30 Haziran 2013 Pazar

ZAMAN DİŞLİLERİ ARASINDA BÜTÜN KESKİNLİKLERİ BUDAR



Yüce Allah kadına örtünmesi buyruğunu kur’an yoluyla bize ilettiği çağda insan köle olarak alınıp satılıyordu. Kölenin cinsiyet ayrımı yoktu. Evin kapısına bağlanan köpeğe, yada içeri alınan kediye duyulan sevgi kadar bir sevgi duyularak, hem ev işlerinde hem gönül işlerinde kullanılıyordu. Bunların köle olduğu belli olması için açık olma şartı vardı.

İslamiyet kapanma zorunluluğunu özgür olan, alınıp satılamayan kadınlara getirmişti. Yüce Allah Kur’anında bu kadınlara örtünmenin ölçülerini koyarken kadının toplumsal konumunu belirlemiştir. Böylelikle köle ile hür kadının fark edilmesi sağlanmıştır. İnanmanın ilk şartı da özgür ve aklı başında olmaktır. Buradan köleler Müslüman olamaz anlamı çıkarılmamalıdır.

Bir köle eğer Müslüman olursa Müslüman efendisine kölesini azat etmesi önerilir.  
İkinci olarak cinselliğin göstermeciliğini bu örtünme ile önlerken, erkeğe yaradılıştan üremede görevi gereği verilmiş olan daha çok tahrik olma güdüsüne set konmuş oluyor. Erkeğe de her kadına istekle bakma yasağı getirilmiştir. Bu yol doğacak çocukların ana babasının bilinerek soyun devamının sağlanması içindir. Bunun günümüz devlet anlayışında yurttaşlık haklarından, doğan çocukların nesebi belli olarak yararlanabilmesi için gerekli yol olarak ta görülmelidir.

Gerçi günümüzde gelişmiş ülkelerde bu kaygıdan da uzaklaşıldığını görüyoruz. Özgürlükleri öyle boyutlara taşıdılar ki, çok değil bundan elli sene önce o toplumda yaşamış biri mezarından kalksa gördüklerine inanamaz ve toplumunun çok şiddetli bir ahlak kaybına uğradığını haykırarak söylerdi. Belki hepsinde değil ama bugün gelişmiş ülkelerin kimilerinde eşcinsel evliliklere izin var. Her ne kadar kilise buna izin vermese bile.. Gelişmiş ülkeler kişisel haklarla gerçek ve doğal hayatı genişlettiklerini düşünüyor olabilirler. Fakat böylelikle insan türünün doğası bozulacak, sadece insandaki bu tercih bile yeryüzünde bir yok oluş sürecini açabilecektir. Geliştirilen tıbbi imkânlar ne olursa olsun doğal üreme kapıları kapanacaktır çünkü.

Her şeyin ticari mal olduğu günümüzde Yüce Allahın verdiği, insanın doğası gereği var olan güçleri, gene insanlar tarafından alınır satılır olmuştur. Cinsellikte böyle.. Cinsellikte gelinen nokta ikinci kölelik dönemi değil midir?

Çağımızda toprağa dayalı aile yapıları kalmadı. Toprağa bağlı üretimin değişmesi büyük aileyi küçülterek, aile fertlerini bireyleştirerek özgürleştirdi. Ekonomik olarak bağımsızlığını kazanmış insanlar, bütün bu köleliği çağrıştıran tavırlardan da uzaksa özgür birey olmuşlar demektir. Özgür insan kendisi hakkındaki kararı kendisi verir. Bu insan tipine diş geçiremezsiniz. Artık Talibanvari örtünme biçimleri İslami örtünmenin hedefi olmamalıdır. Elbette kadının süs, ziynet denen yerleri tahriği önlemek amacıyla kapanmalıdır. Bunun ölçüsünü böyle koyarken, şeklini çalışma şartlarının (bu şartlar hizmet sektöründen daha çok üretim sektörü için geçerli) belirleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Tabii kadının çalışma hayatında ne gibi mesleklerde ve ne oranda bulunacağına bağlı bir durum bu. Günümüzün ekonomik şartları kadını da çalışmaya zorladığı düşünülürse bundan kaçış yok gibi.

Zaman dişlilerinin arasında bütün keskinlikleri budar. En iyi öğretmen zamandır. Zamanın rahle-i tedrisatından (yani zamanın eğitici, öğretici sıralarından) geçmeyen yok! Bunu politikacılar bir görseler sorun kalmayacak.

Bakın ne keskin virajlar ne sarp yollar yapılmış, sanki özellikle gidilmesin diye. Ülkemizde sağında solunda sorunu buydu biliyor musunuz? Set set üstüne, bent bent üstüne kurulurdu. Ne için? Mükemmel insana varmak için. Hint felsefesinden gelen saçma bir görüş. Kimse bu setleri aşamaz, herkes yerlerde sürünürdü. Mükemmel, kusursuz insan olur mu? Olmaz! Çünkü tek mükemmel ve kusursuz olan Yüce Allah’tır. O Allah ki, melekler kadar günahsızlara bile, günahlıları tercih ediyor. Çünkü günahından utanıp dönenin yüreği tam da Yüce Allahın istediği yürektir.

Bir başka açıdan bakacak olursak politikacı manevralarını görürüz. Bu manevralardan o politikacıların taraftarları da çok zaman kaybetti, ülkede.. Bu zamanı tamamıyla ülke kalkınmasına  harcasalardı, çoktan dört başı mamur bir ülke olurduk.


                                                                                                                                      28.06.13

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder