“Mum kokulu geceleriyle Amişler” yazı dizisine başlarken bu
yazının ana fikride doğmuş oldu. Bugün yabancısı olduğumuz o kırsal hayatı
geçmişte bizim atalarımızda yaşamıştı. O hayattan uzak olmamız, bize kadar
uzanan zincirin her halkasının değişimi bilerek veya bilmeyerek kabul etmesine
bağlıdır. İnsan olumluya veya olumsuza doğru değişirken ilgisi ve araştırıcı
ruhu nedeniyle her yolun, her durağın oluşum nedenlerini incelemiş sorularına
cevaplar aramış, o sorulara cevabı gene kendisi vermiştir. Bu, bir düşünce
sisteminin gelişmesine, bilimsel buluşların yapılmasına yol açmıştır. Yazı
dizimizde konumuz düşünce sistemleri olacak.
Siz bu sistemleri gördüğünüzde bunları oluşturan disiplinin
o çok bilinen adını da koyacaksınız zaten. Ama ben o adı izin verirseniz koymayayım.
Çünkü o adı koyduğumda kendimi de bu yazıyı da sınırlamış olurum.
İlk konumuz baştan beri saçmaladığım düşüncesini sizlere
belki de düşündürten, bu kadar sözcük
sarf etmeme neden olan saçma kelimesi olsun. “Saçma,” yada düşünce sistemi
yolcularının yaygın deyişiyle “Absürd”ün tanımı şöyle yapılmış.
Anlamsal öğeleri
birbiriyle bağdaşmayan... Mantık açısından mantık kurallarına aykırı olanı dile
getirir. Saçma bir düşünce, öğeleri birbirini tutmayan, birbiriyle
bağdaşmayan düşüncedir. Saçma bir yargı kendi içinde tutarsızlığı olan ya da
tutarsızlığı içeren bir yargıdır.
Anlamsız ile saçma aynı anlamda değildirler. Saçmanın bir anlamı vardır fakat yanlıştır anlamsızın ise hiçbir anlamı yoktur. Saçma, düşünce sisteminde akla aykırılığı dile getirir. Yani akla aykırı olan her şey saçmadır. Saçma doğru ile yanlış arasında yer alan üçüncü bir kavramdır. Yanlış ile karıştırılmamalıdır. Her yanlış saçma olmayabilir.
Anlamsız ile saçma aynı anlamda değildirler. Saçmanın bir anlamı vardır fakat yanlıştır anlamsızın ise hiçbir anlamı yoktur. Saçma, düşünce sisteminde akla aykırılığı dile getirir. Yani akla aykırı olan her şey saçmadır. Saçma doğru ile yanlış arasında yer alan üçüncü bir kavramdır. Yanlış ile karıştırılmamalıdır. Her yanlış saçma olmayabilir.
Saçmayı anlatacak çok şey bulunur. Aklınıza birbiriyle
ilgisiz ne gelirse bir yere yazın. İsim olabilir, kavram olabilir, şehir
olabilir, nesne olabilir, mekân olabilir, bir sanat dalı olabilir, spor
olabilir. Bunlar tek tek söylendiğinde belki de komik sonuçlar çıkacaktır. Ama
her biri farklı guruplardan seçilmiş kelimeleri bir bütün içinde hikâye
edilerek söylenebilmesi durumunda zorlamada olsa bir anlam çıktığı görülür.
Reklamcılar bunu çok kullanırlar. Ben onlar için sözün karikatüristleri
diyorum. Onlar bir ‘saçma’dan bir hikâye üreterek ürünü dolaylı yada dolaysız
tanıtmış olurlar. Tabii her saçma böyle değildir. Ama akla uygun olmadığı, bir
düzene girmediği de kesindir.
Ters tavırla saçma denebilecek ispatlama yöntemi de vardır.
Günlük hayatta geçmişte kullanıldığı gibi bugünde kullanırız bu yöntemi.
Bu konuya ilişkin olarak saçma mantığıyla ortaya çıkan şu
sözleri gösterebiliriz
1. Taşlar ağırdır, öyle olmasaydı havalanırlardı
2. En küçük rasyonel sayı diye bir şey yoktur. Olsaydı ikiye
bölünüp daha küçüğü elde edilirdi.
3. Dünya düzdür. Peki neden kenarından düşmüyoruz da
başladığımız yere dönüyoruz? diye sormak ve küresel olduğunu kanıtlamak,
4. Bir arkadaşımız evimizde kalıp kalmayacağını sorduğunda
ona: gece bizi öldürmeyecekse kalabileceğini söylemek de saçmaya indirgeme
yöntemidir.
Görüldüğü gibi saçmanın anlatım gücüne etkisi de vardır.
Saçma sadece bu kadarla sınırlı değildir. Birde tamamı
kavrayan bir düşünce var. O da hayatın bizzat kendisidir. O düşünceye göre
hayatın kendisi saçmadır zaten. Ona anlam yüklememiz başka bir saçmadır. Bakın
nasıl diyorlar:
“İnsanın anlam
arayışı hüsranla sonuçlanır. Çünkü bilmediğimiz o kadar çok şey vardır ki, kesinlik
olanaksızdır. Bilinmeyen bir evrende yaşayan bizler, bütün hayatın anlamını aramakla
saçma bir iş yapmaktayız. Ancak anlamı olmayan hayatın kendisi de saçmadır.
Yine de bazı saçmacılar hayatta yapacak başka bir şey olmadığı için anlam
arayışını sürdürmek niyetindedir. Saçmayı kabullenmek ve sahte anlamlı duruş
yerine bununla yaşamak görüşündedirler.”
Bu görüşlere göre saçmalayarak saçmayı fark ederiz. Anlam
arayışını yapmasak saçmaya dolayısıyla bu sonuca erişmemiz mümkün değildi.
Kısaca söylersek “saçma” bir yöntemdir.
Bu yöntem yanılsama (illüzyon) sanatlarıyla birlikte düşünce
sistemlerinin abartılmış veya çarpıtılmış ürünüdür.
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 04.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder