31 Mart 2015 Salı

HEDİYE VE HEDİYELEŞME 3

Karadeniz Teknik Üniversitesi  Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yardımcı Doçent Doktoru Kemal Üçüncü “İletişim canlılar arasında bilgi alış verişinin vazgeçilmez unsurudur” der. “Bu çerçevede iletişim unsuru olarak Türk kültür geleneğinde (dünya kültüründe de durum bundan farklı değildir A.G) armağanlar, diplomaside iç ve dış siyasette, hediyelerin biçim ve içeriği, sunuluş biçimiyle, bu bağlamda taraflar arasında bir iletişim biçimi olarak, ilettikleri mesajlar açısından incelenmesi gereken bir fenomendir” diyerek ekler. Prof.Dr. Mahmut Tezcan’da “hediye geleneği bütün kültürlerde görülen evrensel ve işlevsel bir kültür kalıbıdır. İlkel olsun çağdaş olsun her kültür bu geleneği yaygın biçimde sürdürmüştür” der. İlk bölümünü geçtiğimiz hafta tekrar okuduğunuz (bu diziye şubat ayının ilk haftasında başlamış, rahatsızlığım yüzünden ara vermek zorunda kalmıştım) yazı dizimizdeki amacım bu konuyu enine boyuna incelemek.

Hediye ve hediyeleşmek konulu bu yazı dizimizin bu ve devam eden bölümlerinde hediyenin, öz Türkçeyle söylersek armağanın tarihi süreçte geçirdiği evreleri göreceğiz. Hediyeleşme ister dini ister din dışı biçimiyle olsun, toplum içinde bir öneminin olduğunu kabul etmek gerekir. Her toplumda görülen hediyeleşmenin insanlık tarihi kadar eski bir geçmişi olduğu da akıllarda tutulmalı. Modern antropoloji çalışmalarında ilkel topluluklarda karşılık beklemeden hediye vermenin yanı sıra, hediye değişimi ve hediye ile sosyal bağ kurma, sosyal itibar ve onur kazanmayı amaç edinen biçimlerinin de bir hayli yaygın olduğundan söz edilmektedir.

İlk önce bu kelimenin içerdiği anlam ne, onu görsek daha uygun olur. Hediye veya armağan kelimesinin sözlüklerde anlamı; insanlar arasında sevgi, saygı ve yakınlığa vesile olan ve birine karşılıksız verilen eşya olarak belirtilmiş. Her ne kadar sözlüklerde karşılık beklemeksizin dense de ülkemizdeki yaygın biçimiyle düğün, nişan, sünnet gibi törenlerde karşılıklılık ilkesi vardır ve bu gözetilmektedir. Aslına bakarsanız bence bu tören hediyelerini hediye kavramından çıkarmak gerekir. Daha çok yardım anlamını taşıdığına inandığım bu adet, bu töreni düzenleyene bir bakıma eşyadan çok para verildiği veya altın takıldığı için, ekonomik katkı sağlamaktan başka bir şey değildir.

Şimdide gelelim hediye ve hediyeleşmenin tarihine.

Önce Prof.Dr. Mahmut Tezcan’nın yazdıklarına bakalım.

İlkel toplumlarda hediye geleneğinin Fransız düşünür Marcel Mauss, (1872-1950) tarafından incelendiğini belirten Prof.Dr. Mahmut Tezcan, bu düşünürün karşılaştırmalı yöntemle Polynesia, Melanesia ve kuzey batı Amerika’daki yerlileri incelediğini söyler. Prof.Dr Tezcan’a göre hediye değiş tokuşu ekonomik antropolojinin temel konusunu oluşturur. Bana kalırsa günümüz ekonomilerini şekillendirenler bu örneklerden faydalanmışlardır. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Yılbaşı gibi özel günlerin, tüketim toplumunun daha çok tüketmesi için kamçılandığı özel günler olması başka türlü açıklanamaz çünkü. 



DEVAM EDECEK



Yayın Tarihi09.03.15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder