Salıyı çarşambaya bağlayan gece saat 12.05’te telefonum acı
acı çaldı. Arayan şair ve yerel gazetemiz Yenihaber gazetesi köşe yazarı Ömer
Alikılıç’ın babası Mustafa beydi. Geç vakit aramaları herhalde herkesi tedirgin
eder. Mustafa beyin adını telefonumda görünce bende tedirgin oldum.
Yanılmamışım. Şehrimizin biz engelli üç şair ve köşe yazarının en genci Yeni
Sakarya köşe yazarı Talha Cavga’mızın vefat haberi için aranmışım.
Ne kadar üzüldüğümü tahmin edemezsiniz. Şubat ayının sonuna
doğru rahatsızlanmış, iki hafta İstanbul’da tedavi görmüştü. Bu ara yazılarına
ara vermek zorunda kalmıştı. Tedavi sonunda o yazılarına kavuşmutu; bizde ona..
Şu satırlar Talha Cavga’nın 19 mart 2016 tarihli
iyileştikten sonraki “BU SEFER DE DEVAM EDİYORUZ…” yazısından:
“Allah (c.c.) izin vermediyse yani kaderimizde yoksa anlık
planlar bile tutmayabiliyorsa uzun vadeli planlara cüret etme cesaretini nasıl
gösterebiliyoruz? Bu cesaret insanın “aldanır” bir varlık olmasından.
Kendisinin hep yaşayacağına inanmasındandır. Bunun adı yaşam sevgisi değil
bencilliktir biraz. Ama bu bencillik her insanda mevcuttur.
Üstteki paragrafın sonucu plansız programsız yaşayın değil.
Ama uygulamak istediğiniz plandan önce ki hayatında önemini bilin. Popüler
ifade ile “anı yaşa” değil anın kıymetini bil… Kıymetini bil ki kaybettiğin
zamanları telafi etmeye gerek kalmasın…”
Anın kıymetini bilen bir yazardı Talha kardeşim.
Buluşmalarımızda bu kıymet bilmenin verdiği hazzı duyardık.
Eski derneğimizde 2013 yılında düzenlenen Kur’an kursu
sırasında samimiyetimiz arttı. Ben kendisi cevap veremeyecek, annesi veya
ablasına telaş olacak düşüncesiyle onu telefonla aramaya çekinirdim. Ama o
arardı. Özlemini dile getirir buluşmayı dilerdi. Bir şekilde buluşur özlem
giderirdik.
Geçtiğimiz yıl 3 aralık engelliler günü için Murat Beyaz,
Ömer Alikılıç ve Talha Cavga’mız program hazırlıkları düşüncesindeyken Selim
Özen kardeşim beni davet etmelerini söyleyince guruba dahil oldum. Önce
gurubumuza Ömer’imizin önerisiyle Bedenini Hiçe Sayan Yürekler ismini koyduk.
Bu isim uzun olduğu için her kelimenin ilk hecelerini alıp ismi kısaltarak
BEHİSAY yaptım. Talha slogan önerdi. Organik sebzeler gibi yamuk yumuk
oluşumuzdan söz etti. Onu da “Organik
Duygu ve Düşünce Grubu” olarak düzenledim. Kendimize bir isim bulmuş ve
sloganımızla yolumuzu belirlemiş olduk. Sanat ve düşünceyle hayata kalite
katmayı amaç edinecektik.
Talha’mız kalite konusunda bir yazısında şöyle diyor:
“İnsanoğlu kendi aklınca yaşamda kalite belirledi. Bu
kaliteyi dünya üzerinde inşa ettiği basamaklara koydu. Ve her basamağa da
kontenjan verdi. Bu basamaklarda durmak ve çıkmak için düşmanları düşürmek
gerekiyor. Düşürdükçe hem yükseliyor hem de yakınlarımız tarafından hoş
karşılanıyoruz…”
“Ve nefis savaşının sonucunda Allah’a çok şükür ki Cennet ve
Cehennem’de kontenjan sıkıntısı olmayacak…”
Sevgili Talha’mın kontenjanı olmayan cennetin en müstesna
yerinde olmasını Allahtan diliyorum.
“Şairin kaleminde ki son mısrayım ben.
Yazılacak çok kelime varken,
Üç nokta ile biten…”
Yazılacak çok kelime varken,
Üç nokta ile biten…”
O sözlerine şiirindeki gibi üç nokta koydu ve gitti...
Yayın Tarihi: 13.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder