Şeytanı
masum göstermek gibi bir düşüncem yok! Şeytan her zaman şeytandır. O hep pusuda
bekler. İlk fırsatta insanı yoldan çıkarır.
Ama her suçu şeytana havale ederekte insanı akılsız göstermek ne kadar
doğru olur? Bütün bunları ince eleyip sık dokumadan, olaylara biraz uzaktan ve
tepeden bakmazsak gerçeği göremeyiz. Her yaptığımız hareketin nelere yol
açabileceğini usta bir satranç oyuncusu gibi önceden kestirebilmek için iyi düşünmemiz
lâzım. Hele ilk gördüğümüzle, ilk duyduğumuzla hareket edersek anlatacağım hikâyedeki
kişiler gibi zincirleme hatalar işleriz. Sonrada hikâyemizdeki şeytan gibi
kendimize acıyarak “başka ne yaptım ki?” diye sorarız.
Bugünkü küçük hikâyemizi Opel Ekin
otonun yedek parça servisinde çalışan kan kardeşim e-posta ile göndermişti.
***
Günlerden bir gün şeytanın yolu
bir köye düşmüş.
Ortalık
yemyeşil, kuşlar cıvıl cıvılmış. Bu durumdan çok keyiflenen şeytan yorgunluğunu
atmak için koyu gölgeli bir yer seçmiş ve sırtını bir ağaca dayamış. Dinlenmek
için oturduğu yerden buzağısını kazığa bağladığı ineğini sağan genç bir kadını
uzaktan görmüş.
Şeytan
kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini
biraz gevşetmiş. Buzağı az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç
karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş. Koşarak
annesini emmeye giden
buzağı süt kovasını devirmiş.
Sağdığı
süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca
yavru yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede
kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan
geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği
tüfekle vurmuş.
Silah sesini duyan kadının kocası
, karısını yerde cansız yatar ve babasını da elinde tüfekle
görünce silahını çekip babasını
öldürmüş.
Kısa
bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayıp intihar
etmiş.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;
“Şimdi
bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım
ki” demiş.
***
Allah;
şeytanın eline düşmemesi için bütün kullarına akıl vermiştir. Akılsa verimli
çalışabilmek için sakinlik ister. Bunun için her olayda önce sakin olmalı, sonra
aklımızı kullanmalıyız. Peşin hükümle ve hiç olmayacak biçimde aceleci
davranırsak olacağı budur. Ondan sonra suçu ne kadar şeytanın üstüne atarsak
atalım sorumluluktan kurtulamayız. Şeytanı bizden uzaklaştıran sorumluluklarımıza
sahip çıkmaktır. İşin ucunu bırakmamakta şeytanı bizden uzaklaştırır. Unutmayın
ki şeytanda bir melektir ve bütün melekler gibi tek yönlü davranmaya mecburdur.
Oysa biz insanız, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt edebilme özelliğimiz
vardır. Üstelik ayırt etmemize rağmen istersek kötüyü de çirkini de seçme
özgürlüğüne sahibiz. İlle iyiye ve
güzele talip olmak zorunda değiliz. Ama sonuçlarına katlanmak şartıyla tabii..
Her
suçun sorumlusunu şeytan olarak gösterip kurtulmak kolay değil. Şeytanlaşma bu
olsa gerek. Şeytanlaşmadan insan kalabilmek çok önemli..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder