Aşağıdaki hangi kelimeler kulağınıza çalınmamıştır, bakar mısınız? Elimdeki listenin hepsini koymayı düşündüm ama gazetemizin ek sayfa yapması gerekeceği için vazgeçtim. Durumun korkunç boyutunu görün. Buna mağaza isimleri, vitrin ve tabela yazıları dahil değil. Dostlar Türkçeyi başkaları değil biz yaşatacağız. Ne Arapça, ne Farsça, ne Fransızca, ne İngilizce isimleri işyerlerimize koymayalım. Bu kadar bilinçsiz, sadece dikkat çekici diye yabancı isim özentisi içinde kimse olmamalı.
*
absürt : Fransızca
absurde (saçma, zırva, anlamsız). Kelimenin karşılıkları dilimizde zaten
vardır: saçma, anlamsız
absürt komedi :
saçma komedi.
adisyon : Fransızca
addition (ekleme; hesap). "Lokanta, otel vb. yerlerdeki hesap"
anlamında kullanılan adisyon için bizim de teklif ettiğimiz kelime
aynıdır: hesap.
agreman : Fransızca
agrément (hoşluk; izin, rıza; tat; süs). Dilimizde, diplomasideki anlamıyla
kullanılan agreman kavramı için teklif ettiğimiz
karşılık: uygunluk. .
agresif : Fransızca
agressif. Dilimizde bir psikoloji terimi olarak “saldırgan, mütecaviz” anlamlarında kullanılan agresif kelimesine
karşılık olarak Kurulumuz, saldırgan sözünün uygun olduğuna karar
vermiştir.
air-conditioned : Havalandırma
cihazı bulunan. Teklif edilen karşılık: havalandırmalı.
air-conditioner : Havayı
düzenleyen, sıcaklığı ayar eden alet. Teklif edilen
karşılık: havalandırma.
akreditasyon : Fransızca
accreditation. Dilimizde “doğrulamak, güven belgesi vermek” anlamlarında
kullanılan, denklik (belgesi)ve denklik
(kuruluşu) karşılıklarını teklif etmektedir.
alâkart : Fransızca
à la carte (listeye göre). Karşılığı: seçmeli
almanak :
yıllık
*
Buraya kadar radyo, televizyon ve yazılı basında konuşulan
ve konuşana aydınlar katında ayrıcalık sağladığı sanılan Türkçeye girmiş
kelimeleri gösterdim. Birde gençler arasında kullanılan dil var. Aşağıda ilk
kelimeler kullanılan kelimelerdir, karşısındaki ise Türkçe karşılığıdır.
Türkçesini kullansak küçülür müyüz? Bugüne kadar yabancı dildekini kullandık
ama başımız göğe ermedi. O halde ne bekliyoruz?
*
Mail ileti
Fonksiyon işlev
Avantaj üstünlük
Antipatik sevimsiz
Dizayn tasarım
Analiz çözümleme
Bye bye hoşça kal
Sempatik sevimli
Empati hemhal (kendini onun yerine
koymak)
*
Bunlar nerdeyse tamamı günlük dilde kullanılan kelimeler.
Şimdi daha kötüsünü de belirteyim. Türkçe kelimeler yabancı dilde kullanılan
harf düzeniyle yazılıyor.
*
Ashk
Aşk
Aycha Ayça
Ayshe Ayşe
Chetin Çetin
Turkche Türkçe
Baq Bak
Pcpc Pisi pisi
*
Şu mağaza ve dükkân adlarına ne denir?
*
Galaxi cafe
Ashk cafe
Fame Butik
Foto Color
Dream Show Room
Ada Center
FB STORE
Salon Uğur Stüdyo Bazar,
Cafe Ankara,
Ali’s Bar,
Ahmet’s leder,
Belma Coiffeur,
Otel The Marmara...
*
İlk aklıma gelen bunlar.
Ayrıca, yine Batı dillerinin etkisiyle, özellikle son
yıllarda "almak, yapmak" gibi fiillerin çok defa gereksiz olarak
yardımcı fiil şeklinde kullanıldıklarına da şahit olmaktayız:
“banyo almak” (yıkanmak) banyo alınmaz yapılır
“taksi almak” (taksi çağırmak) taksi alınmaz çağırılır yada tutulur
“bekleme yapmak” (beklemek) bekleme zaten bir eylemdir, yapmakla başka bir eylem. Bu ikisi yan yana gelince iki kere mi beklemiş olunuyor.
“film yapmak” (film çevirmek) gibi.
“banyo almak” (yıkanmak) banyo alınmaz yapılır
“taksi almak” (taksi çağırmak) taksi alınmaz çağırılır yada tutulur
“bekleme yapmak” (beklemek) bekleme zaten bir eylemdir, yapmakla başka bir eylem. Bu ikisi yan yana gelince iki kere mi beklemiş olunuyor.
“film yapmak” (film çevirmek) gibi.
Yeni bir şey alındığında onada yapmak denmiyor mu? Alın size
bir örnek: “Yeni gömlek yapmışsın abi.” Gelde kızma!...
Ben yıllarca paniğe kapılırdım, siz panik mi yaptınız? Seli
nasıl yapmak mümkün değilse, paniğide yapmak öyle mümkün değil. Paniğe insan
sadece kapılır, sele kapıldığı gibi. Paniği yapacak, yada üretecek
imalathaneniz mi var yoksa?
Harakiri Japon intihar biçimidir, biliyorsunuz. Bu kadar
özentiye harakiri denmezde ne denir? Büyük kentlerden başlayan bu özenti tabela
adları, küçük kentleri de sarmış
durumda.
Görüldüğü gibi Türkçemiz çeşitli müdahalelerle
bozulmaktadır. Buna ne hikmetse aydınımız ses çıkarmıyor. Gençleri uyaracak ve
eğitecek bir çalışma yapıldığını görememenin
üzüntüsünü yüreğimde duyuyorum.
Hıristiyanlığın kalesi Vatikan’ın 3 bin yıllık rüyası var ve
bunu gerçekleştirmek için yılmadan çalışıyor. İlk bin yılını Avrupa’da
tutunmaya çabalayan, ikinci bin yılını yeni dünya dediğimiz Amerika kıtasına ve
Afrika’ya yayılmakla tamamlayan Hıristiyanlığın önünde tek hedef kaldı. O da
eski dünya denilen orta doğuyu ve bütün Asya’yı Hıristiyanlaştırmaktır.
Dilimize sahip çıkmak hem dinsel kimliğimiz hem milli kimliğimiz açısından
önemlidir. Bir millet dini ve diliyle birlikte yaşar. Dil milletlerin ses
bayrağıdır.
26.06.13
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder