Yazı yazmak insanlığın eski serüvenlerinden biridir. Hazreti
İsa’nın doğumundan 3200 yıl önce Sümerlerce bulunmuştur. İlk yazı resim
şeklinde maddenin tarifine yönelikken kavramlar geliştikçe resimler
sembolleşerek harf ve rakama dönüştü. Bugün kullandığımız yazılara dek yazının
ne evrelerden geçtiğini araştırmacılara bırakalım.
Yazıyla birlikte yazı araçları da önemli. Bir kalem ve bir
kağıttan, daktiloya, ordan bilgisayara uzanan yazı araçları konusunda belki de
hokka, divit görmüş son kuşaktanım. Dolmakalem bir asalet göstergesiydi.
Tükenmez kalemse sokakların yosması sayılıyordu. Daktilo, işi yazmak olanın
dostu ve aracıydı. Bu araçların saltanatı uzun sürdükten sonra bilgisayar
kullanılmaya başlandı. Bilgisayarla birlikte internet iletişiminin
yaygınlaşması gene sembollerden resimlere dönüşün tehlikesini içeriyor. Çünkü
görsel yanıyla direk mesajı verdiği için bir dilde var olan kavramlara pek
ihtiyaç duymuyor. Yazı orda sadece yardımcı bir unsur.
Bilgisayarla yazmak çok büyük kolaylık. Yazınızı istediğiniz
yerden başlatıp istediğiniz yerde bitirebilir, aralara dilediğiniz yerde ekler
koyabilir, böylece yazıyı zenginleştirebilirsiniz. Hata yaparsanız yaptığınız
satırı, cümleyi, kelimeyi, harfi tarayıp “del” tuşuna basmanız yeterli. Bütün
bunları üç, bilemediniz beş harekette gerçekleştirebilirsiniz. Bir kalem veya
bir daktilo ile kâğıda yazarken bunları yapmak mümkün değil. Hatayı en aza
indirmek için ille de karalama kâğıdına yazmak, sonrada onları temize çekmek
gerekiyordu. Böylelikle bir yazıyı iki kere yazmış oluyordunuz.
Kalem veya daktilo ile yazı yazarken karalama ve temize
çekme angaryası olduğu için zaman kaybından söz edilebilir. Bilgisayarla yazmakla
bunun önüne geçilerek hem zamandan hem kâğıttan tasarruf etmek, böylelikle
kaynak israfını önlemek, milli servetede katkıda bulunmak mümkün. Birde yazıyı
kağıda döküp, zarfa koyup postaya da vermiyoruz artık. Her şey elektronik
postayla üç beş saniyede halloluyor.
Bilgisayarın bir güzelliği de hatalı yazdığınız kelimede
sizi uyarması. Biraz dil kurallarını, birazda noktalama işaretlerini
biliyorsanız işiniz kolay! Romanlar yazmaya başlayabilirsiniz.
Hepimiz hayatlarımızı roman olarak nitelendiririz. İç geçirerek
şöyle bir geçmişi anıp da “bir yazsam, hayatım roman olurdu” demeyen yoktur.
Buna rağmen yazmayı seven bir toplum olduğumuz söylenemez. Demek ki o sözler
bir duygulanım sırasında söylenir, bir başka sohbette hatırlanana kadarda
unutulur gider.
Yazmak güzel şeydir. Yazarken içinizi boşaltmış ve
hafiflemiş olursunuz. Ben öfke ve sevinçlerimi içimde taşımayı sevmiyorum. Kafamda
da onları pek taşımam. Boşalttığım tek yer yazıdır. Bu yazı kimi zaman şiir
olur, kimi zaman kısa bir hikâye. Kâğıda döktüm mü o konuyla ilgili bütün
düşüncelerimden kurtulurum. Hatta öyle olurum ki, konuyu unuturum. Ama
yazmazsam o hep aklımda kalır. Ne zaman sorsanız hatırlarım.
Kısaca anlayacağınız, bilgisayar olmazsa pek kolay yazamam.
İyi ki varsın bilgisayar!..
Yayın Tarihi: 11.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder