29 Şubat 2016 Pazartesi

TAVŞAN KANI ÇAY 5



Çayın kalabalıkla arası iyidir.
Kahve yalnızlık ister.
Ben suyu koydum.
Gelirsen çay demlerim,
Gelmezsen kahve koyarım.
...


Çay kelimesinin kökeni anavatanı olan Çince’dir. Kaynaklar Çincenin her bir lehçesinin
neredeyse ayrı bir dil olduğunu, her lehçenin bir dil ailesini oluşturduğunu belirtiyorlar. Çay
kelimesinin Çincesi bu aileye bağlı 14 temel dilden biri olan Mandarin lehçesiyle Amoy
lehçesinden gelmedir. Mandarin lehçesinde çaya “Ç’a”, Amoy lehçesinde “T’e” denilir. Batı
dünyasında çayın ismi bu iki lehçeden gelmiştir. Mandarin lehçesindeki ç’a Rusçaya “çai”,
Farsçaya “ça”, Arapçaya “şay”, Türkçeye de “çay” olarak girmiştir. Avrupa dillerinde Amoy
lehçesindeki “t’e” kelimesi, İngilizcede “tea”, Fransızcada “the”, İspanyolcada “te”,
Almancada “tee” olmuştur. Çaya, Hintçede “çay” ve Japoncada da “cha” denmektedir.

Çay ortaya çıkışından binlerce yıl sonra 1559 yılında Avrupa’ya girişinin ardından, 1606
yılında kabul gördü. 1635 yılından itibaren, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine
öncülük eden ülkeler oldular. Avrupa 1650 yılında Çin’den gelen ilk demlikle tanıştı. Çay
Amerika’ya Peter Stuyvesant eliyle ulaştı. Bugünün New York’u o zamanlar Amerika’ya
yerleşen Hollandalıların şehriydi. O zamanki adı New Amsterdam’dı. O Hollandalılar,
Amerika’nın ilk çay tiryakileriydiler. Çaya bilimsel adı “Camelia sinensis” 1753 yılında
verilmiştir. 1800’lü yıllardan itibaren, Avrupa ve Amerika’da çay endüstrisinin oluşmaya
başladığı görülür.

İlk marka lipton markasıdır. Sahibide Thomas Lipton’dur. 1871 yılında ortaya çıkan dünyanın
en büyük çay üreticisi bu marka varlığını günümüzde de sürdürmektedir.
Kalın hatlarını belirtmeye çalıştığım çay önceleri üst sınıfların ulaşabildiği pahalı bir içecekti.
Ticari becerilerle geniş yığınlarında sevmesi sağlanan çay sadece sıcak içilmiyor artık. Sıcak
yaz aylarında çay satamayan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl edince
Amerika kökenli “Ice Tea” yani soğuk çay kavramı doğdu. Poşet çay 1908 yılında keşfedildi.
Bu durum çayın zaman ve mekân farkı gözetmeksizin içilmesini sağlamıştır.

Lezzetli çay içiminin 11 kuralı vardır. Onlarda şunlardır:  

1: Çay demlendikten sonra ot kokusu kalkıp (kimi bu kokuya bayılır, bana göre o çay içmeye
hazır değildir), tadının suya geçmesi için 20 dakika bekletilmeli, bir demlik çay kimilerine
göre yarım saatte, kimilerine göre 1 saatte tüketilmelidir.
2. Demliğin türü çay demlemeye artı eksi bir şey katmaz. Çayın tadı kalitesine, demlenme
zamanına ve suyun kireçsiz, yani ince olmasına bağlıdır. Az ateşte (eskilerin kül sıcaklığı
dediği ısıda) demlenmesi tercih edilmelidir.
3. Çay ince belli, sapsız cam bardakta, en üst düzeyde tadını alabilmek için şekersiz,
tatlandırıcısız, olabilirse az şekerle, yada kıtlamayla, şekerli içiliyorsa bardak az çınlatılarak
karıştırılarak, dudak payı mesafesinden ses çıkarmadan içilir.
4. Satın alınan nem geçirmez alaşımlı çay paketi, açılıp kullanılacak miktarda çay alındıktan
sonra, yine nemden korunması için ısı ve güneş ışığı görmeyecek kapalı bir kutuda
saklanması gerekir. Çay kurutulurken kiraz, ayva vb. farklı koku ve tattaki taze yapraklarla
karıştırılmamalıdır.
5. Çaya Süt eklenecekse tadını bozmaması için yağsız süt eklenmelidir. Çay sütü farklıdır,
özel olarak satılır. Limonlu çay sanıldığının aksine içine limon sıkılmış çay değildir. Çaya
limon sıkılmaz, sadece konulur. Limon sıkılmış çay hamamda içilir adı da “kant”tır. Çay
sevdalısı olur ama bağımlısı olmaz. Olursa o çay olmaz.
6. Türk pişirimi çay sallama, ipli, poşetli olmaz, çay hızlıda, ılıkta içilmez. Uzun yolculuklar
için çay neskafe gibi termosa konmaz.
7. Şekerli soğuk içecekler sınıfında satılan (Ice-Tea) buzlu çaylara, çay denmemelidir. Onlar
meşrubattırlar.
8. Satılan çayların meyvelisi, diyetlisi, kokulusu, kırmızı renkten başka renklisi olmaz.
9. Türk içimi çayın saati, özel servisi yoktur. Severek demleyenin çayı her zaman içilir.
10. Çay midenin dostudur. Yemek sonrası içilen taze çay hazmı kolaylaştırır. Fazla içilirse
demir eksikliğine yol açar.
11. Türk içimi çay; tartışılan konu ne olursa olsun ortamı yumuşatır. Anlayış ve dostlukla
konular tatlıya bağlanır. Çay; göz göze, yudum yudum içilir. Su gibi içilmez.


DEVAM EDECEK


Yayın Tarihi24.02.2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder