31 Mart 2016 Perşembe

ÜSTÜN DÖKMEN SÖZLERİNE BİR YAZI 1


Seçme sözlerine yer verip o sözleri kendime göre yorumlamayacağım veya açacağım psikoloji bilimi hocamız Üstün Dökmen’i elektronik ansiklopediden elde ettiğim bilgilerle
önce tanıyalım.

*

1954 yılında İstanbul’da doğan Türk akademisyen, psikolog, yazar ve televizyon programcısı Üstün Dökmen hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde profesördür.
1971 yılında Ankara’da Cumhuriyet Lisesi’ni, daha sonra Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdi. 1986 yılında doktorasını Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında bitirdi. 1988’de doçentlik, 1995’de profesörlük derecesini aldı.
Sosyal bilimlere ilgi duyuyordu, ancak öncelikle Hacettepe Üniversitesi Fizik Bölümüne kaydoldu. Üçüncü sınıfa gelince fiziğin kişiliğine uygun olmadığını fark etti. Yeniden üniversite sınavlarına girerek Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’ne geçti. Bu bölümden mezun oldu ve aynı bölümde Uygulamalı Psikoloji (Klinik Psikoloji) alanında mastır yaptı. Psikolojik danışma ve rehberlik alanında 1986 yılında doktora, 1988 yılında doçentlik, 1995’te ise profesörlük derecesi aldı. Hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesidir. Bir dönem TRT’de Küçük Şeyler adlı bir programı hazırladı ve sundu.
Dökmen’in çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerinin yanı sıra dört bilimsel, bir de şiir kitabı vardır. Bu kitaplar sırasıyla; “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi: Kuruluşu, Gelişmesi, Çalışmaları” , “Okuma Becerisi İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir Araştırma” , “İletişim Çatışmaları ve Empati” , “Sosyometri ve Psikodrama” adlarını taşımaktadır. Şiir kitabının adı “Selam” dır. Meslektaşı Doç. Dr. Zehra Yaşın Dökmen’le evlidir; iki kızı bulunmaktadır.

*

-Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanabilecek hiçbir koz verme.

Boşboğaz sadece sır tutmayanlara denmez. Kime, neyi, ne zaman söyleyeceğini bilmeden ve düşünmeden konuşana da boşboğaz denir bence. Böylelerinin başı belaya girer tabii. Ama başının belaya girebileceğini önceden göremezler. Boşboğazlılar akıllı olmadıkları için herkese güvenirler. En anlatılamayacak şeyleri sıradan olaylarmış gibi anlatırlar. Çoğunlukla bilmeden sır verirler. Hatta içlerinde anlattıklarının sır olduğunu bilmeyenlerde vardır. Oysa sonuna kadar güvenilecek kimse yoktur. Olsa bile çoğu insan şartlar değiştiğinde kendide değişir. Bugün iyi olduğunuz kişi yarın aranız biraz serinlediğinde eskisi kadar samimi davranmadığını fark edersiniz. Bunun için kimseye boşboğazlık edip ilerde size karşı kullanacağı koz vermemek gerekir. Hele güvenilmez kişilerle ileri geri hiç konuşulmamalı.

-İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.

Konuşmak insana değer vermenin ilk işaretidir. Değer verdiklerimizle konuşuruz önce. Bu değere değdikleri oranda (ki, buda verdikleri güvene bağlıdır) konuşmanın derinliği giderek artar. Daha sonra sadece konuşmakla kalınmaz. Araya alışkanlık, araya sevgi girer. Sevgi ve saygı ile konuşmakta birbirine değer vermekle olur. Bir konuşmada konuşmaya verilen değerin göstergesi “dinlemektir.” Karşılıklı konuşmanın baş şartı konuşanın sözünün kesilmemesi, konuşanında amacını en kısa cümlelerle belirtmesidir. Dinlemeden anlamak mümkün değildir. Konuşmak iletişimin bir yarısıdır, dinlemekte iletişimin diğer yarısıdır. Bu iç içe geçmiş iki ayrı parçadan oluşan şeyin adı sohbettir. Değer vermediklerimizle mecburi olmadıkça sohbet etmeyiz. Konuşma ve dinlemeyle başlayan iletişim, sağlıklı ilişkinin kurulmasını sağlar. Yakın ilişki kurduklarımız en çok değer verdiklerimizdir. Bu ilişkinin boyutu bizi canımızı feda etmeye kadar vardırır. Tabi buna değiyorsa. İnsan hep alıcı olmak ister. Sevgide ister, saygıda ister, oyunda ister, işte ister. Verense çok azdır. Alış veriş dediğimiz ilişkiyi veriş alış olarak değiştirenler bir değeri hak ederler. Bir köpeğe, bir kediye, bir ata, bir kuşa karşılıksız bakıp, besleyen bağlanan insan, insana insan olduğu için böyle bağlansa dünyada savaşlar olmazdı. Boşuna insan insanın kurdudur dememişler. Kendi türüne eza etmekten hoşlanan tek varlığız ne yazık ki. Böyle davrananları hayatımızdan çıkaralım derim ben.
 

DEVAM EDECEK







Yayın Tarihi: 18.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder