Azıcık televizyon izleyen, şöyle
böyle gazete okuyanlar arasında bile Mehmet Ali Birand’ı tanımayan var mıdır?
Allah rahmet eylesin Türk basınında önemli simalardandı. Bir ara ne haber
programlarını izledim, nede yazılarını okudum. Bunların arasında ünlü haber
programı, Mehmet Ali Birand klasiği 32.gün adlı programını da boşlamıştım. Ölenin
arkasından konuşmak kültürümüze göre ayıptır ama belirtmeden geçemeyeceğim; onun
basmakalıp yasak savma türü sorularından bıkmıştım çünkü. Doymuş adam
profilinin tipik örneğiydi benim için. Başarıya aç değildi en azından. Birde
yağdanlıkları hiç sevmem. Mehmet Barlas kadar olmasa da her devrin adamı olmak
konusunda oldukça tecrübeliydi. İktidarların dümen suyuna girmeye meraklı, AB
için can vermeye yemin etmiş bir fanatikti. Üstüne üstlük birde konuşma
özürlü.. siyasette konuşmacı olarak Mesut Yılmaz ve Deniz Baykal ne ise
M.A.Birand’da oydu. İşinin gereği olarak
tek silahı konuşmak olmasına rağmen son derece kötü konuşurdu.
2010 yılı mart ayının başında
rastlantı sonucu Kanal D ana haberin sonunda M.A.Birand’ın 32. günle ilgili
duyurusunu dinlemiştim. Gece 01:00’de Hürriyet Gazetesi yazı işleri eski müdürü
Ertuğrul Özkök’ün konuk olduğu programı seyretmek için uykusuz kalmayı göze
almıştım. Dolaylı ve dolaysız baskılar ile görevden ayrılmak zorunda kalan bu
tecrübeli gazeteciyi izlemek ilginç olabilir diye düşünmüştüm. Tamda düşündüğüm
gibi oldu. Gerçekten ilginç bir 32. gün seyrettiğim ve seyredeceğime ilişkin
düşüncemde yanılmadığım için seviniştim.
Ertuğrul Özkök darbeci
generallerin olduğuna inanıyordu. Bunlar yargılanmalı diyordu. Adalettin
sağlanması için de yaşla kurunun ayrılması gerektiğini söylüyordu. Ergenekon
davasının sulandırıldığını, emekli generallerin darbe yapmalarının mümkün
olmadığını belirtiyordu. Zamanında darbe hazırlığı yapmış bile olsalar, bugün
soruşturulmalarının çok yersiz olduğunu ekleyerek, “o zaman genelkurmay başkanı
olanların bunu gizleyerek suça ortak olduğunu düşünüyorum” diyor ve neden
onların soruşturulmadıklarını soruyordu. Sizce de çok yerinde bir saptama değil
mi?
Kendimi bildim bileli darbeleri
onaylamıyorum. Bugünkü Ergenekonculuk oyunlarının Amerika’nın taraf
değiştirmesiyle oynandığını düşünüyorum. Önceleri komünizme karşı desteklediği
ve eğittiği ordumuzu, komünizm ortadan kalktığı için terk ederek, yeni dünya düzeni
dedikleri düzeni kurmak için kendilerine bağlanabilecek yeni müttefikler
oluşturarak ülke içinde ordu ile iktidarı karşı karşıya getirdiğini
düşünüyorum.
Ertuğrul Özkök kürt açılımı
konusunda da fikrini belirtirken “kürt açılımı sırasında, sınırda acilen
kurulan mahkemelerle ülkeye giren teröristlerin zafer çığlıkları atmaları Türk’ün
gururunun kırılmasına sebep oldu” diyordu. Mehmet Ali Birand kürt gururunu
sorunca da apo’nun idam edilmeyerek kürt gururunun kırılmasının önüne
geçildiğini belirtiyordu. Ona göre, şimdi önemli olan Türk gurunun nasıl tamir
edileceğiydi?
Bu bence hala önemli bir sorudur.
Ülkemizin şimşek hızıyla değişen gündemine rağmen gelinen noktada kendini
aldatılmış, terk edilmiş, aşağılanmış hisseden çok insan vardır.
Türk gururu kimin umurunda?
Baksanıza, 21 martta tüm Türk dünyasında ve Türkiye’de kutlanan nevruzun kürt
siyasetçileriyle bir kürt direniş gününe indirgendiği gösterilerde Türk
bayrakları olmadan yapılan kutlamaları, roman açılımında roman
vatandaşlarımızın Türk bayrağına gösterdikleri bağlılığı örnek göstererek
eleştirdiği için, kürt açılımına zarar verdiği gerekçesiyle bir bakan, dış
ilişkilerden sorumlu başbakan yardımcısı devlet bakanlığı görevinden alınmış Türk
gurunun düşünülmediği gösterilmişti.
Ertuğrul Özkök Türkiye’nin
ekonomisinin de kötü etkilenmemesi için hiçbir zaman ekonomik manşetler
atmadıklarını, hükümete Türk basınının bu konuda yardımcı olduğunu, belirterek
şunları söyledi. “Demokrasi tarifi konusunda derin görüş farklılığımız var, en
başında kendileri biat kültüründen geldikleri için eklemlenmeyenlere tahammül
gösteremiyor. Oysa kent ve cumhuriyet bireyi olarak ben ve benim gibiler itiraz
kültüründen geldiğimiz için, eklemlenmeyi kabul etmeyerek, demokrasiyi bireyleşebilmenin
çok önemli teminatı olarak görüyoruz” dedi.
Daha ne denilebilir ki..
Böyle yarışmalar halk oyuna
sunulunca sulandırılmış oluyor. Acun yarışma birincisine verilen ödülü halkın
gönderdiği sms’lerle halka ödettiği için ortaya çıkan ucube bir sonuçtur.
Sonuç olarak kelimeyi bitişik yazarsak “Yeteneksizsiniz”
olumsuzlamasının, ayrı iki kelime olarak yazarsak “Yetenek Sizsiniz”
belirlemesinin çıktığı bir yarışmadan yetenekler kadar kendini yetenek
sananları da çoook gördük. Bu yarışma devam ettiği sürece daha çoook
göreceğimizden eminim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder