2013 son ayının ikinci Pazar yazısıyla gene şiirlerimle
sizlerle birlikte olmanın sevincini taşıyorum sevgili okurlar.
Yaklaşık altı aydır bu köşede yazıyorum. O günden bu güne
bir kere olsun estetik düşünceden uzaklaşmadım. Sanatla hiç ilgisi olmayan bir
konuda yazsam bile estetik kaygıyı hep taşırım. Çünkü içeriği ne olursa olsun
düz bir yazı da sanattır. Sadece estetikten yoksun ve zarafeti olmayan bir şey
sanat değeri taşımaz. Geldiğimiz noktada, “Estetik ve Zarafet Görece Bir Kavram
mı?” tartışmasını başlatmamak için konuyu burada kapatıyorum, çünkü bu yazının
konusu değil.
Umarım, ülkemiz ve dünya için, önümüzdeki yıl
güzel bir yıl olur. Umarım ülkemizin yarınlarının temelleri bu günden
başlayarak sağlam atılır. Umarım insanlık ve biz refah ve bolluk
yüklü yarınlara ve ondan ötesi, mutlu geleceğe ulaşırız.
Bu gün şiirlerin arasına pek girmeyeceğim. On dört şiirimi beğeninize
sunuyorum.
*** *** ***
53
Yorgun şileptim yılların yükünden
Sevginden bir damla payıma düştü
çıkınca hayat denen yekünden
O da senli zamandan çaldıklarım
Dudağında olsun dudaklarım
Bir gece getirdim sana mavi yıldızlı
Sar geceyi bedenine,
gizle kendini kem gözlerden
Sadece bana sakla gözlerini
Sümbül kokulu
yataklar serdim
gözlerin için
Sümbül sümbül uyu yarim
Aydın Göle
31.08.2001
….
54
Seni kazanmak için
Seni senden çalacağım
Hırsızım ben evet, evet sevgi hırsızı
Yüreğime kelepçe vurulur mu
Kaç yıl yatılır zindanlarda
Aydın Göle
01.09.2001
….
55
Bin çiçek patladı ateşin içinden geçerek
Su yürüdü yer altından,
görünmeden,
dal uçlarına dek
Harladı yaşamın ateşi binlerce davulla
Oryantal dans ve sen
Likya’dan
Frigya’dan
Mezopotamya’dan
gelmiş gibisiniz
Aydın Göle
03.09.2001
….
56
Aşkın mısın her kaygısından dünyanın
İçinde misin dışında mı,
gördüğün rüyanın
Tadına bak ağaçta sallanan elmanın
Biraz cesaret,
kör gözüne
parmağını sok yaşamın
Aydın Göle
08.09.2001
….
57
Deniz aynı deniz. Yine aynıydı martılar
O ağır bungunlukta Üsküdar
Denize kaçmış çocuk mudur kız kulesi
Seviyorum seni İstanbul
Sende saklı yarimin gölgesi
Aydın Göle
08.09.2001
....
58
Bulutlar mı yere indi
Sen mi bulutlara ulaştın
Sevdanın rengi ümit pembesi
Senin rengin kırmızısı heyecanın
Kırmızıyla pembe arasındasın
Aydın Göle
15.09.2001
….
59
Çok rüzgâr essede
Çok sular aksa da köprülerin altından
Kıyametler kopsa da fark etmez
Benim içimde her gün kopuyor kıyamet
Aşkta ümit ve korku varmış
Aydın Göle
17.09.2001
….
60
Ümit karamsarlığı
Şefkat zulmü
Hoşgörü şüpheyi
Yenerse
Sevgi doğar
Güneş gibi bir sevgi
Karlı dağların ardından
Aydın Göle
19.09.2001
….
61
Sevgi anadır bin memeli
Bin memesinden beslenir
Ümit, şefkat, hoşgörü, sevinç ve neşe
Çünkü onlar çocuklarıdır sevginin
Ne sancılarla doğurmuştur
hepsini bilseniz
Aydın Göle
02.10.2001
….
62
Eğimlerde durmaz
Düzlüklerde birikmez
Soğukta donar
Kaynayınca buhar olur uçar
Nedir diye sorsalar
Eminim
Su derdiniz hepiniz
Lakin bilin, yanıldınız
Sevgidir sevgi
Hiçbir kaba girmez de
Bir küçücük kalbe sığar
Aydın Göle
02.10.2001
….
63
Sevginin ateşiyle eriyip buhar oldum
Şimdi gökyüzünde seni arayan bulutum
Yağmur yağdığını görürsen bir gün
Demek ki muradıma ermişim
Demek ki seni bulmuşum
Aydın Göle
02.10.2001
….
64
Dudaklarında tebessüm
Gözlerinde sevinç
Dilinde dua olsam
Adımı değiştirir Bahtiyar koyardım
Aydın Göle
02.10.2001
….
65
Sana aşık
Senin karasularında gezen
Aşkından sarhoş balığım
Ne yaptığımı sorma bana
Ne yaptığımı biliyor muyum?
Aydın Göle
02.10.2001
….
66
Yıldızları söndürdüm geldim
Rüzgarları tembihledim
hoyrat esmeyecekler
Yağmurlardan söz aldım
çisil çisil yağsınlar diye
Biz sarılıp birbirimize geceyi dinleyelim
Gözlerimiz acıyana kadar
birbirimize bakalım
Işıkları değil ha,
sigaraları yakalım,
yoruldukça
Aydın Göle
04.10.2001
*** *** ***
NOT:
53’ten 56’ya kadar olan numaralı şiirleri de kısa mesajla
yollamıştım. Bu dönem şiirleri uzaktaki sevgiliye yazılmıştı.
57. şiir uzaktaki sevgilinin çok dikkatini çekmiş ve çok
duygulanmıştı. Bazen küçücük bir söz veya bir şiir her şeyden daha etkili
olabiliyor. Bu şiirde öyle oldu.
O uzaktaki sevgiliye 58. şiirle sevdanın ona kattığı
rengi,
59. şiirle sevdada ümit ve korkunun iç içeliği,
60. şiirde şüphe ve karamsarlığı yok eden ümit ve hoş
görüyle sevdanın doğduğu,
61. şiirde sevdanın bin memeli anne olarak insanı insan yapan
duyguları büyüttüğünü,
62. şiirde sevdanın suyla benzerliğini ama su gibi her
kalıba değil bir kalbe dolduğunu,
63. şiirle sevdanın ateşiyle buhar olup bulutlara
karıştığımı, sevgiliyi bulursam yağacağımı,
64. şiirle sevgilinin gülüşünden
duasına kadar var olabilirsem adımı değiştireceğimi,
65. şiirde sevdaya tutulanın ne yaptığını bilmeyen
sarhoş balık olduğunu
66. şiirde sevdanın atmosferi için doğadan yardım
istediğimi, her yorgunluğumuzu bir sigara içimliği dinlenmeyle atma isteğimi
anlatmaya çalıştım. Umarım kusurlarımı hoş görür, şiirlerimi beğenirsiniz.
Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder