31 Mayıs 2016 Salı

TALHA CAVGA’M

Salıyı çarşambaya bağlayan gece saat 12.05’te telefonum acı acı çaldı. Arayan şair ve yerel gazetemiz Yenihaber gazetesi köşe yazarı Ömer Alikılıç’ın babası Mustafa beydi. Geç vakit aramaları herhalde herkesi tedirgin eder. Mustafa beyin adını telefonumda görünce bende tedirgin oldum. Yanılmamışım. Şehrimizin biz engelli üç şair ve köşe yazarının en genci Yeni Sakarya köşe yazarı Talha Cavga’mızın vefat haberi için aranmışım.

Ne kadar üzüldüğümü tahmin edemezsiniz. Şubat ayının sonuna doğru rahatsızlanmış, iki hafta İstanbul’da tedavi görmüştü. Bu ara yazılarına ara vermek zorunda kalmıştı. Tedavi sonunda o yazılarına kavuşmutu; bizde ona..

Şu satırlar Talha Cavga’nın 19 mart 2016 tarihli iyileştikten sonraki “BU SEFER DE DEVAM EDİYORUZ…” yazısından:

“Allah (c.c.) izin vermediyse yani kaderimizde yoksa anlık planlar bile tutmayabiliyorsa uzun vadeli planlara cüret etme cesaretini nasıl gösterebiliyoruz? Bu cesaret insanın “aldanır” bir varlık olmasından. Kendisinin hep yaşayacağına inanmasındandır. Bunun adı yaşam sevgisi değil bencilliktir biraz. Ama bu bencillik her insanda mevcuttur.

Üstteki paragrafın sonucu plansız programsız yaşayın değil. Ama uygulamak istediğiniz plandan önce ki hayatında önemini bilin. Popüler ifade ile “anı yaşa” değil anın kıymetini bil… Kıymetini bil ki kaybettiğin zamanları telafi etmeye gerek kalmasın…”

Anın kıymetini bilen bir yazardı Talha kardeşim. Buluşmalarımızda bu kıymet bilmenin verdiği hazzı duyardık.

Eski derneğimizde 2013 yılında düzenlenen Kur’an kursu sırasında samimiyetimiz arttı. Ben kendisi cevap veremeyecek, annesi veya ablasına telaş olacak düşüncesiyle onu telefonla aramaya çekinirdim. Ama o arardı. Özlemini dile getirir buluşmayı dilerdi. Bir şekilde buluşur özlem giderirdik.

Geçtiğimiz yıl 3 aralık engelliler günü için Murat Beyaz, Ömer Alikılıç ve Talha Cavga’mız program hazırlıkları düşüncesindeyken Selim Özen kardeşim beni davet etmelerini söyleyince guruba dahil oldum. Önce gurubumuza Ömer’imizin önerisiyle Bedenini Hiçe Sayan Yürekler ismini koyduk. Bu isim uzun olduğu için her kelimenin ilk hecelerini alıp ismi kısaltarak BEHİSAY yaptım. Talha slogan önerdi. Organik sebzeler gibi yamuk yumuk oluşumuzdan söz etti.  Onu da “Organik Duygu ve Düşünce Grubu” olarak düzenledim. Kendimize bir isim bulmuş ve sloganımızla yolumuzu belirlemiş olduk. Sanat ve düşünceyle hayata kalite katmayı amaç edinecektik.

Talha’mız kalite konusunda bir yazısında şöyle diyor:

“İnsanoğlu kendi aklınca yaşamda kalite belirledi. Bu kaliteyi dünya üzerinde inşa ettiği basamaklara koydu. Ve her basamağa da kontenjan verdi. Bu basamaklarda durmak ve çıkmak için düşmanları düşürmek gerekiyor. Düşürdükçe hem yükseliyor hem de yakınlarımız tarafından hoş karşılanıyoruz…”

“Ve nefis savaşının sonucunda Allah’a çok şükür ki Cennet ve Cehennem’de kontenjan sıkıntısı olmayacak…”

Sevgili Talha’mın kontenjanı olmayan cennetin en müstesna yerinde olmasını Allahtan diliyorum.  

“Şairin kaleminde ki son mısrayım ben.
Yazılacak çok kelime varken,
Üç nokta ile biten…”

O sözlerine şiirindeki gibi üç nokta koydu ve gitti...




Yayın Tarihi: 13.05.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder