14 Ağustos 2010 Cumartesi

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ 54

Merhaba sevgili okurlar. İlimizdeki basın dünyasının amiral gemisi değiliz belki, ama onurlu ve yapıcı dik duruş sergilediğimiz muhalif tavrımızla belli bir okuyucu kitlesine de sahip olduğumuzu düşünüyorum. Demokrasi bu değil midir zaten? Karşıtların ve zıtların hayat hakkı bulması kadar doğal ne var değil mi? Toplumda tıpkı bir beden gibidir. Uyumlu uyumsuz her şeyi içinde barındırarak bir genel yapı ortaya çıkar. Eğer tıpkı kanser gibi marazi bir uyumsuzluk söz konusu değilse, bundan fayda bile görülür. Toplumsal ilerlemeyi ben burada görüyorum. Bilimde, sanatta, edebiyatta ve felsefede, sözün kısası, düşünsel ve güzel duyu oluşturma konusunda ilerleme sağlamanın birinci şartı buna bağlıdır. Uygar toplum böyle olunur ve böyle olunacaktır.

Hayat zaten çelişkilerin toplamı değil mi? Bilim, sanat ve felsefeyle bu çelişkilere çözüm aranır. En azından bu çelişkilerin derinleşmesinin bu yolla önüne geçilmeye çalışılır.

Bu günlerde en büyük çelişki Ankara’daki siyasi çekişmeler mi, yoksa kimi yerlerde hissedilen sıcaklığın 70, bizim gibi Anadolu’nun kuzey illerinde 53 derece olması mı diye sorsam ne dersiniz? Bu bunaltıcı sıcaklara hiçbir şey fayda etmiyor değil mi? Dolayısıyla birinci önceliği bu sıcaklar alıyor.

İşte bu sıcakta aşağıda sunacağım şiirler sizlerin ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum ama, güzel bir ses, güzel bir duygu bırakmak isteğiyle sunduğuma emin olabilirsiniz.

Bu haftada şiirlerin arasına girmeyeceğim. Konu olarak kendilerini çabuk ele veren şiirler. Bu yüzden fazla söze gerek görmüyorum.

66

Sen ruhumda akan ırmak

Dur desem durmazsın

Mümkün değil durmak

Bir uçurumdan düşürür gibi

Sularını şelalelerin

Kalbime doldun

İçinde kayboldum o batık şehirlerin.

Aşktandır bendeki şehrayinlerin.

Debdebesi yetmez ki ayinlerin

Faydasız kalksa da ellerin

Seni benden almaya

Aydın Göle

7 aralık 2002

***

228

Artarda yağıyordu şiir

Garipti, masumdu, mahzundu

Gözleri nemliydi, elleri üşümüştü

Mosmordu dudakları

Artarda yağıyordu şiir

Gül sağanağı gibi,

güvercin sağanağı yağıyordu.

Kanatlarını kartallar kanatmış,

güneş yakmış.

Şiir yağıyordu,

ben ağıyordum karanlığın üstüne

Yangınımla beraber

Aydın Göle

9 aralık 2002

***

229

Beyaz, bembeyaz kedim vardı

Munisti, sokulgandı

Belki biraz sıkılgandı

Ben bilirdim, birde sen bilirdin

Kapıları açık bırakmışım, gitmiş..

Gecedir..

Nicedir..

Aydın Göle

9 aralık 2002

***

67

Sevgilim

Ben alıp başımı gidiyorum buralardan

Seni sana bırakıyorum

Yıldızları, mehtabı, güneşi sana

Yağmurlar gene eskisi gibi yağacak

Rüzgarlar gene eskisi gibi esecek

Çiçekler açmaya devam edecek bütün ihtişamıyla

Gök gene mavi

Yaprak gene yeşil

Deniz gene dalgalı

Hatta kimi zaman kudurgan olacak

Ben olmasamda davetkar olacak parklar

Çimenler senin oturman için

tüm yeşilliğiyle bekleyecekler

Hayat seni yaşamaya kışkırtacak ben olmasam da

Buz gibi sular yanmış dudağına cam sürahilerde

Kırmızı domatesler dişlerini duymak için etlerinde

Çıldırasıya gülümseyecekler sana.

Sevgilim

Ben gidiyorum sevgilim

Soğuk yalnızlığıma gidiyorum

Dönmemek, ölmek üzere gidiyorum.

Aydın Göle

16 aralık 2002

***

68

Ben seni ömrüme inat sevdim

Ben seni ölüme inat sevdim

Yaşayacak bir günüm kalsa bile

Her saniyesinde

Bütün hücrelerimde duyarak sevdim

Ben seni inatlara inat sevdim

Aydın Göle

24 aralık 2002

***

69

Denizin dalgası

Başağın sarısı

Saçlarına,

Gülün kokusu nefesine

Bülbülün sesi, sesine

Ama gecenin karanlığı

Kalbine bulaşmış

Ona sevginin ışığını getirdim

Aydın Göle

21 aralık 2002

***

70

Belki rüyadır yaşanan

Belki gerçektir rüyalar

Belki sevgi bulur bizi

Belki sevgiyi biz buluruz

Belki ölümden korkarız

Belki mutluluğumuzdan ölüm

Belki kendine söylemeye korkuyorsun sevgini

Belki sevgi korkutur gözünü

Belki korktuğun sevgi değildir

Belki kalbin sırra kadem basmıştır

Belki ben çalmışımdır, bilemezsin

Belki kuytudadır kalbin

Belki boş sokaklardadır

Belki dolaşıyordur bir başına

Belki bir gün sen dönersin bana

Belki ben gelirim umut yüklü

Belki elimde bir kuşla

Aydın Göle

25 aralık 2002

***

71

Alma beni boşluk

Çekme hiçliğine beni

Kavrulmuş kahve

Ve susam kokusu

Genzimi kaşıyor

Şaşıyor beni gören

Toprağa karışıp

Nebat olmalıymışım çoktan

Aydın Göle

25 aralık 2002

***

İyi pazarlar sevgili okurlar. Haftaya tekrar buluşmak üzere soğuk ve tatlı içeceklerle serin, yeşil ve kuytu köşeler dilerim.


Yazışma Adresim: www.goleaydin@hotmail.com

Bütün yazılarım...: http://hayatintatlarivehayatindusundurdukler.blogspot.com


Yayın Tarihi: 08.08.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder