ŞAİRLERİN ŞİİRLERİYLE SÖYLEDİĞİ
Sevgili okurlarım merhaba. Gelecek hafta bugün kurban
bayramının 2. gününe denk düşeceğinden gazetemiz bayram tatili nedeniyle
yayınlanmayacağı için sizlerle olamayacağım. Biraz erken ama bugünden
bayramınızı kutlamak istiyorum. Sizlere kendi şiirlerimden önce halk şiirinin
önemli ozanı Karacaoğlan’dan şiirler sunacağım. Karacaoğlan Türkülerimizde,
hatta Türk Sanat Müziğimizde bile adı geçen ozanlarımızdandır. Türk Pop müziği
doğarken ilk bestelerde Karacaoğlan’ın şiirlerinin çokça kullanıldığını
görüyoruz. Alıntıladığım ilk şiir o dönem çok tutulan bir sanatçının;
Hümeyra’nın seslendirdiği bir pop şarkısının sözü olmuştu. Karacaoğlan bütün
halk ozanları gibi kolay anlaşılır ve öz Türkçe şiirler yazmıştır. 1600’lü
yıllardan günümüze birçok şiirinin bugüne kalışının sebebide budur.
***
ALA GÖZLÜ BENLİ
DİLBER
Ala gözlü benli
dilber
Koma beni el yerine
Altın kemerin olayım
Dola beni bel yerine
Hicine gönlüm hicine
Yiğide ölüm geçine
As beni zülfün ucuna
Sallanayım tel yerine
Gel kız karşımda
dursana
Şu benim halim
sorsana
Zülfünden bir tel
versene
Koklayayım gül yerine
Karac(a) oglan der
nolayım
Kolun boynuma dolayım
Nazlı yar kölen
olayım
Kabul eyle kul yerine
Karacaoğlan
***
BİR AYRILIK BİR
YOKSULLUK BİR ÖLÜM
Vara vara vardım ol
kara taşa
Hasret kodun beni kavim kardaşa
Sebep gözden akan bu kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Hasret kodun beni kavim kardaşa
Sebep gözden akan bu kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karacaoğlan
***
İNCECİKTEN BİR KAR
YAĞAR
İncecikten bir kar
yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Elif'in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi bağrıma batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye
Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye
Karac'oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklenmiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Elif'in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi bağrıma batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye
Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye
Karac'oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklenmiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
Karacaoğlan
***
NAZLI YÂRDAN GELDİ
BANA BİR NAME
Nazlı yârdan geldi
bana bir name
Eğer doğru ise kırdı belimi
Dediler ki yarini yad iller almış
Kadir Mevlam nasib eyle ölümü
Bülbüle söyleyin gülüne konsun
Beni yârdan eden Allah'tan bulsun
Sabreyle sevdiğim ilkbahar olsun
Terkedeyim vatanımı ilimi
Ak yâri gördükçe ağladım coştum
Al elinden dolu badeler içtim
Kötüler sandı ki ben yârdan geçtim
Ölmeyince çeker miyim elimi
Karac'oğlan derki konmadan göçmem
Her olur olmaza sırrımı açmam
Kötüler köprü olsa üstünden geçmem
Taşık suya uğradırım yolumu
Eğer doğru ise kırdı belimi
Dediler ki yarini yad iller almış
Kadir Mevlam nasib eyle ölümü
Bülbüle söyleyin gülüne konsun
Beni yârdan eden Allah'tan bulsun
Sabreyle sevdiğim ilkbahar olsun
Terkedeyim vatanımı ilimi
Ak yâri gördükçe ağladım coştum
Al elinden dolu badeler içtim
Kötüler sandı ki ben yârdan geçtim
Ölmeyince çeker miyim elimi
Karac'oğlan derki konmadan göçmem
Her olur olmaza sırrımı açmam
Kötüler köprü olsa üstünden geçmem
Taşık suya uğradırım yolumu
Karacaoğlan
***
Sırada kendi şiirlerim var. Sizlere sunulmayı sabırsızlıkla
bekliyorlar. Yeni yılın bu ilk günlerinde bugün dinlenmiş olarak okuduğunuz bu
şiirleri bakalım beğenecek misiniz.
…
34
Bedeninde yılan
gizler
Buz gibi bakışını ne
sandınız
Dans ederken ayrılır
her kemiği
Lastikten esnektir,
uzar da uzar
Kırılmadan nasıl
bükülür, hayret
Telaşsız sürat ona
özgü
Parmaklarında
kıvılcım
Gözlerinde şimşek
Yakmadığı yürek
görülmemiş
Yılan bedeninde
Işıklar teninde
Aşkı şafak sökümü
Sonbahar uğramaz
semtine
Görülmez onda yaprak
dökümü
Aydın Göle
25 nisan 2003
***
35
Dimyatta pirinç
Zalimde bilinç mi var
Kümeste piliç
Evde bulgur bol
Onun solu sağ, sağı
sol
İmana gelmez
Limana demirlemez
Beklemek onu boş
kankam
Aydın Göle
25 nisan 2003
***
36
Ilık nefes gibi
okşuyor hava
Yaşamaya kışkırtıyor
en mutsuzu dahi
Yapraklar şarkılar
mırıldanıyor rüzgârla
Geceye sevinçler
ekerek kankam
Aydın Göle
25 nisan 2003
***
37
Vinçle kaldırılma
Sevinçle kalk
yatağından
Seni hiçbir şey
indiremez
Gönlümdeki tahtından
Binlerce insan
geçsede otağından
Yarına benden anılar
kalsın bu çağından
Aydın Göle
1 mayıs 2003
***
252
Bir oda ki içinde sır
gibi sessizlik
Penceresi yok, kapısı
yok
Geleni yok, gideni
yok
Unutulmuş viranelerde
üstünde göğü yok
Yazı yok, kışı çok
Titrer durur
köşelerde adam
Sevda ateşide yok gönlünde,
ısınamaz
Donup gidecek,
kimsenin haberi yok
Aydın Göle
2 mayıs 2003
***
38
Sessiz bir gemi girdi
limana
Karanlık, soğuk
denizlerden fırtına getirmiş
Yıldızsız gece dolu
ambarları
Ne kaptanı var, ne
dümeni
Gördünüz mü hiç,
böyle gideni
Aydın Göle
2 mayıs 2003
***
39
Yıldız ekmişler
geceye
Yıldızlar bizi
seyretmiş geceden
Bakıp yıldızlara biz
pencerelerden
İçimizi dökmüşüz
yıllarca hiç büyümeden
Hep çocuk kalmışız,
uyumamışız
Uyumamışız, kimseyi
uyandırmamışız
Annemiz bilse ağlardı
sevda acılarımıza
Yıldızları unutmuşuz
Hesap sormuşuz
gecelere
Bıçak saplamışız
karnına gecelerin
Anasını ağlatmışız
bir şişe şarabın
Aydın Göle
2 mayıs 2003
***
40
Rüya bitti uykudan
uyanınca
Güya yaprak
yeşerecekti ben yanınca
Yandım ateşsiz,
dumansız tüttüm
Her biten aşkın asını
tuttum
Ömür tükettim bu
uğurda
Sahipsiz mezarım dağ
başında
Yoksulum, yalnızım
Postacı bile gelmez
buralara
Mektup yazan yok
Sevdalar unutuldu ben
kendimi unuttum
Çocuk masumluğuyla
sabahtan habersiz
Güneşi bekliyorum
Aydın Göle
3 mayıs 2003
***
Bu şiiri unutmuştum. Şimdi okurken ilk mısradaki “sars
sarstı” sözcüğünü ben bile anlayamadım. “SARS” kelimesini google’den
arattım. Meğer “SARS” ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromuymuş.
Sonra şiiri hatırladım tabii. SARS hastaları ilk defa 2003 Şubat ayı
sonlarında; Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa’dan bildirilmişti. SARS’ın nedeni o
yıllarda henüz bilinmiyordu. Bugün biliniyor mu, onuda ben bilmiyorum.
Hastalığın zatürree olarak seyrettiği açıklanmıştı.
…
41
Sars sarstı dünyayı
Yakaladığını
postalıyormuş öbür tarafa
Aşk beni yakaladı
sarstı ta derinden
kıpırdamadım yerimden
Halâ buradayım öbür
tarafa gitmedim henüz
Sarstan beter
sarsmasına rağmen kankam
Aydın Göle
3 mayıs 2003
Tekrar bayramınızı kutlar, mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
İki hafta sonra görüşmek üzere şimdilik esen kalın.
Yayın Tarihi: 28.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder