31 Mart 2015 Salı

HEDİYE VE HEDİYELEŞME 7

Şaman kültüründeki eski Türk inancına göre kişi öyle istediği gibi Kağan olamaz. Onun bir töreni vardır. Kağanlık Tanrının o tören sonunda Kağanlık meziyetine sahip insana bir hediyesidir.. Yrd.Doç.Dr. Kemal Üçüncü bunu şöyle açıklıyor.

“1.Kut: İslamiyet öncesi Türk kültüründe kağanlık Kök Tengrinin kişioğluna bahşettiği
bir ihsan, bir hediyedir. Kişinin kendi başına kağanlık iddiasında bulunması söz konusu
olamaz. Bu süreç üç aşamada gerçekleştirilir,

a. Kağan kaldırma yükseltme işlemi: Bu hareket adayın Tanrı ile ilişkiye geçmesi, iletişim kurmasıdır. Bunun için tanrıya yagış adı verilen özel bir kurban sunulur. Ardından iletişim kurulması eyleminin kolaylaştırılması için kağan adayı aşağıdan yukarıya doğru kaldırılır.

b. Yukarı Çıkarma işlemi [yügerü kötürme].Tanrı, adayı uygun bulursa, onu bulunduğu yerde iken tepesinden tutup yukarıya yanına çıkarır. Bunu yapmasının sebebi açıktır. Yarlık, kut, küç, ülüg ve il beratı vermek içindir. Kağan adayı Tanrı tarafından bu emanetler kendisine verildikten sonra kağan yapılmış olur

c. Kağan Oturtma İşlemi: Kağanlık görevi verilen ve tanrı tarafından kağan seçilen aday, yine tanrının buyruğu ile yeryüzüne indirilir ve kişioğlu üzerine kağan oturtması ile son bulur. Artık herkes kağanın buyruğu altındadır. Kağan bu yetki ile onları yönetme durumundadır.
Kağan meşruiyetinin kaynağını Tanrıdan alır. Türk tarihi içerisinde Timur’un Altın Ordu hanları ile girdiği meşruiyet tartışmaları bu çerçevededir. Bu nedenle hanlık ünvanını ölünceye dek kullanmamıştır.”

Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yardımcı Doçent Doktoru Kemal Üçüncü, “Kut” başlığı altında Kağanlık makamının verilişini anlattığı bölümde, ikinci olarak “Bayrak” başlığı altında, Tanrı hediyesi kağanlığı törenle alan kişiye, diğer beylerin birlik nişanesi olarak tuğ hediye etmelerini alıntı ve örneklerle anlatıyor.

Aynı bölümde bayrağın çeşitli dillerdeki serüveninden şöyle söz eder.    

“2.Bayrak: Divanü Lügat’it Türk de batrak diye geçer. Batrak diye yazılan bayrak
kelimesi savaşlarda ucuna bir ipek parçası takılan mızrak şeklinde açıklanmaktadır. Ve
ifadelerden bunun ferdi ün kazanmış kahramanlara, alplara verilen bir alamet olduğu
anlaşılmaktadır. Aynı ederde bir manzumede ise kelime bayrak şeklinde kullanılmakta ve
Oğuzlar arasında öyle telaffuz edildiği yazılmaktadır.
Selçuklular ve Harzemşahlar devrinde yetişen İranlı şairlerin kelimeyi bayrah şekliyle
kullanması ve Selçuklu devrine ait Farsça kaynaklarda bu şekilde geçmesi bu kelimenin
Farsçaya Büyük Selçuklular zamanında Oğuzlar vasıtasıyla geçtiğini göstermektedir. Kelime
Arapçaya bayrak, Bulgarcaya bayrak, Rumenceye bairac şekillerinde girmiştir.
Bat-mak kökünden gelen ve değişmesi neticesinde bayrak şeklini alan bat-ır-ak
Batrak, batrak, bardak, bayrak kelimesi semantik bakımdan sancak kelimesi ile benzerliği
açıktır. DLT ye göre Karahanlı Türk hükümdarlarının bayrakları turuncu denilen al ipektendi
Uygur metinlerinde de kelime badruk şekliyle geçer.

DLT ve İbn-i Mühenna Lügatinde Tuğ kelimesi Arapça alem yani bayrak karşılığı olarak kullanılmaktadır. Başkırt şivesinde bugün tuğ kelimesi hala bayrak manasına kullanılmaktadır.”



DEVAM EDECEK



Yayın Tarihi18.03.15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder