Amerika gibi dünyanın en gelişmiş bir ülkesinde 17. yy
gelenekleriyle en az 300 yıl geride kalan bir halk var. Köy meydanında bulunan
bir telefon dışında kesinlikle bu çağa ait başka tek bir araç kullanmayan bu
halk 21. yy insanına oldukça garip gelebilir. Oysa onlar gelişmenin masumiyeti
öldüreceğini savunuyorlar. Haksızda sayılmazlar hani. Her şeyin paraya
dönüştüğü yeni liberalizmin kanatlarındaki kapitalizmle satılmayan neyimiz
kaldı? İnançlar, hizmetler, ürünler, ne varsa hepsi alınıp satılıyor. Ülkeler
bile alınıp satılıyor artık. Böyle bir dünyada bozulmadan kalan bir şey
bulamazsınız. Buna tepki olarak 1960’larda çeşitli tarikatlar doğmuştu. Elinde
kuru bir dal, üstünde nerdeyse sıradan bir çuval elbiseyle hazreti İsa’yı
andıran insanlar türemişti. Bütün inanmış Hıristiyanlara kıyametin yakın
olduğunu söyleyerek keşişliği öneriyorlardı. Avrupayı terk ederek Amerika’ya
gelen Amişlerse bu konuda çok daha eskiydiler. Modern dünyayla hiç
ilgilenmediler. Bugünde Amişleri anlatmaya devam ediyoruz.
*
Hayatları boyunca paylarına düşen rızıklarının Tanrı
tarafından adaletli bir biçimde dağıtıldığına, herkesin hakkı olanı zaten
alacağına inandıklarından kimsenin malına göz dikmeden huzurlu bir şekilde
yaşamaya devam ediyorlar. Savaşmayı reddettikleri için kesinlikle askere
gitmiyor, dünyevi kaygılar taşıdığından siyaset ve devlet işleriyle de
ilgilenmiyorlar.
Amişler, tarım ve marangozlukla ilgilenerek geçimlerini sağlıyorlar.
Günümüz koşullarında son derece ilkel sayılabilecek yöntemlerle yetiştirdikleri
%100 organik sebze ve meyveler, satışa çıkarıldıkları pazarların en gözde
tezgâhlarını süslüyor. İnançları gereği hiçbir malı hak ettiğinden pahalıya
satmayan Amişler, Pazar fiyatlarının yanında oldukça ucuz kalan etiketlerle
ürünlerini aracılara satıyorlar. Bu sebeple alış ve satış arasındaki yüksek
fark aracıların cebine kâr olarak giriyor. Tereyağı, peynir ve reçel gibi temel
gıdalarını da kendileri üreterek bir kısmını yine aracılara satıyorlar.
Teknolojinin en önemli nimetlerinden biri olan arabaları da kullanmayı reddettiklerinden günlük ihtiyaçlarını at arabalarıyla hallediyorlar. ABD hükümetinin ve eyalet valisinin kendilerine sunduğu imkânlar arasında at arabalarını güvenli bir şekilde kullanabilecekleri özel şeritler de var.
Teknolojinin en önemli nimetlerinden biri olan arabaları da kullanmayı reddettiklerinden günlük ihtiyaçlarını at arabalarıyla hallediyorlar. ABD hükümetinin ve eyalet valisinin kendilerine sunduğu imkânlar arasında at arabalarını güvenli bir şekilde kullanabilecekleri özel şeritler de var.
Günlük yaşamlarında yazılı olmayan bir kurallar zincirini
takip eden Amişler, her Pazar kilisede toplanarak toplu halde yaptıkları
ibadetlerinin ardından sırası gelen Amiş’in evinde yemek yiyerek birbirlerini
ağırlıyorlar.
İnançları gereği vergi vermeyi reddeden Amişler, sık sık vergi memurlarının baskılarına maruz kalıyorlarsa a da özgür bırakılmalarını savunan Amerikalıların baskıları sonucu hiçbir zaman vergi mükellefiyeti altına alınamamışlar. Devlete ödedikleri tek para, sahip oldukları evler için belirlenen emlak vergisi ve ürettikleri tarım ürünlerinin satışı sebebiyle belediyece alınan vergiden ibarettir.
Dışarıdan kendilerine katılmak isteyenler olursa bu kişilere bir süre aralarına alarak deneme süresi veren Amişler, bu sürenin sonunda aralarına katılmak isteyen "yabancıyı" ihtiyarlardan oluşan bir heyetin karşısına çıkararak test edilmelerini isterler. Amiş olmak isteyen "yabancı" gerekli aşamaları geçmeyi başarırsa kabul edilir ve ancak o zaman aralarında yaşamaya başlayabilir.
Yalnızca acil durumlarda kullanılmak üzere köy meydanında bir adet telefon bulunduran Amişler, gerçekten gerekmedikçe bu telefonu asla kullanmazlar. Genelde doktora gitmekten hoşlanmayan bu sıra dışı topluluk, üyelerinden biri hasta olacak olursa kendi yöntemleriyle tedavi etmeyi tercih ediyorlar. Ancak kendi müdahalelerini aşan bir durum söz konusuysa, hastalarını hastaneye götürüyorlar. Herhangi bir sağlık sigortası yaptırmayan Amişler, hastane masraflarını yine aralarında topladıkları paralarla karşılayarak birbirlerine daima destek oluyorlar.
İnançları gereği vergi vermeyi reddeden Amişler, sık sık vergi memurlarının baskılarına maruz kalıyorlarsa a da özgür bırakılmalarını savunan Amerikalıların baskıları sonucu hiçbir zaman vergi mükellefiyeti altına alınamamışlar. Devlete ödedikleri tek para, sahip oldukları evler için belirlenen emlak vergisi ve ürettikleri tarım ürünlerinin satışı sebebiyle belediyece alınan vergiden ibarettir.
Dışarıdan kendilerine katılmak isteyenler olursa bu kişilere bir süre aralarına alarak deneme süresi veren Amişler, bu sürenin sonunda aralarına katılmak isteyen "yabancıyı" ihtiyarlardan oluşan bir heyetin karşısına çıkararak test edilmelerini isterler. Amiş olmak isteyen "yabancı" gerekli aşamaları geçmeyi başarırsa kabul edilir ve ancak o zaman aralarında yaşamaya başlayabilir.
Yalnızca acil durumlarda kullanılmak üzere köy meydanında bir adet telefon bulunduran Amişler, gerçekten gerekmedikçe bu telefonu asla kullanmazlar. Genelde doktora gitmekten hoşlanmayan bu sıra dışı topluluk, üyelerinden biri hasta olacak olursa kendi yöntemleriyle tedavi etmeyi tercih ediyorlar. Ancak kendi müdahalelerini aşan bir durum söz konusuysa, hastalarını hastaneye götürüyorlar. Herhangi bir sağlık sigortası yaptırmayan Amişler, hastane masraflarını yine aralarında topladıkları paralarla karşılayarak birbirlerine daima destek oluyorlar.
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 27.04.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder