31 Ekim 2014 Cuma

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ



Merhaba şiir sever okurlarım. Kurban bayramını idrak etmiş olmanın huzuruyla geçen bir haftanın ardından tekrar bayram sonrasının ilk şiir yazısıyla bir kez daha buluşuyoruz çok şükür. Ülkemizin içine düşürülmek istendiği kaos ortamı hepimizi üzüyor. Yurdumuzu çok sevmemizden dolayı kimi şeylere dayanamıyoruz. 20. yy’lın son çeyreğinde az şey yaşamadık. 21. yy’da geçmiş yüzyılın sorunlarını ve emperyalizmin heveslerini içinde barındırıyor. Bu besbelli ki Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar dünyanın diğer yerlerinden daha fazla acı çekecek ve kim bilir bu acı ne kadar sürecek... bu bayram sonrasının huzurunun bir anda kaybolmasıyla yazılmış satırlardır. Ama hayat devam ediyor, hayat devam ettiği sürece neyi umut ederseniz o umut hep vardır. O umutta insandır. İnsan varsa işin içinde şiirde vardır tabii.

Şiir sever olmak aşkı sever olmaktır. Aşkı sever olmak insanı sever olmaktır. İnsanı sever olmaksa yaratıcıyı sever olmaktır. Biz seviyorsak yaratıcının yarattıklarının muhteşemliğine duyduğumuz hayranlıktan dolayı seviyoruz. Peki o halde yaratıcıyı sevmek gerekmez mi? Bizdeki aşkın kaynağı o dur zaten. Bu hafta “Yunus Emre” şiirlerine bunun için yer verdim. Halk edebiyatının önemli bir bölümünü tutan tasavvuf şiiri ve onun en önemli şairi Yunus Emre bize sevmenin gerekçelerini, aşkın temelini anlatır. Sizlere bu konuda sunacağım üç güzel şiirden sonra kendi şiirlerime geçeceğim

...

Aşkın Aldı Benden Beni

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni 

Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus’durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni

Yunus Emre

***

Ben Yürürüm Yana Yana

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akîlem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akarsularım çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus bîçâreyim
Baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni aşk neyledi

Yunus Emre

*** ***

Bir Kez Gönül Yıktın İse

Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil

Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak’kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil

Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil

Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil

Yunus Emre

*** ***

Yunus Emre şiirlerine burada bir nokta koyduktan sonra kendi şiirlerime geçiyorum. İlk şiir sevdiğim kişiye doyamadığımı anlattığım bir şiir. Yıllar geçiyordu ama sevgim alışkanlık haline dönmeden artarak devam ediyordu. Bu kişi kim olabilir? Bir sevgili diyebilirsiniz, ama değil. O bir kardeştir. O sığınılan şefkatli bir omuzdur. O kan kardeşimdir. Daha öncede sözünü ettiğim gibi kan kardeşim bir saygıdeğer hanımdır.

...

42
Sana doyamıyorum canım sana doyamıyorum
Yerine hiç kimseyi koyamıyorum
Asırları karşılarım, seninle saatler ne ki
Sen istediğini al benden vaatler ne ki
Sana vaat etmem canım hemen veririm
İstersen böbreğimi
İstersen gözlerimi
Ben gördüm göreceğimi, ama ne gördüm
Ben bakarken kördüm sevdalar yaşarken
Sana doyamıyordum canım sana doyamıyordum
Senin sesinden başka ses duyamıyordum
Değişen bir şey yok bende
Sana doyamıyorum canım halâ doyamıyorum

Aydın Göle
03 mayıs 2003

*** ***

Kan kardeşim Fenerbahçeli. Bense Beşiktaşlıyım. Galatasaray ülkemize ilk uluslar arası başarıyı getiren kulüp. Burada nasıl fanatikçe bir takımın taraftarlığını yapabilirim. Fanatiklikten de hiç hoşlanmam. Bu şiir bunun göstergesidir.

...

43
Ben taraftarım şampiyonluklara
Mola vermek gerek alışkanlıklara
Aslanın yelesi güzel kanaryanın sesi
Kartalın kanatlarında özgürlük mavisi
Bir sana tutkunum kankam birde kartala

Aydın Göle
05 mayıs 2003

*** ***

Giden sevgililer neler dedirtir insana. Bugün okuyunca kendime bile yabancılaştığımı görüyorum. O günlerden benden bana duygu olarak bir şey kalmamış.

...

253
Kırk ayağım olsaydı sana koşardı
Kırk kalbim olsa sana atardı
Bir heves değil tutkum oldun
Seni gördüm tutulan nutkum oldun
Adını sayıklarım uykumda bile

Aydın Göle
05 mayıs 2003

*** ***

44
Bana ne kadar yakınsın, ne kadar uzak
Söyleyebilir misin canımın içi
Kimi zaman damarlarımda dolaşıyorsun
elinde bir jilet
Kimi zaman asırlar ötesine bir bilet,
gitmenin telaşındasın
Gözlerin uzak kıyılarda
İçim ezilir gözlerim dolar
Bir yerlerde güneşler söner,
ben tükenirim
Bana ne kadar yakınsın, ne kadar uzak
Bana ne kadar yakınsın, ne kadar uzak
Bin yıl geriden gelsem duyar mısın yüreğinde
Gel desem yalnızlığıma,
unutulmuşluğuma gelir misin
Söküp içimden yüreğimi
Kurtuluş günü şenliklerinde
trampet çalar mısın
Korkum var gelecek günden
Kulağına beni fısıldayıp
Yüreğinden beni silersin diye
Bana ne kadar yakınsın, ne kadar uzak

Aydın Göle
08 mayıs 2003

*** ***

45
Sessizliğin içinde
bir çığlık koparsa
can teslim edenlerden
Yüksek gerilime tutulmak gibidir
milyar kilovat saatlik
Sevdanın rengimi var
uzaktan görünür mü
Yalnız yürünmüyor, bu yol çok uzundur
Geriye dönüş yok, bir nefes mola vermekte
Sessizlikte bir çığlık
can teslim eder gibi
Nefes nefese rüzgâra kapılmaktır sevda

Aydın Göle
08 mayıs 2003

*** ***

46
Zühre yıldızından mı geldin bu mavi fanusa
Kanatların değdi mi okyanusa
Yağan yağmurlarla ıslanmadın mı
Ayrılık eser rüzgârları uslanmadın mı
Küçük bir inci tanesine kan sıçrar buralarda
Şemsiyemiz kılıçtandır
Çiçeğimiz kılıç..
Balığımız kılıç..
Kılıçtan geçiririz koca şehirleri
Kılıç artığıdır çoğumuz
Gözlerimiz kıpkırmızı
Çığlıklar böler en derin uykumuzu
Bir el okşamaz izinsiz yüreğimizi
Dizginler koyduk sevgilerimize
Sana göre yerimiz mi var
Arama, ayaklarına kara sular iner
Diner sanma
Dinmez bu fanusun kanamaları
Ne dışına çıkılır, ne yaşanır içinde
Sen uzak galâksilerin bilinmeyen yıldızı
Sana yavaş döner geceler, günler
Ağırdır sevgiye fanusun hızı
Sen Zühre yıldızı mısın yeşil ışıklar saçan
Yok! Yok! Sen serapsın sana gelindikçe kaçan

Aydın Göle
08 mayıs 2003

*** ***


Bu haftalıkta bu kadar. Haftaya görüşmek dileğiyle hepinize mutlu pazarlar sevgili okurlar.


Yayın Tarihi: 12.10.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder