Son seçimlere kadar liderlerin gittikleri il ve ilçelerde
yaptıkları seçim konuşmalarını biliyorsunuz, çok acımasız ve çok seviyesiz
tartışmalara sahne olmuştu. Bu tür tartışmalar eskiden olsa toplumda
gerginliklere yol açar hatta kavga sebebi bile olabilirdi. Sanırım seçmende
batılı ülkelerin seçmenleri gibi düşünme tarzı oluştu artık. Liderlerin gittiği
illerde gene kalabalıklar meydanları dolduruyor. Gene seçim arabaları ile
yapılan seslendirme çalışmaları ortalığı yıkıyor. Fakat ben sade vatandaşta bir
sessizlik görüyorum. Parti sempatizanlarına bakmayın. Onlar her dönemde olur.
Asıl gerçek sessiz seçmenden yansır. Öyle eskisi gibi ne olacak halimiz diye
konuşan görmüyorum. Televizyonlardaki tartışmaları kahvelere taşıyanı da
görmedim. Ben bir iki kez denemeye kalkıştım, birkaç fanatik dışında konuşan
çıkmadı. Vatandaş bu tartışmalardan bezmiş gördüğüm kadarıyla.
Bu tip tartışmalar seçmenin fikrini değiştirmez. Seçmenin
fikrini verilen vaadlerin tutulabilirliği, yani gerçekçiliği, ülkeyi
kalkındıracak projelerin sunumu değiştirir. 1950 model demokrasiyi geçtik
artık. İnönü-Menderes-Bölükbaşı ile başlayan tartışma biçimi 1970’lerde
Demirel-Ecevit, 1980’lerde Demirel-Özal, 1990’larda Tansu Çiller-Mesut Yılmaz,
2002-2010 arasında da Baykal-Erdoğan ile sürdü. Şimdide aynı üslubun
Erdoğan-Kılıçdaroğlu ile devam ettiğini görüyoruz. Sorarım size, seçmenin
olgunlaştığı dönemde liderlerimizin de olgunlaşması gerekmez mi? Bir takım
konular böyle tavırlarla gerçeği göstermek için yapılıyor denemez. Öylede
dense, derinde yatan gösterildiğinden çok farklı gerçeklik vardır. Yoksa bu
gürültülerle o mu gizlenmek isteniyor? İnternet çağında hiçbir şey gizli
kalamaz ki.. gerçi yeni yasa tasarısıyla bununda çaresine bakılmış olunacak. Konuyu saptırmayalım, bu başka bir yazı
konusu.
Nedir gizlenen (gizlenen değilse de, en azından açıkça dile
getirilmeyen), gerçekler nelerdir peki? Neler olacak? Siz hiç seçim
meydanlarında birbirlerine sataşmak ve ağır hakaretlerde bulunmaktan başka dile
gelir bir söz duydunuz mu?
2023 yılında kutlayacağımız cumhuriyetimizin 100. kuruluş
yıldönümünde bugünkü yapıdan neler kalacak? Anayasal vatandaşlık nedir? Azınlıklara
ne gibi ayrıcalıklar getirir? Yada daha ötesi mi düşünülüyor? Ülkemizin üniter
(tek parçalı) yapısı değişir mi? Bütün bunlarla birlikte Türklük unutulacak yada
unutturulacak mı?
Bu soruların cevabı da bu yazının konusu değil. Bizim
konumuz seçmen olgunlaşırken liderlerinde olgunlaşmasının gerektiğidir. İnanın
toplum liderlerin önünde gidiyor. İlk kez bunu görüyorum. Eğer liderlere kalsa
ülkeyi toz duman götürürdü. Siyasi konuşmalara bakın, seçim konuşmalarına bakın
bunu göreceksiniz.
Yeni dönem millet vekilleri ve kurulacak hükümet vatana ve
millete şimdiden hayırlı olsun. Hiç unutmasınlar ki, tarih boyunca liderini
takip eden bu millet artık liderlerinden daha öne çıkmıştır. Yeni sivil anayasayı
bir türlü yapamayan, olan yasalara da uymamayı şiar edinen liderlere toplumun liderlik
yapacağına inanıyorum. Baksanıza atlatılan onca badireye, onca sıkıntıya, halkı
sokağa çekme çabasına rağmen bu halk soğuk kanlılığını koruyor. Bu halkın
liderlere liderliği değilde nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder