31 Mart 2016 Perşembe

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ


Merhaba sevgili okurlar. Ortadoğu haritaları büyük devletler tarafından yeniden düzenlenirken, devletimiz terörle mücadele ediyor. Çoğumuz farkında değil belki ama bu varoluş mücadelesidir. Ortadoğuda yapılmak istenen değişikliklerin içinde adımız geçiyor. Üstelik emellerini gizlemeyen ülkeler müttefiklerimiz. 17 ağustos depreminde de ordan oraya savrulurken sıradan günleri özlediğimi söylüyordum. Şimdide aynı düşüncedeyim. Bu kadar hareketlilik herkesin başta ruh ve akıl, sonrada beden sağlığını bozar. Vatanımızın varlığı söz konusu olunca canımız feda..

Bugün her hafta sonu olduğu gibi şiirlerle huzurunuzdayım. Bu günü müzisyen besteci Erhan Güleryüz ve şiirlerine ayırdım. Önce kendisini kısaca tanıyalım.  

13 Ocak 1966’da, Büyükçekmece’de doğan Erhan Güleryüz İlkokul ve liseyi Büyükçekmece’de okuduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi. İlk albümü solo bir albüm olan “Güller Açtı”yı Ayna gurubunu kurmadan önce 1992 yılında çıkardı. Albüm başarısız olunca 1996 yılına kadar başka hiçbir albümle dinleyici karşısına çıkmadı. 1996’da Cemil Özeren, Can Güney, Alper Çakır, Ayhan Öztoplu ve Murathan Araz ile Grup Ayna’yı kurdu. Ayna grubunu kurduğunda da yeni bir albüm yapabilmek için finansal destek sağlaması düşüncesiyle bir gecede  Meçhul Şarkıcı albümünü yaptı. Erhan Güleryüz bu albümün geliriyle Ayna grubunun stüdyo masraflarını karşıladı.

Ayna grubunun Bari Sen Unutma Beni şarkısı Erhan Güleryüz’e Kral Tv MÜZİK Ödülleri töreninde 1999 yılında en iyi söz ödülünü getirdi. Rüzgâr Yapım adında bir yapım şirketi olan Erhan Güleryüz’ün basılmış şiir kitaplarıda vardır. Bir takım şiirlerini bestelemiştir.

Gelelim şiirlere...

...

ACINDIRMA ŞİİRİ
Sağda, solda izlerin var.
Zor oluyor bazen uyanmak.
‘Zaman en iyi ilaç’ derdi babam.
Toparlanmaya çalışıyorum.
Kendime yeni uğraşlar buldum;
şiir,
resim,
tiyatro,
sinema.
Seni yazıp,
seni boyuyorum.
Seni oynayıp,
seninle uyuyorum.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

ADI KONMUŞ AYRILIĞIN
Ben o eski ben değilim, çok değiştim elde değil
Ben o eski ben değilim, yüzüm gülse içim zehir

Ayrılığın sürükleyip kıyılara vurdu beni
Kaybedenler kumsalında her gün ağlıyorum
Akan yıllar sürükleyip kıyılara vurdu beni
Kaybedenler kumsalında seni bekliyorum

Esti rüzgârlar
Bir şiir oldun dudaklarımda
Tarih olmuş şarkılarda
Hep seni söylüyorum

Adı konmuş ayrılığın çok iyi biliyorum
Seni hala seviyorum
Günü geçmiş bir sevdayız çok iyi biliyorum
Seni hala seviyorum.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

AH BİR ÇOCUK KALSAM
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Üç taş, üç cam olmalıydı hayat.
En büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı
ve en büyük acımız
öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı.
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Büyümeğe özenmeliydik büyümeden...
İnsan dediğin,
yürükçe yorulan, yoruldukça ağlayan bir taş değil mi?
Çözmesi zor değil.
Sen ansın, yaşanan zaman...

ERHAN GÜLERYÜZ

*

AH BU GÖNÜL
ne hataların acısı
ne ayrılığın sancısı
bu sabah mutlu uyandım
bitti artık kendimle aşkın kavgası

bedeli ödenmiş sevdamın
acısı yamanmış dünyanın
yinede gelince aklıma
yağmurlarda bakışların

ah bu gönül
seni deli sevdi güzelim
seni hep sevdi
yağmurlarda solan yüzüne
tutuşur bulutlu gözlerine

ERHAN GÜLERYÜZ

*

AKDENİZ..
Cebimde ucu ucuna yetecek bir para
Ve içimde bir umutla
Bir çanta ve anılar koyuldum yola
Akdeniz MERHABA...!

Tarlada patikada dağlarda
Başka bir tad var yollarda
Çok yorulmuş bir haldeydim
Kendimi buldum aşkında.

Bekler sahilde meltem içimde fırtına
Yeniden de, sevebiliriz............AKDENİZ.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

AVUCUMDA SEVDA VAR
Rüzgâr dudaklarıma
iki damla yağmur vurdu.
Bir çocuk aşkı ki,
koca insanlar böyle sevmemiştir.
Akşamüstü Arnavutköy’deydim.

”Sevda” diyorum,
“Sevda” dedin mi gizli olacak
ve çulsuz olacaksın ki
değerini bileceksin,
hissedeceksin.
O zaman acısına da saygın olur.

İki damla yağmur,
ardını bilmediğim karanlıktan
dudaklarıma
rüzgârın hediyesi.
Cebimde yumruk elim.
Yanıyor avucumda,
yanıyor
verdiğin mektup.
Bütün bulutları seviyorum.
Bütün insanları seviyorum.
Yaşamayı seviyorum.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BAHÇENİN ÜRÜNLERİ
O bahçede büyüyenlerden...
Ne olurdu ki...
Akasyayı belediye kesti,
incir zaten uğursuzdu
kurudu gitti.
Atilla, çocuk felcinden,
Gülseren veremden öldü.
Şarkılarını söylemek bize kaldı.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BANA NE?
Ben burada büyümeseydim,
bu gölde tutmasaydım ilk kaya balığını
ve bu denizde yüzmeseydim ilk defa.
İlk aşkımı burada yaşamasaydım ilkokul üçte...
Soğuk kış günlerinde üşümeseydim kumsalında.
İlk yumruğu vurmasaydım
okul önünde
ve yokluğu öğrenmeseydim
yazlıkçılar gidince.
Kürdü, Lazı, Çingeneyi, Göçmeni
burada tanımasaydım.
İlk darbukayı çalmasaydım
o sünnet düğününde.
İlk sigara, ilk bira, ilk sevda, ilk, ilk, ilk, ilk...
İlk burada ağlamasaydım
bana neydi Çekmece’den.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BEKÇİ
Sen doğrularını alıp gittiğinde
bir sönük soba gibi sırıttı hayatım.
Sorgularını alıp gittiğinde
cevaplar yarım kaldı.
Bende isterdim alıp başımı gitmek.
İlk kaçan kurtuldu bu savaş yerinden.
Şimdi saatlere bakamayan bir bekçiyim.
Hiçbir şeyi beklerken...
Belki de
gerçek bir kahkaha için
sinirlerim bozulmalı artık.
Hiçbir deli, delirmekten korkmaz.
Öyle değil mi?

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BEN SEVGİLİYDİM
Oda leş gibiydi.
Yerde bir minder.
Kesik alkol kokuyordu
yattığımız yer.

Kolunu boynuma sarmış,
bebek gibiydin.
Çekindim uyandırmaktan.
Ben sevgiliydim.
Yüzünü seyrederken
bir melek geldi.
Ölümü anlattı bana
belli deliydi.
Onbeş yılın korkusu
o sabah bitti.
Nefesini kokladım,
büyü gibiydi.

Ben o sabahtan sonra
ölümden hiç korkmadım.
Sen yanımda uyurken
irkilip uyanmadım.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BEŞ PARASIZ
Beş parasız okul yılları
Toy bir sıcak gurbet sokakları
Otogarda çaresiz gururlu bir sefalet
Baştan kaybedilmiş fakülte aşkları
Gözümde bir çocuk, ruhum bin yaşında
Yıl sonunda okuldan kovulma telaşları

Yıllar yılları kovaladı
Dostlar kalbimi yaraladı
Ya gittiklerinden ya vakitsizlikten
Bir çarem olmadı sevdiklerimden
Ayrılmış yollarda hayattan geçerken
Bir çarem olmadı sevdiklerimden

Buldum bulmasına parayı
Ne yazık ki kapatamadım ben bu arayı
Ne çocuk ne yaşlıyım ama
Gençliğimde olmadı

Ah nerdeler
Çok acaip günlerdi
Öyle esip geçtiler

Ah nerdeler
Gitti gelmez diyorlar ama
Beni terketmediler.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BİRÇOK ŞEY TÜKENDİ
Yasladım sırtımı
Gürpınar çayırına.
Yükledim hayalleri
yıldızlara.

Bir çok şey tükendi
zamanın elinde.
Sana ne kaldı anlat şimdi?
Bana ne kaldı sorma.

Akan yılların pınarında
hüzünlü gözlerim.
Çocukluğumdan kalma
bir güzel gün özlemim.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

BUZDAN SAATLER
Buzdan saatler,
Takvimlerde göremediğin
zamanlarda saklıdır.
Hiç yaşanmamış gibi,
sadece ruhum üşür.
Buzdan saatlerde,
söyleyecek kelimesi yoktur
dilin.

Acı bir kabulleniş
bu benim için.
Vaktin geldiğini
hisseder beklerim.
Buzdan saatlerde
gitarım sarhoş
Ben
yine deli,
ben
yine aşık.
Bir martı
dağlarda başıboş.

Gitarım sarhoş
Kapkara bir fırtına bu
acısı bir hoş.

ERHAN GÜLERYÜZ

*

Haftaya tekrar buluşmak dileğiyle hoşça kalın.



Yayın Tarihi: 06.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder