor, dünyevi kaygılar taşıdığından siyaset ve devlet işleriyle de ilgilenmiyorlar.

Amişler, tarım ve marangozlukla ilgilenerek geçimlerini sağlıyorlar. Günümüz koşullarında son derece ilkel sayılabilecek yöntemlerle yetiştirdikleri %100 organik sebze ve meyveler, satışa çıkarıldıkları pazarların en gözde tezgâhlarını süslüyor. İnançları gereği hiçbir malı hak ettiğinden pahalıya satmayan Amişler, Pazar fiyatlarının yanında oldukça ucuz kalan etiketlerle ürünlerini aracılara satıyorlar. Bu sebeple alış ve satış arasındaki yüksek fark aracıların cebine kâr olarak giriyor. Tereyağı, peynir ve reçel gibi temel gıdalarını da kendileri üreterek bir kısmını yine aracılara satıyorlar.

Teknolojinin en önemli nimetlerinden biri olan arabaları da kullanmayı reddettiklerinden günlük ihtiyaçlarını at arabalarıyla hallediyorlar. ABD hükümetinin ve eyalet valisinin kendilerine sunduğu imkânlar arasında at arabalarını güvenli bir şekilde kullanabilecekleri özel şeritler de var.

Günlük yaşamlarında yazılı olmayan bir kurallar zincirini takip eden Amişler, her Pazar kilisede toplanarak toplu halde yaptıkları ibadetlerinin ardından sırası gelen Amiş’in evinde yemek yiyerek birbirlerini ağırlıyorlar.

İnançları gereği vergi vermeyi reddeden Amişler, sık sık vergi memurlarının baskılarına maruz kalıyorlarsa a da özgür bırakılmalarını savunan Amerikalıların baskıları sonucu hiçbir zaman vergi mükellefiyeti altına alınamamışlar. Devlete ödedikleri tek para, sahip oldukları evler için belirlenen emlak vergisi ve ürettikleri tarım ürünlerinin satışı sebebiyle belediyece alınan vergiden ibarettir.

Dışarıdan kendilerine katılmak isteyenler olursa bu kişilere bir süre aralarına alarak deneme süresi veren Amişler, bu sürenin sonunda aralarına katılmak isteyen "yabancıyı" ihtiyarlardan oluşan bir heyetin karşısına çıkararak test edilmelerini isterler. Amiş olmak isteyen "yabancı" gerekli aşamaları geçmeyi başarırsa kabul edilir ve ancak o zaman aralarında yaşamaya başlayabilir.

Yalnızca acil durumlarda kullanılmak üzere köy meydanında bir adet telefon bulunduran Amişler, gerçekten gerekmedikçe bu telefonu asla kullanmazlar. Genelde doktora gitmekten hoşlanmayan bu sıra dışı topluluk, üyelerinden biri hasta olacak olursa kendi yöntemleriyle tedavi etmeyi tercih ediyorlar. Ancak kendi müdahalelerini aşan bir durum söz konusuysa, hastalarını hastaneye götürüyorlar. Herhangi bir sağlık sigortası yaptırmayan Amişler, hastane masraflarını yine aralarında topladıkları paralarla karşılayarak birbirlerine daima destek oluyorlar.

DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi: 27.04.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder