Merhaba şiir sever okurlarım. Kurban bayramını idrak etmiş
olmanın huzuruyla geçen bir haftanın ardından tekrar bayram sonrasının ilk şiir
yazısıyla bir kez daha buluşuyoruz çok şükür. Ülkemizin içine düşürülmek
istendiği kaos ortamı hepimizi üzüyor. Yurdumuzu çok sevmemizden dolayı kimi
şeylere dayanamıyoruz. 20. yy’lın son çeyreğinde az şey yaşamadık. 21. yy’da
geçmiş yüzyılın sorunlarını ve emperyalizmin heveslerini içinde barındırıyor.
Bu besbelli ki Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar dünyanın diğer yerlerinden daha
fazla acı çekecek ve kim bilir bu acı ne kadar sürecek... bu bayram sonrasının
huzurunun bir anda kaybolmasıyla yazılmış satırlardır. Ama hayat devam ediyor,
hayat devam ettiği sürece neyi umut ederseniz o umut hep vardır. O umutta
insandır. İnsan varsa işin içinde şiirde vardır tabii.
Şiir sever olmak aşkı sever olmaktır. Aşkı sever olmak
insanı sever olmaktır. İnsanı sever olmaksa yaratıcıyı sever olmaktır. Biz
seviyorsak yaratıcının yarattıklarının muhteşemliğine duyduğumuz hayranlıktan
dolayı seviyoruz. Peki o halde yaratıcıyı sevmek gerekmez mi? Bizdeki aşkın
kaynağı o dur zaten. Bu hafta “Yunus Emre” şiirlerine bunun için yer verdim.
Halk edebiyatının önemli bir bölümünü tutan tasavvuf şiiri ve onun en önemli
şairi Yunus Emre bize sevmenin gerekçelerini, aşkın temelini anlatır. Sizlere
bu konuda sunacağım üç güzel şiirden sonra kendi şiirlerime geçeceğim
...
Aşkın Aldı Benden
Beni
Aşkın aldı benden
beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa
sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar
oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet
gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet
dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunus’durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yunus Emre
***
Ben Yürürüm Yana Yana
Ben yürürüm yana
yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akîlem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akarsularım çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus bîçâreyim
Baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni aşk neyledi
Yunus Emre
*** ***
Bir Kez Gönül Yıktın
İse
Bir kez gönül yıktın
ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak’kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil
Yunus Emre
*** ***
Yunus Emre şiirlerine burada bir nokta koyduktan sonra kendi
şiirlerime geçiyorum. İlk şiir sevdiğim kişiye doyamadığımı anlattığım bir
şiir. Yıllar geçiyordu ama sevgim alışkanlık haline dönmeden artarak devam
ediyordu. Bu kişi kim olabilir? Bir sevgili diyebilirsiniz, ama değil. O bir
kardeştir. O sığınılan şefkatli bir omuzdur. O kan kardeşimdir. Daha öncede
sözünü ettiğim gibi kan kardeşim bir saygıdeğer hanımdır.
...
42
Sana doyamıyorum
canım sana doyamıyorum
Yerine hiç kimseyi
koyamıyorum
Asırları karşılarım,
seninle saatler ne ki
Sen istediğini al
benden vaatler ne ki
Sana vaat etmem canım
hemen veririm
İstersen böbreğimi
İstersen gözlerimi
Ben gördüm
göreceğimi, ama ne gördüm
Ben bakarken kördüm
sevdalar yaşarken
Sana doyamıyordum
canım sana doyamıyordum
Senin sesinden başka
ses duyamıyordum
Değişen bir şey yok
bende
Sana doyamıyorum
canım halâ doyamıyorum
Aydın Göle
03 mayıs 2003
*** ***
Kan kardeşim Fenerbahçeli. Bense Beşiktaşlıyım. Galatasaray
ülkemize ilk uluslar arası başarıyı getiren kulüp. Burada nasıl fanatikçe bir
takımın taraftarlığını yapabilirim. Fanatiklikten de hiç hoşlanmam. Bu şiir
bunun göstergesidir.
...
43
Ben taraftarım
şampiyonluklara
Mola vermek gerek
alışkanlıklara
Aslanın yelesi güzel
kanaryanın sesi
Kartalın kanatlarında
özgürlük mavisi
Bir sana tutkunum
kankam birde kartala
Aydın Göle
05 mayıs 2003
*** ***
Giden sevgililer neler dedirtir insana. Bugün okuyunca
kendime bile yabancılaştığımı görüyorum. O günlerden benden bana duygu olarak
bir şey kalmamış.
...
253
Kırk ayağım olsaydı
sana koşardı
Kırk kalbim olsa sana
atardı
Bir heves değil
tutkum oldun
Seni gördüm tutulan
nutkum oldun
Adını sayıklarım uykumda
bile
Aydın Göle
05 mayıs 2003
*** ***
44
Bana ne kadar
yakınsın, ne kadar uzak
Söyleyebilir misin
canımın içi
Kimi zaman
damarlarımda dolaşıyorsun
elinde bir jilet
Kimi zaman asırlar
ötesine bir bilet,
gitmenin telaşındasın
Gözlerin uzak
kıyılarda
İçim ezilir gözlerim
dolar
Bir yerlerde güneşler
söner,
ben tükenirim
Bana ne kadar
yakınsın, ne kadar uzak
Bana ne kadar
yakınsın, ne kadar uzak
Bin yıl geriden
gelsem duyar mısın yüreğinde
Gel desem
yalnızlığıma,
unutulmuşluğuma gelir
misin
Söküp içimden
yüreğimi
Kurtuluş günü
şenliklerinde
trampet çalar mısın
Korkum var gelecek
günden
Kulağına beni
fısıldayıp
Yüreğinden beni
silersin diye
Bana ne kadar
yakınsın, ne kadar uzak
Aydın Göle
08 mayıs 2003
*** ***
45
Sessizliğin içinde
bir çığlık koparsa
can teslim edenlerden
Yüksek gerilime
tutulmak gibidir
milyar kilovat
saatlik
Sevdanın rengimi var
uzaktan görünür mü
Yalnız yürünmüyor, bu
yol çok uzundur
Geriye dönüş yok, bir
nefes mola vermekte
Sessizlikte bir
çığlık
can teslim eder gibi
Nefes nefese rüzgâra
kapılmaktır sevda
Aydın Göle
08 mayıs 2003
*** ***
46
Zühre yıldızından mı
geldin bu mavi fanusa
Kanatların değdi mi
okyanusa
Yağan yağmurlarla
ıslanmadın mı
Ayrılık eser
rüzgârları uslanmadın mı
Küçük bir inci
tanesine kan sıçrar buralarda
Şemsiyemiz
kılıçtandır
Çiçeğimiz kılıç..
Balığımız kılıç..
Kılıçtan geçiririz
koca şehirleri
Kılıç artığıdır
çoğumuz
Gözlerimiz kıpkırmızı
Çığlıklar böler en
derin uykumuzu
Bir el okşamaz
izinsiz yüreğimizi
Dizginler koyduk
sevgilerimize
Sana göre yerimiz mi
var
Arama, ayaklarına
kara sular iner
Diner sanma
Dinmez bu fanusun
kanamaları
Ne dışına çıkılır, ne
yaşanır içinde
Sen uzak galâksilerin
bilinmeyen yıldızı
Sana yavaş döner
geceler, günler
Ağırdır sevgiye
fanusun hızı
Sen Zühre yıldızı
mısın yeşil ışıklar saçan
Yok! Yok! Sen
serapsın sana gelindikçe kaçan
Aydın Göle
08 mayıs 2003
*** ***
Bu haftalıkta bu kadar. Haftaya görüşmek dileğiyle hepinize
mutlu pazarlar sevgili okurlar.
Yayın Tarihi: 12.10.2014