Bugün size bir hikâyem var. Erkek kişiliğine değinilen bir
hikâye..
Konu erkek olsa da, yerine göre kadın erkek ayırmadan aynı
şekilde davrandıklarını söylesek yanlış olmaz. Bu davranış çoğu zaman işi
kıvırma, kurtarma, bir tehlikeyi savuşturma, bir niyeti gizleme çabasının ürünü
olabiliyor.
İşte hikâyemiz..
*
Bir gün ormancının biri, dalları nehrin üzerine sarkan
ağacın dallarını keserken baltasını suya düşürür.
- “Aman tanrım” diye bağırdığında bir peri belirir ve
“Ne diye bağırıyorsun?” der.
Ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek
için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler.
Peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar
belirir.
“Baltan bu muydu ?” diye sorar.
Ormancı “hayır” diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta
ile tekrar belirir ve yine sorar. “Baltan bu muydu?”
Ormancı yine “hayır” diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta
ile tekrar belirir ve yine sorar. “Baltan bu muydu?”
Ormancı “evet” der.
Ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların
üçünü de kendisine verir.
Ormancı mutlu bir şekilde evine döner.
Bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca
yürürken karısı suya düşer.
Ormancı “aman tanrım” diye bağırır.
Peri yine belirir ve sorar: “Ne diye bağırıyorsun ?”
Ormancı “karım suya düştü” der.
Peri suya dalar ve Jennifer Lopez ile birlikte geri döner.
“Senin karın bu mu?” diye sorar.
Ormancı “evet” der.
Peri sinirlenmiştir, “Yalan söylüyorsun, gerçek bu değil”
der.
Ormancı “özür dilerim peri, ortada bir yanlış anlaşılma söz
konusu. Eğer Jennifer Lopez için hayır deseydim, bu sefer CatherineZeta-Jones
ile geri dönecektin, ona da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana
verecektin.
Oysa ben fakir bir adamım ve üç karımın sorumluluğunu
taşıyabilecek durumda değilim. Jennifer Lopez’e evet dememin sebebi budur..”
*
Hikâyemizin kahramanı bir erkekti. Başta dediğim gibi kadın
erkek fark etmez. Yerine göre kadın, yerine göre erkek durumu kurtarma çabası
gösterir. Kıvrak zekâ işi olan mazeretle, işi kıvırmaya çalışmak arasında
elbette fark vardır ama her ikisinin yaydığı koku aynıdır. Bu kokunun adı
“Yalan”dır. Yalan ne kadar ustaca gizlenirse gizlensin kendini belli eder. Ne
kadar haklı ve ne kadar geçerli bir söylenme nedeni olursa olsun mutlaka asıl
amaç gizlenmiştir. Zaten yalanda bunun için yalandır. Gerçeği saptırma, gerçeği
çarpıtma ve gerçeği gizleme olmak üzere söylenen söz ve yapılan davranışların
hepsine dikkat ederseniz alttan alta asıl niyeti fark edersiniz. Her ne kadar
allanıp pullansa, her ne kadar başkalarının yararı gözetilse bile güven
sarsıcıdır. Günümüzde, hele ülkemizde böyle davranan insan o kadar çoktur ki,
birbirini aldatmayana şaşırılır herhalde. Hepsinin mazereti de aynıdır yemini de.
Hepsi “namerdim ki” der, az gelirse “ekmek çarpsın” yetmezse “kuran çarpsın.”
İşi azıtan en alt kültür insanları “anam avradım olsun” sakızını çiğnerler. İki
gözünün önüne akmasını isteyenler mi dersiniz, belasını isteyenler mi?
İstenildiği kadar yemin edilsin, niyet önemlidir. Yemin ve
niyet birbiriyle örtüşmek zorundadır.
Yayın Tarihi: 04.03.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder