Hava durumunun, neşemizin dorukta olması gereken özel
günlerde iyi gittiği çok ender zamanlarda görülür. Bu günlerde hava genellikle ya
soğuk, ya yağmurlu, yada puslu olur. Kişisel özel günlerimizde hava güzelse
mutluluğumuz katlanarak artar. Soğuk, yağmurlu veya pusluysa kendimizi özgürce dışarı
atamadığımız için mutluluğumuz kimi yerde yarım kalır. Toplumun da özel günleri
var biliyorsunuz, o zaman içinde durum aynıdır. Hatta işin törensel boyutu
sergilenemediği için o özel gün bir yanıyla eksik kalır. Bu özel günler milli
bayramlarımızdır. Dini bayramlarımız ömrümüz süresince, (hicri takvimin bir
yılının miladi takvimin bir yılından 10-11 gün eksik olması nedeniyle) her
mevsime uğradığı için güneşli günlere de denk gelebiliyor, karlı buzlu günlere
de. Milli bayramlarımızın böyle bir şansı yok! Onlar çakılı yıldızlar gibi aynı
mevsimlerde dururlar. Sizlerde orda çakılı yıldızlar gibi duruyorsanız bu
haftada buluştuk demektir. Hava nasıl olursa olsun bu benim için mutlu olmaya
yeterlidir.
…
Bugünkü şiirler, tamamı kan kardeşime yollanan şiirlerden
oluşuyor. Bölü işareti olmayan küçük sayılı şiirler gönderilmemiş şiirlerdir.
Defterime karışık yazmışım. Burada yazılış tarihine göre düzene koyup sizlere
sunuyorum. Sizleri, araya hiç girmeden şiirlerle baş başa bırakacağım.
***
239/5
Burada hava gene
yağmurlu
Soğukta var üstelik
Şemsiyem kaçırıyor
Üstünde iki delik
Güneşi unuttum
Hatırlayan var mı
Isıtır mı yüreğimi
Yoksa beni yakar mı
Bir gün gösterse
kendini
Bulutları aralasa
Bende gördüm derdim
Eğer sorarlarsa
Öpücük gibi yanağıma
Işığı konsa
Güneşim sensin
Gün ışığımda sen
Çıkıp uzaklardan bir
gelsen
Yağmurlar durur
Bulutlar giderdi
Gökyüzüm mavi mavi
Mavileşirdi her gün
Burada hava gene
yağmurlu
Soğukta var üstelik
Şemsiyem kaçırıyor
Üstünde iki delik
Aydın Göle
14 mart 2003
***
240/6
Kasvetlerin dağıldığı
Koyunların sağıldığı
Suların durulduğu
Hesapların sorulduğu
Mutluluğun doğurdu
Sakilerin mey sunduğu
Kadehlerin parladığı
Gün olsun bu günün
Aydın Göle
14 mart 2003
***
241/7
Bir gece olsun bir
gece
Bir gece olsun sadece
Bütün istediğim bu
ömrümce
Koyup gittin ya
zalimce
Dermansız kaldım
iyice
Gel artık vefasızım
gel
Aydın Göle
16 mart 2003
***
242/8
Bir hikâyem var benim
Miras kalmadı biz
kazandık
Hem yaşayandık, hem
yazandık
Mevsimleri biz tayin
ediyorduk
Canımız isteyince
bahar
Erikler zehir yeşili
Canımız isteyince
güler yüzlü
Domatesler utangaç
kıpkırmızı
Kadife donlu şeftali
ve yaz
Canımız isteyince
yağmur yağmur
Sarı sarı yaprak
Salkımlarca güz
Ustura kadar soğuk
gelinlikle
Bembeyaz kış çekerdi
canımız kimi zaman
Kuşlar yaban
ördekleri aç kalırdı
Vazgeçerdik
Hikâyemizi biz
kazandık
Hem yaşayandık, hem
yazandık
Aydın Göle
16 mart 2003
***
243/9
Geceler örtünce siyah
yorgan uykuyu
Uyku andırır dipsiz,
derin kuyuyu
Kaydırırız içine
gözlerimizi
Bir tutam rüya ekeriz
üstüne
Aydın Göle
17 mart 2003
***
244/10
Sen sevdaların
yolcusu ol
Ben sonbahar çöpçüsü
Sen baharlara doğ
Ben sisli kasımlara
Umutların bitmesin
senin
Benim mutluluğuna
gözyaşım
Aydın Göle
20 mart 2003
***
245/11
Ben mevsimleri
süpürdüm hazanımda
Kimse kalmamıştı, sen
vardın yanımda
Mevsimleri neyleyim
Ben sensiz zır
deliyim
Senle kırk dokuz
elliyim
Her elimde bir yürek
Her yürek sana atıyor
canım
Gülün adını söyler
gibi
Lâlenin rengini
Yanık kokusunu
karanfilin
Senin adını, seni
söyleyerek
Her yürek sana atıyor
Ben mevsimleri
süpürdüm
Dargın akan
dereciktim
Deniz oldum köpürdüm
Aydın Göle
21 mart 2003
***
12
Kapalı kapıları açtım
ardına kadar
Gelen bahardır
sandım, aldandım
Ben aldandım ağaçlar
aldanmadı
Onlar hala çiçeksiz
Ben çiçek açtım
balözüm
Kar delenler gibi
ayaza
Ayaza kök söktürdüm
Bütün hünerlerine
rağmen.
Jilet oldu ustura
oldu
Kırbaç gibi şakladı
suratımda
Rüzgâr olup deli deli
eserek
Param parça etti
yüzümü
Kardelenliğimi
hatırlattın ya
Soğuk taşların
arasından güneşe
Pür neşe
Boynumu uzattım
Sen varsın ya
Kılıç sallansa
başımın üstünde
Vız gelir
Namerdim dönersem
yaşamaktan
Aydın Göle
22 mart 2003
***
Hepinize iyi pazarlar sevgili okurlar.
Yayın Tarihi: 10.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder