Geçmişi çok daha eskilere
gitmesine rağmen “Gazete” 20. yy’ın en yaygın haber organıydı. Günümüz hızlı
haberciliğiyle sekteye uğrayan, daha düne kadar büyük ilgi gören gazeteler
olağan üstü durumları yayınlandıkları illerde duyurmak amacıyla yıldırım
baskılar yaparlardı. habercilikle yetinmezler, birde halkı bilinçlendirirlerdi.
Amaçları sadece gazetecilik olan patronlar sayesinde kültürel ve eğitsel
kaygılar taşıyanları da vardı. Köşe yazarları ilgiyle izlenir, hatta ünlü bir
köşe yazarı gazeteye daha çok tiraj kazandırabilirdi. Kimi bilim insanları
yazdıkları makalelerle gazeteler sayesinde bilim dünyasına yön
verebilirlerdi.
Her eve bir gazete bile girmezdi.
İki gazete alan çok nadirdi. Başta çok gidilen kahvehaneler olmak üzere,
bay-bayan kuaförleri gibi halka açık yerlerde işletmecisinin kültür veya
hoşgörüsüne bağlı olarak mutlaka gazetelerden bir veya birkaçı bulunurdu.
Devamlı gazete alamayan kişilerde hangi gazeteyi nerede okuyabileceğini
bilirdi. Okuduğu gazeteyi satın alanlar almayanlara göre mekân seçiminde daha
özgürdüler. Tıpkı sigara ve ekmekte olduğu gibi çok düşük kârına rağmen daha
çok müşteri getirir düşüncesiyle bakkallar gazete satardı. Biz genellikle bir
gazete alırdık. Hafta sonları gazetelerin verdiği ekler hariç, en az iki,
seyrek olarakta evimize üç gazete girerdi. O durumda biriken gazeteleri ya
kiloyla satar, ya konu komşuya ihtiyaçlarına göre kullanımları için verir veya
biz çeşitli amaçlarla kullanırdık.
Bugün okur yazar sayısının ve
eğitim seviyesinin artmasına rağmen gazete asıl amacının dışında
kullanılmaktadır dersem şaka yapma dersiniz. Peki öyleyse şunlardan bir veya
birkaçını yapmayan kaç kişi var?
1:
Diyelim ki karnınız acıktı ve çok
uygun durumda değilsiniz. Dışarıdan bir şeyler söylediniz, yada evde
atıştırmalık bir şeyler yiyeceksiniz. Ortalık kırıntı olsun istemiyorsunuz.
Gazete “Sofra bezi” olarak
imdadınıza yetişir.
2:
Ellerinizle her şeyi kolayca
tutamıyorsunuz, tırnaklarınızın uzadığını anladınız. O zamanda bir “Tırnak kesme bezi” olarak emrinize
amadedir.
3:
Yağışlı mevsimdeyiz. Karlar,
yağmurlar camlara yağmayı çok sever. İçerdende soba, hatta kalorifer isi...
dışarısı görünmez oldu mu? Silmek lazım. “Cam
silme bezi” aramanıza gerek yok. Gazete camları bezden daha güzel parlatır.
4:
Bir ayakkabı aldınız ama ayağınızı
sıkıyor. O zamanda ayakkabılarınızı gazeteyle doldurursunuz. Maksat ayakkabının
biçimi bozulmasın. Oldu mu size “Ayakkabı
genişletme aracı”?
5:
Sabah kalktınız. Eviniz sobalı.
Mevsim kış, sobayı yakmak gerekir. Çabuk tutuşturmak için gazeteyle
tutuşturursunuz değil mi? Peki mangal yapacaksınız, kömür attınız, kömürün
güzel yanması için ateşin hava alması gerekmez mi? Bunun içinde mangalı
gazeteyle yelpazelemez misiniz? Alın size “Soba
ve mangal tutuşturma aracı!”
6:
Yaz mevsiminde belediyeler
ilaçlamayla sivrisinekleri ve karasinekleri öldürüyorlar. Eskiden olduğu kadar
olmasa bile burnumuza konan, sabah tatlı uykumuzu bölen bir arsız sinek ille
vardır. Gündüzleri de tepemizde devamlı gezerek bizi sinir eder. Gazete ne güne
duruyor. Dürün, vurun! İşte size “Sinek
öldürme aracı!”
7:
Bizim evimiz son dönem evlerinden
ama bacamız var. Kalorifer kullanıyoruz ama bacayı iptal etmedik. Sobalı evler
yaza girince borular çıkarılıp temizlendikten sonra açıkta kalan bacalar için
gazeteler “Baca tıkama kapağı”mızdır.
8:
Kapıları boyuyor, yada eve badana
yapıyorsunuz. Elleriniz ne kadar titremese bile ille yerlere damlar. Sonradan
onları çıkarmak kolay iş midir? Uğraşmayın canım, gazete ne güne duruyor? Hemen
yerlere serin size kullan at “Badana
boya örtüsü” olsun.
9:
Şimdi gerçi öyle yapan kalmadı.
Her türlü ürünün o kadar üreticisi var ki, bir birlerini kesecekler nerdeyse;
rekabet kolay şey değil tabii. Lakin tamirci dükkânlarının masa üstlerinde,
birde bahçe masalarında “Masa örtüsü”
olarak gazeteleri görürüz.
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 08.01.16
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder