Merhaba sevgili okuyucum. Yaz meğer ramazan molası vermiş.
Takdiri ilahi.. bu sıcaklarla orucun zor olacağından yüce yaradan bizlere bir
kolaylık ihsan ederek bol yağmurlu bir ramazan geçirmemizi nasip eyledi. böyle
diyerek bilmeden günah işlemiş olmaz mıyız? Çünkü Allah kulları arasında ayırım
yapmaz. Biz yaz ayı içinde kavurucu sıcaklarla uğraşmadan oruç tutarken, bir
damla su olmayan yerlerde huşu içinde oruç tutan kulların günahı ne? Ayrıcalıklı
olma duygusuna düşmemek için binlerce kez estağfirullah dememiz gerekir. Bu iklimin
(coğrafyanın) özelliği böyle. Ayrıcalık varsa bu coğrafyada yaşıyor olmamızda
vardır. Buna şükür etmeliyiz. İnsanız işte, her şeye bir anlam katma çabamızdan
yorumlar yapıp duruyoruz. Bunun sonucudur ki kimi, adı her ne olursa olsun bir
örgüte militan olurken, kimide Yunus gibi, Mevlana gibi sevgi adamı olup
insanlığa ışık saçıyor.
Yaz yaz dedik yazın son ayınada erdik. Önümüzde “En solgun
mevsimi seven ruhların” mevsimi var. Son bahar olanca yürek buruculuğuyla
hükmünü sürecek yakında. Sisli kasımları da yaşayacağız ömrümüz varsa. Sonrası
ak çarşaflar üstünde ak yorganlarla uykuya yatacak doğa.
Çocukluğumda iki mevsim vardı benim için. Biri bahar, biride
yazdı. Sonbaharda yüreğimi kasvet sarardı. O gölgeler, o kapalı hava içimdeki
coşkuyu neşeyi silip süpürürdü. Kışı da o kadar sevmezdim. Kar yağdığı zamanlar
hariç.. bu gün kendimi böyle bir iklimde yaşadığım için çok şanslı sayıyorum. Dört
mevsimi gören kaç yer var değil mi? Görmesini bilene her mevsimin ayrı
güzelliği var.
Gönderilmemiş şiirlerle başlayalım. Diğer konulara sırası
geldikçe değineceğim.
…
109
Bahar geliyor artık
Kokusunu duyuyorum
iyiden iyiye
Korkusu bitti uzun
gecelerin
Beni yalnızlığın
kelepçelerinde bulamayacak ay
Kar üzgün yağmayacak
bundan sonra
Aydın Göle
20 şubat 2003
***
110
Nar ağlayadursun
Mevsimi geçti diye
Akasya
Hüzünlere makas ya
Karpuz kabuğunu
bekler denizler
Martı çığlıkları gibi
çocuk çığlıklarını
Köpüklü bira ve uysal
dalgalar gibi yüreğim
Birde sen olsan bu
yaz
Aydın Göle
20 şubat 2003
***
111
Beyaz gecelerinde
kışın
Yıldızlar yere
inmişlerdir
Gördüğüm kar değildir
Bu kadar beyaz
Bu kadar ışıklı
Yıldızdır sana gülen
Aydın Göle
26 şubat 2003
***
Gönderilmiş şiirlere sıra geldi. Daha önce gene bu köşede
kan kardeşimden söz etmiştim. En kötü anında bile gülebilen hayat dolu bir
hanımefendi. Şimdi sırayla okuyacağınız üç şiiri ona yazdım ve kısa mesajla
gönderdim. Gönderilmiş şiirler bölümünde bölü işaretinden sonra gelen sayı ona
yazılan şiir sayısını gösterir.
…
233/1
Şayet sabah
olmayacaksa
Senin neşen kalsın
yanımda
Ekmek su istemem
Oksijeni azalsın
varsın
Ciğerime alıp
verdiğim havanın
Bana bir nefeslik sen
yeter.
Aydın Göle
26 şubat 2003
***
234/2
Gece sakindi, gece
sessizdi
Gece yekindi, gece
esindi
Gece hüzünler peşin
peşindi
Geceleri ben aldım
Sana sevgiler ve
sevinçler kalsın diye
Aydın Göle
05 mart 2003
***
235/3
Sana güneş
Gülen yüzünü
göstersin daima
Gün güneşliyse
Sevincin yarısı
önceden verilmiştir
Aydın Göle
06 mart 2003
***
Bu şiiri kime yazdığımı hatırlamıyorum. Ama gönderilmiş
şiirler arasında olduğu için birine gönderdiğim kesin. Kan kardeşime
gönderdiğimi tahmin ediyorum. Çünkü o dönemin şiiri.
…
236
Rüyada olsam
uyanırdım
Ayakta olsam
uzanırdım
Kaybetmiş olsam
kazanırdım
Sen benim için
mucizesin bir tanem
Baklava istemem,
istemem börek
Benim istediğim sevgi
dolu yürek
Bana verdin
lütfederek
Benim için mucizesin
bir tanem
Her şeye doyarım sana
doyamam
Öyle taze nefessin
sen
Senli zamanları bil
ki sayamam
Öyle enfessin sen
Benim için mucizesin
bir tanem
Aydın Göle
06 mart 2003
***
Bu şiir kalıpları kırmak ve değişik düşünceler üretmek
istediğim bir şiir. Şiiri yazdığım hanım Che Guevara beresi takan, ülkücü bir
hanımdı. Aklın sınırlarında gezmeyi çok seviyordu. Öyle şiirler yazıyordu ki
anlamak ve çözmek için dünyanın hatırı sayılır edebiyat fakültelerinden birini
bitirmek gerekiyordu. Bense ona gene anlaşılır bir şiirle cevap veriyordum.
Anlaşılmazı yazacak kadar akıllı olmadığımı unutmuş değilim. Onun için boyumdan
büyük işlere kalkışmadım. Benim kendime ait kalıplarımı kırıp kırmadığıma bu
köşeyi okuyan devamlı okuyucum karar versin.
…
237
Vestiyerde bıraktığın
şapka mı
Ben zaten şapka
takmam ki
Maksat elim boş
kalmasın
Almayı unuttum
çıkışta
Askıda bensiz üşümüş
Gecenin sessizliği
dolmuş içine
Elime aldım
döküldüler
Yüreğim üşüdü
Elim buz kesti
Artık yazlar uzak bir
düş
Mutluluk küçük bir
gülüş
Eskide kalan
Kar yağmaya korkuyor
bu yerde
Aydın Göle
10 mart 2003
***
Gene muhtemelen kan kardeşime yolladığım bir şiir. Kime
yolladığımı yazmamışım. “Aşk insanı kendinden uzaklaştırır, oysaki insanın
kendine kendisi çok lazımdır” dediğim bir şiir.
…
238
Bir yol var yarına
uzanan, umut yüklü
Kederleri irin gibi
akıttım yalnız saatlerime
Gürbüz çocuk doğdu
içimde
Belki aşk hayata
lazım fakat
Aşklarla çok yittim
hayattan ben
Bana ben gerek bu
yüzden daha çok
Daha çok ben
Aydın Göle
13 mart 2003
***
Kan kardeşime gönderilmiş bir şiir daha. Bu bölü işaretinin
ardındaki verdiğim sayıdan da belli. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasıyla Orta
Doğu Bölgesi ve Arap halkının batının her türlü baskısıyla zarar gördüğünü,
halâ görmeye devam ettiğini anlattığım bir şiir.
239/4
Lâleler açmış mı lâle
diyarında
Açsınlar çünkü yok
başka çiçek, lâle ayarında
Debdebeli saltanat
çiçeğidir dostun, ağyarında
Görürsen açtığını bir
dere kenarında
Mazinin yadigârını al
koynuna, sakla
Rüzgârlara bırakma,
koparmasınlar yapraklarını
Zaten acımasız
esiyor, ters yönden bize doğru
Lâleler açmış mı lâle
diyarında
Bebeler babasını
bekler mi meme emerken
Ağaçlar yanmış
yaprakların acısını duyar mı
Köklerinde bu seher
vakti Bağdat’ta
Bir kımıltı var mı
toprakta en derinde
Sıcak mı eser
rüzgarları, yüzleri yakmaz mı
İlaç bulamamış
hastadır Bağdat, her gözden şifa ummaz mı
Savaş mı
sarar dünyayı, kuşatır mı barış evreni
Bir dilim ekmeğe
vakit yok mu
Yok mu kurumuş
dudaklara bir yudum su
Allah’ım ne ettikte
biz lâleler soldu
Lâlelerin hesabı
kimlerden soruldu
Artık yeter Allah’ım
lâleler açsın diyarında
Bebekler babalarını
beklemesin artık
Sevdalar uçsun
kuşların kanadında
Açsınlar çünkü yok
başka çiçek lâle ayarında
Aydın Göle
13 mart 2003
***
Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.
Yayın Tarihi: 03.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder