31 Mayıs 2016 Salı

DÜŞÜNCE EVRENİNDE 6

 “Düşünce Evreninde”ki gezimiz devam ediyor. Ne kadar süreceğini bilemediğim bir serüven bu. Çünkü konumuz çok geniş bir yelpazeye sahip. Günün önemine uygun yazılara da yer vererek bu dizimize zaman zaman ara verebilirim. Geçen hafta engelliler haftası ve yitirdiğimiz engelli kardeşimiz için yazdığım 2 yazı ile bunu uyguladım. Bu hafta başında konumuza geri döndüm. Bugüne kadar beş yazıyla hayatı saran her konunun “Düşünce Evreni”nin konusu olduğunu göstermek istemiş, son üç yazımızı da ahlaki değerlere ayırmıştım. Önceki bölümde “Özde bütün ahlaki değerler ortak yaşam alanının dışına çıkılmamasını ve bu alanın düzenlenmesini amaç edinir” demiş ve ortak yaşamın şartlarının “Sevgi, iyilik, cömertlik ve dürüstlük” olduğunu belirtmiştim.

Sevgiyi işledikten sonra bu bölüme de “iyilik ve cömertlik”i bırakmıştım. Ordan devam edelim.

İhtiyaç doğdukça mutluluk satın alınabilseydi fena olmazdı değil mi? Ne yazık ki böyle bir şey mümkün değil. Ama iyilik ve yardım bunu insana kazandırır. İnsanın kendinden başkasını sevmesi, bir başkasına bir şey alması, vermesi büyük erdemdir. Erdemle davranabilen için mutluluk o kadar da gerçektir.  Dünyanın neresinde olunursa olunsun düşünen herkes bu konuya kafa yormuştur. Özet olarak insanlık “Vermek, almaktan daha çok mutlu eder” sonucuna varmıştır. Gerçektende hayatın güzelliği, başkasına içtenlikle yardım etmeye çalıştıkça ortaya çıkar. Bir süre sonra iyilik ve yardımlaşmacı bir çevre oluşturan yardımsever biri aslında kendine yardım  etmiş olur.  Üstelik yaptığı iyilik ve yardımlardan dolayı duyduğu mutluluğa paha biçilemez.

Dürüstlük sevgi kadar, hatta daha önemli bir konudur. Bir kişiyi sevmeyebiliriz ama onu sevmiyoruz diye ona karşı dürüstlüğümüzden ayrılamayız. Çünkü dürüstlük bir toplumun modern toplum olmasını sağlar. Dürüst olmayan insanlardan oluşan bir toplumda korku, güvensizlik oluşur ve bu durumda sosyal çöküşe neden olur.

Bir toplumda sevgi, iyilik, cömertlik, yardımseverlik ve dürüstlük ne kadar yaygın ve ne kadar gelişmişse o toplumun ahlakı o kadar sağlam demektir. Ahlaki ilkeler her çağda değişsede genel ilkeler hep aynı kalır. O ilkelerde alfabetik olarak şunlardır.

Amaç ve göreve bağlılık bilinci
Ayrımcılılık yapmamak bilinci
Çıkar çatışmasından kaçınma bilinci
Doğruluk bilinci
Dürüstlük ve tarafsızlık bilinci
Eşitlikçilik bilinci
Halka hizmet bilinci
Hesap verme ve sorumluluk bilinci
Hizmet standardı bilinci
İmtiyazsız kamu görevi bilinci
Kamu mallarını koruma bilinci
Nezaket ve saygı bilinci
Öncelik sağlayıcı hediye almamak bilinci
Saygınlık (itibar) ve güven bilinci
Şeffaflık ve katılımcılık bilinci
Tutumluluk (savurganlıktan kaçınma) bilinci

Bunlardan ayrı ama bunlarla koşut ilkelerde vardır. O ilkelerde ahlakı yükselten ilkelerdir.

Akraba sevmek
Komşu sevmek
Kimsenin kötülüğüne çalışmamak
Kimseden şikâyetçi olmamak
Mala, mülke, paraya tamah etmemek
Kendisine istemediği davranışı başkasına yapmamak


DEVAM EDECEK

Yayın Tarihi: 20.05.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder