31 Ağustos 2013 Cumartesi

AYDIN ÇIKMAZI 3

Aydın kimdir?
Bugün yazının 3. gününde konuyu anlamak için aydın kelimesinin anlamını bir kez daha  görelim mi? Aydın parlaklık demektir, ışıklı demektir. Eskiden bu kelimenin karşılığı münevverdi. Onunda anlamı nurlu, yani ışıklıdır.

Aydın kelimesi günümüzde özünü kaybetti. Artık kimler aydın değil ki? Mankeni, sanatçısı, popçusu, topçusu, politikacısı, esnafı, toto ve loto milyarderi, gaspçısı, dolandırıcısı, köylüsü, şehirlisi.. herkes ama herkes kendini aydın sanıyor. Özel televizyonların ilk zamanlarında İzmirli iş adamı Dinç Bilgin’in Sabah Gazete gurubuna ait “atv” televizyonunda sabahları “Ayşe Özgün, Her gün” adında tartışma programında cumhuriyeti savunan aydınlar safında manken ENGİN KOÇ’u görünce hayıflanmadan edemezdim. Modernliği savunmak ona kaldıysa vah bu ülkenin haline..

Aydın olmak bu kadar ucuz mudur? Türk aydını 150 yıldır kendini farklı bir yola yönlendirmiştir. Yani kendini hep batılılarla kıyas ederek teknolojik üstünlük karşısında ezilmiş ve kabuğuna çekilmiştir. Çaresiz kalan aydın batıyı taklit etmeyi çağdaşlık ve ilericilik saymıştır.

Kendi köklerinin, tarihinin, edebiyatının ve kültürün zenginliğini kavrayamadığı gibi ona hep tepeden bakmıştır. Böyle olunca da sonuç bu günkü gibi yıkım olmuştur. Peki neden bu gün tam anlamıyla bir aydın yetişmiyor?

Bunun en önemli sebebi özelikle Çanakkale savaşıdır. Bu savaş Türk’ün var olma savaşıdır. Liseli öğrencilerimize kadar bu savaşta okumuş insanımızın, düşünen insanımızın şehit olmasıyla, aydın konusunda büyük bir boşluk doğmuştur. Bu boşluk hiçbir zaman da dolmamıştır. Bir ülke milli varlıklarını kaybederse yeniden o varlığını kurabilir. Ama aydınını kaybederse dört başı mamur bir ülke olamaz, dolayısıyla yaşayamaz. Ülkemizin sorunu burada gizlidir.

Kurtuluş savaşı sonrasında cumhuriyet aydınının yetişmesi için çok çaba harcandı. Tıpkı Osmanlı zamanında olduğu gibi gene yabancı ülkelerde eğitim görenlerin baskınına uğradık ne yazık ki? Ya İngiltere’den, ya Almanya’dan, yada Fransa’dan aynı konuda eğitim alarak gelen uzmanlaşmış kişiler, bir iş söz konusu olduğunda yöntem belirleme kavgası içinde buldular kendilerini. Çünkü bu ülkeler kendi coğrafik ve ulusal kimliklerinden kaynaklanan özelliklerin farklılığıyla aynı konuda farklı eğitim veriyorlardı. Ülkemizde her gelen iktidarın, örnek olarak ulaştırma bakanlığı gösterilecekse, gelen bakan kadar yöntem uygulanmıştır. Hatta aynı iktidarın aynı bakanlığa iki farklı isim getirdiğinde de bu durum yaşanmıştır.

Bırakınız aydın konusunu, hizmetlerde bile çok başlılık yukarda ki sebeplerden dolayı giderilememiş, ülke gerçekleriyle örtüşen bir tarz oluşturulamamıştır.

Aydınımızda bu durumdan ayrı tutulamaz. Onunda yöntem konusunda hem kafası karışıktır, hem ülkesine yabancıdır.

Türk aydını ;

Diliyle kavgalı,
Tarihiyle mahkemelik,
Milletiyle problemli,
Diniyle çatışmalı,
Kendisiyle küskündür
.

Bu sorun çözülmeden bu toplumda hiçbir şey çözülemez.

Türk toplumunun sancısı aydın yetiştirememektir. Yetişenleri hain, uçuk saymaktır. Aydın yada eski adıyla Münevver okuyan, düşünen, memleket ve millet sevdasıyla tutuşan, onunla sevinen, onunla üzülen, onunla ağlayıp onunla gülen, çağa yön veren, dünyayı anlayan ve yorumlayan kişidir.

Sizce bu ülkede bu ölçülere uyan aydın var mı? Elbette var! Ama sanıldığı kadar çok değildirler. Hatta azınlıktadırlar.


kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun

kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol

Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alınteri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol

Rifat Ilgaz

Aydın!                                                                                                                                           Aydınlatan mı? 
Aydınlık olan mı?                                                                                                        
Aydınlanmış olan mı?                                                                                                                   
Her ne ise...
Aydın her şeyden önce sorgulayandır.                                                                                      
En başta da kendini....duruşunu...eylemini... Tüm bunlara kaynaklık eden düşüncelerini...
Aydın başta ideolojisi olmak üzere , özeleştirisini sürekli kılandır.                                    
Aydın kesin; yani körü-körüne, araştırmadan, incelemeden her bulguya inanmayandır. 
Biraz kuşkucu yanı da olandır...                                        
Aydın kendinden ve insanlıktan vazgeçmeyendir.                                                               
Aydın çıkarlarının zedeleneceğini bildiği durumda dahi adil olandır.                                 
Aydın özgürlükten yanadır.                                                                                                  
Aydın muhalif tavırlıdır, ancak muhalefetini benliğinin doyumuna ve varoluşunu gerçekleştirmenin hizmetine vermeyendir.                                                                          
Aydın yaşam öyküsünün talihsizliğinin diyetini topluma ödetmeyi düşünmeyendir.          
Aydın emeğin değerini bilendir.                                                                                          
Aydın yeri geldiğinde inancının dayatmalarına karşı çıkıp , insana kıyamayandır.            
Aydın kendi ruhunun huzurunu , toplumun iyiliğine feda edendir.                                       
Aydın, farklı düşünen ve inanan aydınlarla ortak insani değerlerde buluşandır.                      
Yöntemi şiddet ve kıyıcılık olmayandır aydın.                                                                       
Aydın gerçeklik karşısında romantik körlükte ısrar etmeyendir.                                          
Aydın  koşullar gerektiğinde iktidar gücünden vazgeçendir.                                             

Kısaca, aydın olmak zor zanaattir.

  

BİTTİ


Yayın Tarihi16.08.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder