30 Eylül 2014 Salı

BAŞKA NE YAPTIM Kİ..

Şeytanı masum göstermek gibi bir düşüncem yok! Şeytan her zaman şeytandır. O hep pusuda bekler. İlk fırsatta insanı yoldan çıkarır.  Ama her suçu şeytana havale ederekte insanı akılsız göstermek ne kadar doğru olur? Bütün bunları ince eleyip sık dokumadan, olaylara biraz uzaktan ve tepeden bakmazsak gerçeği göremeyiz. Her yaptığımız hareketin nelere yol açabileceğini usta bir satranç oyuncusu gibi önceden kestirebilmek için iyi düşünmemiz lâzım. Hele ilk gördüğümüzle, ilk duyduğumuzla hareket edersek anlatacağım hikâyedeki kişiler gibi zincirleme hatalar işleriz. Sonrada hikâyemizdeki şeytan gibi kendimize acıyarak “başka ne yaptım ki?” diye sorarız.

Bugünkü küçük hikâyemizi Opel Ekin otonun yedek parça servisinde çalışan kan kardeşim e-posta ile göndermişti.   

***

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.

Ortalık yemyeşil, kuşlar cıvıl cıvılmış. Bu durumdan çok keyiflenen şeytan yorgunluğunu atmak için koyu gölgeli bir yer seçmiş ve sırtını bir ağaca dayamış. Dinlenmek için oturduğu yerden buzağısını kazığa bağladığı ineğini sağan genç bir kadını uzaktan görmüş.

Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden
buzağı süt kovasını devirmiş.

Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş.

Silah sesini duyan kadının kocası , karısını yerde cansız yatar ve babasını da elinde tüfekle
görünce silahını çekip babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;

“Şimdi bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım ki” demiş.

***

Allah; şeytanın eline düşmemesi için bütün kullarına akıl vermiştir. Akılsa verimli çalışabilmek için sakinlik ister. Bunun için her olayda önce sakin olmalı, sonra aklımızı kullanmalıyız. Peşin hükümle ve hiç olmayacak biçimde aceleci davranırsak olacağı budur. Ondan sonra suçu ne kadar şeytanın üstüne atarsak atalım sorumluluktan kurtulamayız. Şeytanı bizden uzaklaştıran sorumluluklarımıza sahip çıkmaktır. İşin ucunu bırakmamakta şeytanı bizden uzaklaştırır. Unutmayın ki şeytanda bir melektir ve bütün melekler gibi tek yönlü davranmaya mecburdur. Oysa biz insanız, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt edebilme özelliğimiz vardır. Üstelik ayırt etmemize rağmen istersek kötüyü de çirkini de seçme özgürlüğüne sahibiz.  İlle iyiye ve güzele talip olmak zorunda değiliz. Ama sonuçlarına katlanmak şartıyla tabii..

Her suçun sorumlusunu şeytan olarak gösterip kurtulmak kolay değil. Şeytanlaşma bu olsa gerek. Şeytanlaşmadan insan kalabilmek çok önemli..


Yayın Tarihi: 01.09.2014 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder