Kaç senedir gündem hızla
değişiyor. İletişim araçlarının yaygınlaşması her haberin her yere hızla
ulaşması sonucu bilgi bombardımanına tutulmuş gibiyiz. Nerdeyse her saat başı
yeni dünyalar kuruluyor. Sizi bilmem ama inanın benim başım dönüyor. Eski bir
şarkı vardı, bilen bilir; “Görmedim ömrümün asude geçen bir demini” sözleriyle
başlardı. Bu şarkı bestelendiğinde dünya ile birlikte ülkemizde yeşil cennetti
mutlaka. Bu kadar kirli ve bu kadar gürültülü değildi. Buna rağmen şair “bir
siyah gözün derdi”nden ömrünün dingin geçmediğini söylemiş. Hem o yıllar
cumhuriyetin yeni yılları. İnsanlar vatan kurtarmanın ve kurmanın haklı
gururuyla gelecekten umutluydular. Sevda hayatın güzelliği değil miydi? O zaman
sevda varsın yaksın. Günlerin tek derdi bu olsun. Bu gün öylemi ya? Onların
kurduğu vatan bugün bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. Amerika’nın, kuzey
Afrika ve orta doğu Asyasına biçtiği elbiseyi bize de giydirmek isteyeceğini
herkes görüyor, biliyor. Bu durumda “Sevil neş’elen, sevme yanarsın” diyerek
şarkı söyleyecek durumda değiliz. Bu gidişle daha çook “Görmedim ömrümün asude
geçen bir demini” şarkısını söyleriz. Allah söyletmesin!
Dışarıda durum böyleyken içerde
pekte farklı değil. İktidar muhalefet çekişmesi bir yandan, iktidarın
cumhuriyetin yapısını dönüştürme çalışmaları bir yandan, insanları canından
bezdirdi. Şimdi bu şarkıyı söyleyenler size göre haklı değil mi?
Bu sene üniversite seçme yerleştirme
sınavlarıyla ilgili söylenti duymadım. Ama yakın zamana kadar neler duyulmadı
bu konuda neler. Bu yüzden gençler bu şarkıyı söyleseler yeridir. Binbir
güçlükle üniversite sınavlarına hazırlanırlar. Günü gelir sınavlara girerler.
Sınav ertesi sınavlarda hile yapıldığını duyarlar. Birileri soru çalarak, yada soru
cevaplarının şifrelerini öğrenerek fırsat eşitliğini lâfta bırakıp önlerine
geçmiştir. Sözün kısası birileri kayırılarak diğerlerinin çabaları, hatta
sınava hazırlanarak tükettikleri ömürleri çöpe atılmıştır. Dünyanın masrafını
boşuna yapmış durumuna düşmek ne demektir tahmin edersiniz.
Son yıllarda en güvenilir sistemler
bile zaafa uğratılmıştır. Ben her yerde rüşvet ve kayırma olur, eski
kısaltılmış adıyla ÖSS’de, şimdiki kısaltılmış adıyla YGS’de kesinlike olmaz
derdim. Olmazdı da. Sadece bu sınavlarda mı sorun var? Elbette hayır! Devletin
açtığı her sınavda bir sorun çıkıyor. Ne gariptir ki dış tehlikeler varken
bunun sayısı arttı. Nasıl bir nesil yetiştirilmek isteniyor? Yolsuzluğa, usulsüzlüğe alışmış bir gençlikle erdemli toplum oluşmaz.
Erdemsizlerden oluşmuş bir toplum yaşayamaz.
Kenarda köşede kalan birkaç erdemli insana da “Görmedim ömrümün asude
geçen bir demini” şarkısını söylemek düşer.
Toplum yaşlılarıyla (bilgeleriyle) erdemi öğrenir. Gençlerin
enerjileri ve dürüstlük tutkuları erdemle birleşince toplumdaki mutlu insan
sayısı artar. Bunun üretimdeki etkisi yüksektir. Mutluluğun üretime etkisi
üretimi arttırırken, üretimin erdemli insanların eliyle bilinçli tüketimi,
mutluluğu sürdürülebilir kılar. İşte o zaman kimse “Görmedim ömrümün asude
geçen bir demini” şarkısını söylemez. Çünkü her yer huzurun okşayıcı,
ferahlatıcı esintileriyle dolacaktır.
Yayın Tarihi: 05.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder