O dönemlere özgü ekonomi anlayışına uygun olarak hediye
değiş tokuşu ekonomik ve siyasal amaçlarla biçim kazanır. Burada esas olan
akrabalığın sürdürülmesi, insan mal ve eşyanın dışarıya çıkmasını önlemektir,
soyun devamını sağlamaktır. Bunun için kendi aralarında hediye kız alış
verişlerinde bile bulunabilmektedirler (sözün burasında bazı ilkel kabilelere
ve kuzey kutbunda yaşayan eskimo’lara gidildiğinde gelen erkek misafire ev
sahibi erkeğin eşini sunmasıda hatırlanmalıdır. İzzet ve ikramın bir çeşidi
olan bu türe de hediyeleşmenin başka biçimde ortaya çıkması olarak görülmelidir
A.G).
Mahmut Tezcan’ın yazdıklarından Mauss’un hediyelerin bir
istem olmayıp, toplumsal zorunluluklar şebekesinin bir parçası olduğunu
belirttiğini öğreniyoruz. Mauss burada “Karşılıklılık” kavramını kullanır. Her
türlü alış veriş ve paylaşma karşılıklı olmak zorundadır. Hediye alış verişi
gibi kişisel ve duygusal bir konuda bile bilinçaltında bir karşılık bekleme
vardır.
KULA
Yabancı gurup ve toplumların birbirleriyle ticaret ortaklığı
kurmaları biçiminde oluşan ilkel ticaret biçiminde hediyeleşmenin olduğunu
görüyoruz. Prof.Dr. Mahmut Tezcan Batı Okyanusya yerlilerinin ticaret
yaptıkları yerlere götürdükleri hediyelere isim olan “Kula” yı şöyle anlatıyor.
“Uzun süreli alış verişler sonucu, yabancı toplumlar
arasında ‘Ticaret akrabalıkları’ kurulmuş olmaktadır. Bu tür ticaret ilkel
ticaretin örneği ‘Kula’ dır. Bu adalarda yaşayan Argonaut’lar deniz aşırı komşu
adalarla sürekli ticaret ilişkisi içinde yaşarlar. Bunlar küçük gemilerle açık
denizlere yaptıkları seferlere ‘Kula’ derler. Kulanın amacı kolye ile bilezik
değiştirmektir. Her denizcinin her limanda kendisini bekleyen bir ticaret
ortağı vardır. Karşılama sırasında önce hediyeler verilmektedir. Ortaklık her
alış verişte birbirlerine hediyeler vererek bir tür hak helalleşmesi
yapmaktadırlar.
Küçük toplumlarda törensel olarak verilen hediyeler, yüksek
değere sahip objelerden oluşur.
Kulanın bazı işleri, özenle hazırlanmış sihir ayinleri ve
halkın katıldığı törenlerle beraber yürür. Bilezik ve kolyenin ayinli
mübadelesi (Kula) yanında trampa ile adalılar arasında pek çok malın mübadelesi
sağlanmış olur ki, buna Gimwali denir. Hediye mübadelesinde cimri davranan
iktisadi düşüncelere fazla bağlanan kişileri, ‘Hediye verme işini sanki mal
mübadelesiymiş gibi yapıyor.’ Diyerek kınar ve kula kurumundan çıkarırlar.
Hediyede denklik, hediyeye karşılık verene ait olup kişilerin itibarı buna
bağlıdır.”
Bizde de buna benzer bir takım hediyeleşme yok değildir.
Küçük ölçekte de olsa bunları görüyoruz. Sadece denklik kuralı pek uygulanmaz.
Özellikle yıl sonu hediyelerinde bunu görürüz. Takvim, anahtarlık v.b gibi
hediyelikler günümüzde ekonomik nedenlerle terk edilmiş hediyeleşme geleneği
olsa bile bilinen Kulaya benzer ticari hediye ve hediyeleşme biçimidir.
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 11.03.15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder