30 Eylül 2014 Salı

ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ

Merhaba sevgili okurlar. Sanırım bu haftayla birlikte üçüncü hafta oldu sizlere kendi şiirlerimin dışında şiirlerden örneklerde sunuyorum. Bu hafta iki merhum şairimiz Can Yücel ve Cemal Safi’den şiirler seçtim. İlk şairimiz Can Yücel. Can yücel’in bu şiirini okuduğum zaman rahmetli babamın özlemi burnumu sızlattı. “Babam şofördü/ yol yutardı/gelemediği zaman/tutar arabada yatardı.” Mısralarını hatırladınız mı bilmem. Bloguma girip okuyabileceğiniz bu şiirle bende babamı anlatmıştım. Unutmadan söyleyeyim, bloguma giriş çok kolay; köşemizin adını google’a girin yeter.


Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin

O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici - hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Can Yücel

***

Sıradaki şairimiz Cemal Safi. Cemal Safi’yi şairden çok şarkı sözü yazarı olarak biliriz. Babamla meslektaş olduğunu öğrenmiştim. O da kamyon şoförüymüş.

Çoban Kızı
Tayfuna tutuldum aşk deryasında
Yönümü yitirdim yüzer dururum
Sahilde vurduğum dert adasında
Dolmayan çilemi yazar dururum

Sezince boyundan büyük nazını
Prenses sanmıştım çoban kızını
Armağan ettiğin çam sakızını
Ya sabır taşında ezer dururum

İltifat eylesem sus der istemez
Şiirler söylesem kes der istemez
İsyankâr olurum ister istemez
Canımdan usanır bezer dururum

Aklında iki gün birini tutmaz
Deli etmek için beni unutmaz
Bugünkü adresi yarını tutmaz
Mahalle mahalle gezer dururum

Her gece teklifsiz rüyama girer
Uykumu bölmenin zevkine erer
Önüme bir yığın bilmece serer
Ağlaya ağlaya çözer dururum

Bir zaman baş tacı ettiğin bendim
Nereye layıktım nereye kondum
Kapıya atılmış paspasa döndüm
Çiğneyip geçtikçe tozar dururum
Cemal Safi

***
Cemal Safi’nin “Vurgun” şiirini bakalım hatırlayacak mısınız?
Vurgun
Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Ben de bir zamanlar sevildim ama
Seninki düpedüz vurgun sayılır

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır

Yalan mı söyledin göz göre göre
Ne zaman dolacak verdiğin süre
Gönülden gördüğüm takvime göre
Aldığım her nefes bir gün sayılır
Cemal Safi

***

Geldik benim şiirlerime. Tarz tekrarına düşmemek için bir süredir şiir yazmaya ara verdim. Okuduklarınız bu yüzden epey eski tarihli. Umarım sizlerin beğeninize seslenen şiirlerdir.

17
Günü esenlemeden
Selamla beslemeden
Sevgiyle nasıl büyür
Ağaca baharla su yürür
Su yürür dallar yapraklanır
Ayaklanır nebat
Börtü böcek uyanır
Sevgi korosu başlar şarkıya
Ta ki yatana kadar
Susmadan susturmadan söyler
Akşam vakti çatınca
Batınca güneş ufuktan
Ayrılık sancısı sarar
“unutma bizi hiç
Her sabah erkenden gül bahtımıza”
Demeden güneşe
Gece bitmek bilmez

Aydın Göle
26 mart 2003

………

18
Günler, aylar insafsız
Her biri cepheye asker taşıyan vagonlardır
Ya kolu gidecek gidenlerin, ya bacağı
Ya gözü gidecek gidenlerin, ya kulağı
En kötüsü hayattan kopacak bir çoğu
Yaşamak budur dostum, ne bekliyordun
Ne düşman bellidir, ne dost
Sensin hepsi, hepsi sen, başkası değil
Yorgun düşer toprağa cesetler günlerin içinden
Hınca hınç günah yüklü her bir mezar
Günlerin içinde dostum başka bir şey
Arama bulamazsın
Ara sıra gördüğün mutluluk
Kutuptaki yaz güneşidir aldanma
Günler, aylar insafsız
Her biri cepheye asker taşıyan vagonlardır
Yaşamak budur dostum, ne bekliyordun

Aydın Göle
27 mart 2003

…..

19
Bir çuval uyku buldum
Sobada patlattım mısır gibi
Her patlağı saçıldı odaya
Her kes bayıldı, herkes mest
Sanada ayırdım, istermisin

Aydın Göle
28 mart 2003

……

20
Verse mabud istemeden gönlümüzdekini
Batmazdık günaha böyle boğazımıza kadar
Elverir ki mutluluktan ayaklarımız
yerden kesilirdi bir karış kadar
Varsın olsundu, böylesi daha mı iyi
Mabuda yakarmalarımız makbul değil
Yarda insaf yok
Serde akıl kalmadı
Sevda dersen gönülde gani
Bu sevdayla biz ölürüz yani

Aydın Göle
30 mart 2003

…….

249/21
Öyle kolay bilmece ki o
Çözülmüş dolaşıyor ortalarda
Merağımı uyandırmıyor bile
Uykusuzluktan mı ne?
Uykusuzluğum tek dostum
Beni bıraksa olamazdım
Olamazdım gecelere nöbetçi
Ölümle ralliye çıktım
Kıl payı öndeyim henüz kankam

Aydın Göle
1 nisan 2003

***

Bir Pazar yazısınında sonuna geldik. İyi pazarlar sevgili okurlar.



Yayın Tarihi: 07.09.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder