Yazı dizimize başlarken, “komşu; ev, iş yeri, köy, kasaba, şehir ya da ülkelerin yer olarak
birbirine yakın olmasına verilen bir isimdir” demiş ve devam etmiştik. “İnsanlara indirgendiğinde komşu; en küçük
toplumsal yapı olan aileden sonraki ikinci toplumsal yapıyı oluşturur.
Birbirine yakın evlerde oturan insanlar komşuluk ilişkisini kurmanın şartını
yakalamış demektir. Adetler ve huylar örtüşürse fiziki yakınlık ruhsal
yakınlığa dönüşür. Komşuluk ilişkileri böyle başlar. Yıllarca, hatta ömür boyu
sürer.”
“Cebrail bana komşuluk haklarından o kadar çok bahsetti ki,
komşunun komşuya varis yapılacağını zannettim” diyen bir peygambere sahip
dinimizin toplumsal ilişkinin başlangıç noktası olarak komşuluğa verdiği değer
çok önemlidir. Toplumumuzun bu değere sahip çıktığını Atasözleri ve deyimlerden
de anlıyoruz. Yazımızın bu bölümünü komşulukla ilgili atasözleri ve deyimlere ayırdım.
1. Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Her türlü zorlukta yardımı istenen komşuya kötülük etmek akıl işi olmadığı gibi, yardım alınmasa bile zarar vermek insanlık dışıdır.
1. Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Her türlü zorlukta yardımı istenen komşuya kötülük etmek akıl işi olmadığı gibi, yardım alınmasa bile zarar vermek insanlık dışıdır.
2. Komşu iti komşuya ürümez:
Komşunun köpeği komşuya havlamaz.
Çünkü komşu evden biri gibidir, yabancı değildir. Bunun için komşuda
güvenliktedir, ev sahibi de. Ayrıca bir anlamı daha vardır bu sözün. O da
şudur: Komşunun aksi ve hayırsız kişisi, başkalarını incitse de komşusuna zarar
vermez. (O da bilir ki komşusuna zarar verse bulunduğu yerde barınamaz.)
3. Kurda konuk
(komşu) giden, köpeğini yanında götürür:
Saldırgan biriyle komşu olan, ya da onu ziyarete mecbur olan
kişi, kendisini koruyacak önlemler almalıdır.
4. Ev alma, komşu al.
Herkesin öncelikli hedefi ev sahibi olmaktır. Herkes kendine uygun bir çevreyi seçer mutlaka. Bu seçim ne yazık ki dış görünüşe göre olur. Oysa dış görünüşten daha önemli olan huylar, adetler ve tavırlardır. Ev alan kişi evin nitelikleri ne kadar mükemmel olursa olsun, kötü komşuyla pek huzurlu olamayacaktır.
Herkesin öncelikli hedefi ev sahibi olmaktır. Herkes kendine uygun bir çevreyi seçer mutlaka. Bu seçim ne yazık ki dış görünüşe göre olur. Oysa dış görünüşten daha önemli olan huylar, adetler ve tavırlardır. Ev alan kişi evin nitelikleri ne kadar mükemmel olursa olsun, kötü komşuyla pek huzurlu olamayacaktır.
5. Hayır söyle
komşuna, hayır çıksın karşına.
İnsan iyilik yapar, güzellikle konuşursa; komşularıyla iyi geçinir, daima onların iyiliğini isterse, aynı karşılığı kendisi de görür. İyi insan iyilik görür kısaca.
6. Kapını kilitli tut, komşunu hırsız tutma!
Kimseyi özendirecek tavırlarda olunmamalı, değerli eşyalar göze batacak şekilde sergilenmemelidir. Hatta hiç açıkta bırakılmamalıdır. Bir hırsızlığa davetiye çıkarılmadığı gibi herhangi bir kimseyi hırsızlıkla suçlama gereği doğmasın. İnsanın doğasında kuşkuculuk vardır. İlk suçlayacağı kişide en yakınındakilerdir.
İnsan iyilik yapar, güzellikle konuşursa; komşularıyla iyi geçinir, daima onların iyiliğini isterse, aynı karşılığı kendisi de görür. İyi insan iyilik görür kısaca.
6. Kapını kilitli tut, komşunu hırsız tutma!
Kimseyi özendirecek tavırlarda olunmamalı, değerli eşyalar göze batacak şekilde sergilenmemelidir. Hatta hiç açıkta bırakılmamalıdır. Bir hırsızlığa davetiye çıkarılmadığı gibi herhangi bir kimseyi hırsızlıkla suçlama gereği doğmasın. İnsanın doğasında kuşkuculuk vardır. İlk suçlayacağı kişide en yakınındakilerdir.
7. Komşu hakkı Allah
hakkıdır.
Komşu ile iyi geçinmeyi, ahlakın birinci şartı gören toplum olmadıkça birlik ve beraberlik içinde olmamız mümkün müdür sizce? Tıpkı herkes kapısının önünü süpürürse bütün şehir temiz olur sözündeki gibi komşularda birbirleriyle iyi geçinirse, insana sevgi ve saygı duyan, insanlarla barışık, mutlu bir toplum oluşur. Allah’ta bunun için komşularla iyi geçinmeyi şart koşar. Bu yüzden komşunun komşu üzerinde hakkı vardır, işte bu yüzden komşu hakkı Allah hakkıdır.
6. Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Herkesin bildiği gibi kül yanan nesnenin yandıktan sonra geriye kalan eskilerin deyimiyle ifrazatı, bugünkü dille atığıdır. Bir zamanlar bu atıklarla çamaşır yıkarlar, kalaylı kaplar parlatırlarmış. Benimde bildiğim geçmiş zamanlarda ateşini söndürmemek, uyutmak için köz olmuş kömürü külle kapatırlardı. Kaloriferin olmadığı çağlarda ocak veya soba olmayan odalar, iyice yanmış odun kömürü kül dolu mangallarla taşınarak ısıtılırdı. Buradan bir atığın ne kadar değerli olabildiğini anlıyoruz. Ama sonuçta atıktır. Hayat komşunun bir atığına bile ihtiyaç duyulmasını sağlar. İşte insanlık hali dediğimiz bu durumu hiç unutmamak gerekir. Kısacası komşular birbirlerinin en önemsiz en küçük bir şeyine bile muhtaçtır.
Komşu ile iyi geçinmeyi, ahlakın birinci şartı gören toplum olmadıkça birlik ve beraberlik içinde olmamız mümkün müdür sizce? Tıpkı herkes kapısının önünü süpürürse bütün şehir temiz olur sözündeki gibi komşularda birbirleriyle iyi geçinirse, insana sevgi ve saygı duyan, insanlarla barışık, mutlu bir toplum oluşur. Allah’ta bunun için komşularla iyi geçinmeyi şart koşar. Bu yüzden komşunun komşu üzerinde hakkı vardır, işte bu yüzden komşu hakkı Allah hakkıdır.
6. Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Herkesin bildiği gibi kül yanan nesnenin yandıktan sonra geriye kalan eskilerin deyimiyle ifrazatı, bugünkü dille atığıdır. Bir zamanlar bu atıklarla çamaşır yıkarlar, kalaylı kaplar parlatırlarmış. Benimde bildiğim geçmiş zamanlarda ateşini söndürmemek, uyutmak için köz olmuş kömürü külle kapatırlardı. Kaloriferin olmadığı çağlarda ocak veya soba olmayan odalar, iyice yanmış odun kömürü kül dolu mangallarla taşınarak ısıtılırdı. Buradan bir atığın ne kadar değerli olabildiğini anlıyoruz. Ama sonuçta atıktır. Hayat komşunun bir atığına bile ihtiyaç duyulmasını sağlar. İşte insanlık hali dediğimiz bu durumu hiç unutmamak gerekir. Kısacası komşular birbirlerinin en önemsiz en küçük bir şeyine bile muhtaçtır.
7. Komşuda pişer, bize de düşer.
Bu atasözünün iki anlamı var. İlki geleneklere ve dinin emrine göre alınan yiyecek görülürse, pişirilen bir yiyeceğin kokusu komşuya giderse bir parçada komşuya verildiğini anlatır. İkinci anlamıysa yakınımızda bulunan kişilerin kazancından bizimde kazanacağımız umududur.
Bu atasözünün iki anlamı var. İlki geleneklere ve dinin emrine göre alınan yiyecek görülürse, pişirilen bir yiyeceğin kokusu komşuya giderse bir parçada komşuya verildiğini anlatır. İkinci anlamıysa yakınımızda bulunan kişilerin kazancından bizimde kazanacağımız umududur.
8. Komşunun sakalını
yoldularsa, sen de sakalını kazıt!
İnsanın başına türlü haller gelebilir. Kötü bir halle karşılaşan bir komşuyu aynı duyguları yaşayarak anlayan ve komşusuna moral veren iyi komşudur. Bunun için duygularda çıkarsız ve samimi olmak gerekir.
İnsanın başına türlü haller gelebilir. Kötü bir halle karşılaşan bir komşuyu aynı duyguları yaşayarak anlayan ve komşusuna moral veren iyi komşudur. Bunun için duygularda çıkarsız ve samimi olmak gerekir.
9. Kötü komşu insanı
mal sahibi eder.
Cimri elindekini kolaylıkla veremeyendir. Cimrilikle birlikte kıskançlıkta varsa ortada, o komşunun bir şeyini almak mümkün değildir. O zaman o şeyi satın almak kalır ki bazen bunun yararı bile olur. Bu atasözü bunu anlatıyor.
Cimri elindekini kolaylıkla veremeyendir. Cimrilikle birlikte kıskançlıkta varsa ortada, o komşunun bir şeyini almak mümkün değildir. O zaman o şeyi satın almak kalır ki bazen bunun yararı bile olur. Bu atasözü bunu anlatıyor.
DEVAM EDECEK
Yayın Tarihi: 01.01.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder