“Düşünce Evreninde”ki
gezimiz devam ediyor. Ne kadar süreceğini bilemediğim bir serüven bu. Çünkü
konumuz çok geniş bir yelpazeye sahip. Günün önemine uygun yazılara da yer vererek
bu dizimize zaman zaman ara verebilirim. Geçen hafta engelliler haftası ve
yitirdiğimiz engelli kardeşimiz için yazdığım 2 yazı ile bunu uyguladım. Bu
hafta başında konumuza geri döndüm. Bugüne kadar beş yazıyla hayatı saran her
konunun “Düşünce Evreni”nin konusu olduğunu göstermek istemiş, son üç yazımızı
da ahlaki değerlere ayırmıştım. Önceki bölümde “Özde bütün ahlaki değerler
ortak yaşam alanının dışına çıkılmamasını ve bu alanın düzenlenmesini amaç
edinir” demiş ve ortak yaşamın şartlarının “Sevgi, iyilik, cömertlik ve
dürüstlük” olduğunu belirtmiştim.
Sevgiyi işledikten sonra bu bölüme de “iyilik ve cömertlik”i
bırakmıştım. Ordan devam edelim.
İhtiyaç doğdukça mutluluk satın alınabilseydi fena olmazdı
değil mi? Ne yazık ki böyle bir şey mümkün değil. Ama iyilik ve yardım bunu
insana kazandırır. İnsanın kendinden başkasını sevmesi, bir başkasına bir şey
alması, vermesi büyük erdemdir. Erdemle davranabilen için mutluluk o kadar da gerçektir.
Dünyanın neresinde olunursa olunsun
düşünen herkes bu konuya kafa yormuştur. Özet olarak insanlık “Vermek, almaktan
daha çok mutlu eder” sonucuna varmıştır. Gerçektende hayatın güzelliği,
başkasına içtenlikle yardım etmeye çalıştıkça ortaya çıkar. Bir süre sonra
iyilik ve yardımlaşmacı bir çevre oluşturan yardımsever biri aslında kendine
yardım etmiş olur. Üstelik yaptığı iyilik ve yardımlardan dolayı
duyduğu mutluluğa paha biçilemez.
Dürüstlük sevgi kadar, hatta daha önemli bir konudur. Bir
kişiyi sevmeyebiliriz ama onu sevmiyoruz diye ona karşı dürüstlüğümüzden
ayrılamayız. Çünkü dürüstlük bir toplumun modern toplum olmasını sağlar. Dürüst
olmayan insanlardan oluşan bir toplumda korku, güvensizlik oluşur ve bu durumda
sosyal çöküşe neden olur.
Bir toplumda sevgi, iyilik, cömertlik, yardımseverlik ve
dürüstlük ne kadar yaygın ve ne kadar gelişmişse o toplumun ahlakı o kadar
sağlam demektir. Ahlaki ilkeler her çağda değişsede genel ilkeler hep aynı
kalır. O ilkelerde alfabetik olarak şunlardır.
Amaç ve göreve bağlılık bilinci
Ayrımcılılık yapmamak bilinci
Çıkar çatışmasından kaçınma bilinci
Doğruluk bilinci
Dürüstlük ve tarafsızlık bilinci
Eşitlikçilik bilinci
Halka hizmet bilinci
Hesap verme ve sorumluluk bilinci
Hizmet standardı bilinci
İmtiyazsız kamu görevi bilinci
Kamu mallarını koruma bilinci
Nezaket ve saygı bilinci
Öncelik sağlayıcı hediye almamak bilinci
Saygınlık (itibar) ve güven bilinci
Şeffaflık ve katılımcılık bilinci
Tutumluluk (savurganlıktan kaçınma) bilinci
Bunlardan ayrı ama bunlarla koşut ilkelerde vardır. O
ilkelerde ahlakı yükselten ilkelerdir.
Akraba sevmek
Komşu sevmek
Kimsenin kötülüğüne çalışmamak
Kimseden şikâyetçi olmamak
Mala, mülke, paraya tamah etmemek
Kendisine istemediği davranışı başkasına yapmamak
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 20.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder