31 Mart 2016 Perşembe

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ


Merhaba sevgili okurlar!

Bu hafta sizler için seçtiğim şair Metin Eloğlu 1927 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise öğreniminden sonra, 1943 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi. Siyasi nedenlerle 1946 yılında iki ay tutuklu kaldı. Olay üzerine Akademiden atıldı. 1947 yılında gittiği askerliği, disiplinsiz davranışlarından dolayı uzatma cezaları alarak ancak 5 yılda bitirebildi.

Edebiyat hayatına hikâye yazarak başladı. İlk hikâyesi Servetifünun-Uyanış dergisinde 1942 yılında yayınlandı. İzmir’in Kovan adlı dergisinde Mehmet Metin adıyla “Sabah Şarkısı” adlı şiiri 1943 yılında yer aldı. Bu arada ressamlığı hiç bırakmadı. Yaptığı bir çok tabloyla sergiler açtı. 1967 yılında 1. DYO Sergisi ile ve 1976 yılında yapılan Yarımca Sanat Şenliği’nde birincilik ödülleriyle onurlandırıldı. Kaleme aldığı şiir ve hikâyelerinde kendi adının yanı sıra Mehmet Metin, Mehmet Emin, Ali Haziranlı, Etem Olgunil ve Nil Meteoğlu adlarını da kullandı. Ayrıca birçok eleştiri yazısı da yazdı. 1985 yılında doğduğu şehirde; İstanbul’da öldü.

Ödülleri

TDK Şiir Ödülü (Dizin, 1972)
DYO Sergisi (Resim dalında birincilik Ödülü, 1967)
Yarımca Sanat Şenliği (Resim dalında birincilik Ödülü, 1976)

Sıra şairimizin şiirlerinde

...

LOKMAN HEKİMİN SEV DEDİĞİ 
Bu yürek
Seni seveceğini biliyordu herhalde
Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir
Bire bin veren buğday
Elmadaki mayhoşluk
Hukuki beşer
Çınçınlı hamam
Çizmedeki kedi
Sanki elleriyle koymuşlar gibi
İkimizden bir işmar
Seni sevmemiş olsam, sözlerim yarı yarıya
Gözlerim yarım
Ellerim çolak hüseyin eli
Seni sevmesem, nefes almayı beceremem ki
Bugün günlerden ne ?
Cumartesi
Seni sevdiğim için, Cumartesi elbet
Seni sevdiğim için, bak temmuz ayındayız
Ayşe onbaşı, pir sultan abdal, büsbütün sevdalıyım sana
Bu gemiler nereye gidiyor, seni sevdiğim için
Seni sevdiğimden, suyun akası geliyor
Bacaların tütesi
Nurhayat’ın halleri, seni sevdiğim için güzel
İbrahim’in dilleri
İnsan seni sevince, tutsaklığa kızar tabi
Savaşın adı geçse, cinifrit olur
Ereğli’nin kömürünü düşünür, ne kömür o be
Raman’ı düşünür, Çukurova’yı düşünür
Seni sevdiği için, Haliç’te bir uğultu
Marmara’da bir deniz
Isparta bahçesinde güller
Seni sevdiği için goncalanıyor
Seni sevdiğim için, kilim dokuyor Avşar’da
Yarın sabahlar, seni sevdiğim için icat edildi
Penisilin, halk şiiri, canlı sinema
Mapushaneler, yedi düvel, harbi ispanyol nezlesi
Sultan Hamid, don civani
Ne bilsinler seni sevdiğimi
Başaklanmayan yulafa söylemeli
Cılk yumurtaya
Paslı demire
Kulağını bükmeli kurtlu kirazın
Hoşnut değilllerse bu gidaşattan
Akıl etsinler seni sevdiğimi,
Yeşille turuncunun kafa barıştırması, bu sevdadan ötürü
Tepemizdeki o göçmez tavan
Sulardaki yakamoz, ortancadaki pembe
Ben seni sevdim diye
Bingöl vilayetinde, kamyondan inince
Tığ gibi bir delikanlıya soruyorum
Siz nerenin bulutlarısınız böyle ?
Biz sizin sevdanızın bulutlarıyız
Bir yıldızlı akşamı varsa Ankara’nın
1953 kışları içinde
Karnı tok, sırtı pekse hısım akrabanın
Konu-komşu, dirlik düzenlik içindeyse
Birbirimizi daha çok sevelim diye
İnsan seni sevince iş-güç sahibi oluyor
Şair oluyor mesela
Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri
Caysın be güzel
Caysın be iyi
Tütünü bırakıyor, tütün neyime zarar
Keseme zarar, ciğerime zara, sevdama zarar
Seni sevince adamın papuçları eskimiyor
Beti-benzi yeni çarktan çıkmış gibi
Seni sevince insan bilgili saygılı gönlü gani şen
Saçları zencefilli
Erkencecik evine dönmek istiyor canı
Hep seni düşün
Hep seni yaşat
Hep seni yıka
Seni doyur üç öğün
Seni bir kanım uyut, sonra uyandır
Lokman hekim, seni sev diyor bana
Seni sevmeseydim, ilkbaharı kodunsa bul gayrı
İstanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde
Umut diye bir şey yoktu ki, seni sevmeseydim
Hak, hukuk, bereket diye
Eşitlik, kardeşlik, hürriyet diye
Yüreğime sağlık ne iyi ettim..!

METİN ELOĞLU  

***

AŞKLAMA 
Şaraptı rakıydı şuydu buydu
Kişi esrimeyi bir aşkta tatmalı ilkten
Dedim ya ondan gayrı korkuluğa güvenmem
İçtiğim hep aşktı benim gerisi tortu

Sevişik bir keçi yumukgöz oğlağına
Özüne aşk sızmış o sütü emziriyor
Yumurtasını bir kovuğa koyarken
Aşkı da koyuyor anaç zargana

Aşk mavisi tükendiyse o boşuna denizde
Bil ki diken diken bir çamurla örtülüdür sığlığı
Niye enez bu zambak diye sordular mıydı
Aşksız geçen günlerinde örselenmiş, de

Aşk bürünmeseydi de bak hiç şakır mıydı
Şu bi damlacık isketeyi tâ gagadan kuyruğa
Kişi gönlünü yitirdi mi ne yüzle çıkar sokağa
Yaşamda nesi varsa aşk işte onun adı

Ansıyın aşkla yağdı da sular
Ondan kokulandı ıtır çiçeklendi elma
Doğayla el ele bizi üreten bir sevgi var
Evrende en soylusu sezdim ki bu çoğalma

METİN ELOĞLU  

***

UYAN
Hadi uyan
Gün ışığı çilemeye başladı başucunda
Denizler bir mavilik edindi günden
Seher yeline uyup kuşlar yerinden uçtu
Bu türküyü dinlemeyecek misin?

Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Madem ki iyisin, iyiyi yaşatmak için
Madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için
Hadi uyan
Denizi dinle, yaşamak desin
Toprağı dinle, barışmak desin
Göğü dinle, sevişmek desin

Bir plak konmuş gibi gramofona
İşte aşk, işte özlem, işte savaşmak gücü
Uyan diyor uyansana

Hadi uyan
Sevdiğim uyan
Ne olur uyan !

METİN ELOĞLU  

***

ELOĞLU 
Eloğlu binlik bozdurur
Ben bozduramam

Eloğlu başını yastığa kor komaz uyur
Ben uyuyamam

Eloğlu sofrasında dokuz türlü
Benim aç yattığım olur bazen

Benim evim gecekondu
Eloğlunda apartıman

Eloğlunda ince müzik
Benimkisi aman aman

Benim kuru başım bana yeter
Eloğlunda karı kızan

Ben keçileri kaybettim
Eloğlunda usta çoban

Bu soyadı bana haram

METİN ELOĞLU  

***

ÇİLİNGİR SOFRASI 

Bu zıkkımın yanında
Arnavut ciğeri ister, bir.
Çiroz salatası ister, iki.
Cacık ister, üç.

Adalet, müsavat, hürriyet demeye
Sadece yürek ister.

METİN ELOĞLU  

***

DEĞERLEME 
Bu aşk senden önce hürriyete yöneldi
Gecenin ortasında sen sımsıcak bir kadın
İçinde sen varken geceler dile geldi
Barışa yöneldi umudu darmadağın
Onları özlemek belki senden güzeldi
Çünkü sen ancak onlarda vardın
Hayatın mavişliği onlarla vardı

METİN ELOĞLU


***

PASTIRMA YAZI
Dedim ya benim aşklarımın doğusu bura
Bura benim yarınımdan sakınan tel tel
Bura işte ilkyazından irkilip huylandığım
Dedim ya gün batmadan kunnamaz çakal

Işıtmaz solutmaz bir aşkın doğusu bu
Köpeklenmiş havuzda boğum boğum kediler
Hoşundu be İstanbul hoşundu savsak günler
Çöl dünümle ikizlenen ne yavan olgu

Bu çağandan kalacak bir sünepe bildiri
Öncelenmiş yalanlarla yakapaça gidiyor
Olmaz olaydı bu yaz, demez olaydı şiir
Dedim ya aşkımızın en firavun günleri

Kaskatı bir güz içi daldım yazık hayatıma
Hasan diye birim vardı uzamış perçemleri
Ben, Güzin, yaz da bitti e sonra
Amcasına babasına pay veren çiçekleri

METİN ELOĞLU


***

EŞÇİL 
Aşksa bu, ben buna varım, günlerim sığı;
Gündüze dek kalasın diye sevdim seni geceden
Eşçilim ben, ben buyum, ne güzel huy bu;
Bir hız gelsen, hemen olsan, sonra yazlar;
Bunca yıldan tatmadığım bir tırança balığı;
Belki gözlerimin kıymığı şu denizler!

METİN ELOĞLU

***

ÇILGAR 
Oralar yazın mı hala, güpgüzel
Gayri şarapsadım ben, İstanbulsadım
Kuşladıysa gözlerimi bir sakar tavan
Sensiz günlerimi çarçur etmek içindir
Ama pörsümüş, gül bitine karmış bir sarı
Siner külçelenir ta evimde barkımda
Pelit acısından yavuz bir özlem kiri
Yu canım usulcacık
Sen bunca umudumun çılgarı
Göğü maviltir bir kırlangıç yakamoz
Balıklar debreşir suda

METİN ELOĞLU

***

SOFRA ADABI 
Keşkek şu kazanda kaynar, benim bildiğim;
Şu güveçte helmelenir fasulya.
Kuzu şu kadar ateşte çevrilir;
Tuzlama şu tabağa konur ille..
Yumurta şu sahana kırılır.
Çorba mı? Çorba şu kaşıkla içilir tabii,
Hoşaf bu kaşıkla..
İster uskumru olsun, ister kolyoz,
İster orkinoz, ister hanos;
Balık şu bıçakla kesilir..
Şarap siyahsa şu kadehe konur elbet,
Beyazsa bu kadehe

Yavan ekmeği nasıl yersen ye...

METİN ELOĞLU
  
***

Bu haftada bir şairle birlikte olduk. Dünyaya o şairin penceresinden kendi gözümüzle baktık. Tek taraflıda olsa bir etkileşimin kurulduğunu umuyorum. Kurulmuşsa şiirlerden hoşlanmışsınız demektir. Haftaya başka bir şairin penceresinden kendi gözümüzle dünyaya bakmak üzere iyi pazarlar sevgili okurlar.




Yayın Tarihi: 13.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder