SOKAK İSİMLERİME
VE
KENTİMİN SİMGESEL YAPILARINA DOKUNMAYIN
2000’li yıllardan beri 9 kere oy kullandık. Bunların 3’ü
yerel yönetimler içindi. Her dönemde birçok aday ortaya çıktı. Bugün bunların
çoğunun adını hatırlamıyoruz bile. Bu yıl bir yerel seçim daha yapıldı. Ne
vaatlerde bulunan adaylar gördük gene. Geçmişte aday adayları içinde CHP’den
ilimizin basın emekçisi, seçkin köşe yazarı Sezai Matur’da vardı. Bu süreçte
köşe yazılarına ara vermişti. Köşesinde tekrar yazmaya başladığında, kendilerinden
ayrı kaldığı için okuyucusundan özür diliyordu. Aday Adaylığı sırasında
ilimizin merkez ve diğer ilçelerini gezerek yaptığı tespitleri aktarıyordu.
Onlarda şunlardı:
1: Söğütlü’de günlük süt üretimi
14 tondan 2 tona düşmüş. (Hükümet politikalarının yanlışlığının ve büyükbaş
hayvan varlığımızın kalmadığının başka bir göstergesi.)
2: Karasu’da ilçe merkezinde bir
tek umuma açık tuvalet yokmuş.
Geçen sürede bu konular unutuldu
mu? Yoksa bu eksiklikler dikkate alındımı?
Merkezdeyse şehrin görünümün hızla
değiştiğinden söz ediyordu.
1: Ofis
semtine adını veren TMO’ya ait siloların yıkıldığını belirtiyordu. Herkes kabul
eder ki, o silolar bir simgeydi. Tıpkı
daha önce Belediye yöneticilerinin eski
Donatım fabrikasına ait santral binasını yerle bir ettiği gibi. O bina da
herkes için bir simgeydi.
2: Birkaç ay önce Çark’ta Ünal
Ozan’dan kalma kafeterya binası yıkıldı.
Kenti yönetenler ‘ben yaptım, oldu’ değil ‘ben yıktım, oldu’ diyorlar. Sezai
Matur’un sözlerine katılmamak mümkün değil.
Köşe yazarlığına başladığımdan
beri zaman zaman sokakların isimlerinin kaldırılıp numaralandırılmasına tepki
gösteriyorum. Bizim sokağımız benim bildiğim 50 sene “Kamer Sokak” adıyla
biliniyordu. O sokak 7 sokağa bölündü. Sokağımızın başına Bahçe sokağın son
dönemeci eklendi ve 15 numaralı sokak ismini aldı. Kentler cadde ve
sokaklarıyla bilinirler. Birde o yerlerdeki yapılarıyla. Bunu en çok deprem
olunca anladık. Bir çok köşe başları yıkılmıştı çünkü. Kimseye yer tarif edemez
olmuştuk. Bir yere gidip dönerken biraz dalgınsak, yolumuzu bulamıyorduk.
İnsanlar alıştıkları alış veriş merkezlerini, simge yapıları, semte özgü
binaları arar. Bunlar yok olunca yabancı bir kente gitmiş gibi olurlar. Hadi
Allahtan gelene amenna. Kuldan gelene ne diyeceğiz? Yap boz tahtasına dönen bir
kentin kişiliği olur mu? Yurt dışına gidenler neden o kentlere hayran kalırlar?
Sadece temiz ve güzel oluşlarına mı? Onların tarihi dokularına hayran
kalmasınlar sakın, ne dersiniz? Siz ey yönetici takımı, keşmekeşi bitirin,
sorunları bitirin, tarihimizi değil. Biz sizi onun için o makamlara oturttuk. Sokak
isimlerimizi, simge olmuş yapılarımızı geri verin! Unutmayın bu kent sizin
tapulu malınız değil. O makamlardan güzel anılacak biçimde ayrılmayı
düşünmez misiniz? Buna iyi yaptığınız şeyler kadar, iyi olabilecek şeyleri
yapmamanızda sebep olacaktır. Yaptıklarınız kadar yapmadıklarınız da çok önemli
olabilir.
İnsan için ismin önemi neyse,
insan için kişilik belirleyen giyim tarzının önemi neyse, kentler içinde odur.
Sokakların, caddelerin isimlerini kaldırdığınızda o yerler somut varlık
olmaktan çıkarlar. İsim yaşam belirtisidir. Bina ve özel yapılarsa tıpkı giysi
gibi karakter belirtisi.. karaktersiz kent, karaktersiz insan gibidir. Ne kadar
yeni olursa olsun!
İstanbul’u İstanbul yapan şeyin ne
olduğunu sanıyorsunuz? Sultan Ahmet Camii, Ayasofya, Galata Kulesi, Boğaz
Köprüleri, Kız Kulesi İstanbul denince aklınıza geliyor değil mi? Onları bugün
yapmadık. Kimilerini atalarımız yapmış, kimilerini atalarımızdan önce orda
yaşayanlar yapmışlar. Bugün bunların birinden vazgeçin deseler hangisinden
vazgeçerdiniz? Eminim bu İstanbul’a
hakaret olur diyerek hiç birinden vazgeçemezdiniz. Gidin eski İstanbul
sokaklarının isimlerine bakın.
1: Molla Fenari Sokak
2: Molla Gürani Sokak
3: Tayyareci Mehmet Emin Sokak
4: Çiftevav Sokak
5: Fırın tepsisi Sokak
6: Solfasol Sokak
7: Pürtelaş Sokak
8: Sormagir Sokak
9: Merkepbağırtan Sokak
10: Cavidan Sokak
11: Cazip Sokak
12: Temaşa Sokak
13: Tosboğa Sokak (yazıldığı gibidir)
5: Fırın tepsisi Sokak
6: Solfasol Sokak
7: Pürtelaş Sokak
8: Sormagir Sokak
9: Merkepbağırtan Sokak
10: Cavidan Sokak
11: Cazip Sokak
12: Temaşa Sokak
13: Tosboğa Sokak (yazıldığı gibidir)
14: Karga Zarife sokak (Üsküdar)
15:Toto Sokak (Kartal)
16: Eskicibağı Cadesi (Maltepe)
17: Borulu maslak Sokak (Acıbadem)
15:Toto Sokak (Kartal)
16: Eskicibağı Cadesi (Maltepe)
17: Borulu maslak Sokak (Acıbadem)
18: Zencefil Sokak (Beyoğlu)
19: Paşa Kapısı Sokak (Üsküdar)
19: Paşa Kapısı Sokak (Üsküdar)
20: Libadiye Caddesi (Üskidar)
Bu isimler sizlere bir şeyler
anlatmıyorsa benim diyecek sözüm yok derim. Yok eğer orası İstanbul, bizi
İstanbul’la nasıl kıyaslarsın derseniz, kanıt kanıttır; amaca bakın derim.
Amacım isimsiz, eskilerin deyimiyle silüetsiz (genel görünümden yoksun) kent
olarak kalmamak. Bu kent var olacaksa eski ve yeninin harmanlanmasıyla
olacaktır. Sezai Matur’un dediği gibi “ben yaptım oldu, ben yıktım oldu”
demeyin artık!
Yayın Tarihi: 10.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder