Cumhuriyet kurulmasaydı birkaç sene önce vefat eden son
Osmanlı şehzadesi Ertuğrul Osman belki padişah olarak vefat edecekti.
Cumhuriyetin kuruluşunu içine hiç sindirememiş olanlar hanedanlığın
kaldırılmasını fırsat bilerek saltanata kutsallık atfederek Osmanlının
geçmişinin gölgesinde varlık bulmaya çabalamış ve bunda da başarılı olmuştur.
Oysa Osmanlı padişahları evliya değil hükümdardılar. Taşıdıkları halifelik
ünvanı da onlara papalığın Hıristiyanlık liderliği gibi bir islam liderliği
kazandırmaz. Çünkü onlar için halifelik saltanattan başka bir şey değildir.
Halifelik peygamber efendimizin vefatının ardından gelen
dört halifeden sonra dinsel birleştirici makamı olmaktan çıkmış bir saltanat
makamı olarak hanedanlıklara görece güç katmıştır. Oysa halifelik, hanedanlık
dışı olması gereken risalet makamı olmalıydı, babadan oğula geçmemeliydi.
Bunları bilmeden cenazeye gelen bir çok kişi bunlara şeyhler de dahildir,
merhum Ertuğrul Osman beye sembolik anlamlar yüklemişlerdir. Aslında içerden
bakılacak olursa Ertuğrul Osman bey’in hiçte tahmin etmedikleri kadar modern
olduğu görülürdü. Siz ne kadar sembolik anlamlar yüklerseniz yükleyin gerçek
durum budur.
Belki bu söylediklerime inanmadınız, belki de sizi ikna
edemedim. Peki bir olayı hatırlayalım o zaman. Bunu da bize Ahmet Hakan
söylesin.
“İskenderpaşa Dergahı’nın Şeyhi Prof. Esat Coşan öldüğünde, cenazesinin Süleymaniye’ye defni
söz konusu olmuştu. O zaman bu girişime en sert tepki Osmanlı Hanedanı’ndan geldi.
Osmanlı Ailesi’nin Türkiye’de yaşayan en yaşlı temsilcisi
Neslişah Osmanoğlu, aile adına hazırladığı ve dönemin başbakanı Ecevit’e
göndermeyi planladığı dilekçede “Süleymaniye
Mezarlığı tarikat mezarlığı oldu... Alakasız kişiler buraya defnediliyor. Eğer
Esat Coşan buraya gömülürse, büyük büyük dedemiz Kanuni Sultan Süleyman ile
büyük büyük annemiz Hurrem Sultan’ın mezarlarını Süleymaniye’den çekeriz” diyordu.
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Esat Coşan’ın Süleymaniye’ye
defnedilmesiyle ilgili kararnameyi veto edince dilekçe Ecevit’e gönderilmedi...
Bunun üzerine Neslişah Osmanoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer’e teşekkür mektubu yazdı.
Mektupta şöyle deniliyordu:
“46 senelik iktidarı
boyunca devleti sadece akıl, mantık ve bilim çizgisinde idare etmiş olan
ceddimiz Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettirmiş olduğu Süleymaniye Camiinin
haziresinin son zamanlarda umumi mezarlıktan da öte bir ‘tarikat mezarlığı’
haline getirilmesi, büyüklerimizin hatıralarını muazzep eder (azap verir) bir
hal almıştır”.
Mektup teşekkürle bitiyordu:
“Gösterdiğiniz haklı
ve doğru tavırla Süleymaniye Haziresi’nde ebedi uykularını uyuyan cedlerimizin
ruhlarını huzura kavuşturduğunuz için zat-ı devletlerinize ailemiz adına
şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi takdim ediyoruz”.
Gördüğünüz gibi durum hiçte sanıldığı gibi değil.
Cumhuriyetin getirdiği hayat tarzını hanedan çoktan benimsemiş ve uyum
göstermişti. Bunun temellerini ilk yenilik hareketlerinde de görebiliriz. İlk
yenilik hareketlerine kalkışan genç Osman bu uğurda kurban olunca, 2. Mahmut
buna engel olduğunu düşündüğü yeniçeri ocağını ortadan kaldırmakla işe başlar.
Yeniçerilik kalkınca mehteranı da gereksiz görerek yerine müzika-i hümayun’u
kurar ve başına dönemin ünlü İtalyan müzisyeni Gaetano Donizetti’nin kardeşi Guiseppe Donizetti’yi
getirir. Paşa ünvanını alan Donizetti orkestrası’nın 1829 yılında rami
kışlası’nda verdiği konser sultan 2. Mahmut’un ayakta alkışlarıyla son bulmuş, 1831
de bandosuna mahmudiye marşı’nı çaldırarak ilk Osmanlı madalyasını alan
Donizetti, Sultan Abdülmecid tahta çıkınca onuruna mecidiye marşını
bestelemiştir. Daha sonra Osmanlı sarayına ilk operayı da sokmuştur. Prens ve
prenseslere piyano dersleri de vermiş ve onlara klasik batı müziğini
öğretmiştir.
Değişim eğitimde de gerçekleşmiştir. Medreselerin yerini
mekteb-i sultani almış, idadiler kurulmuş bu gün ki mülkiyelileri oluşturan
Galatasaray tarih sahnesine çıkmıştır.
Herkesin kendine göre bir Osmanlısı var. Oysa son Osmanlı 2.
Mahmut’tan beri değiştiği için eski Osmanlı değildir.
Bu vesileyle Merhum Ertuğrul Osman beyi anmışken kendilerine
Allahtan rahmet diliyorum. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti
devletlerinin bekası için terini ve kanını akıtan bütün devlet büyüklerimize
de..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder