Bir “torba yasası” sözcüğüdür
gidiyor. Günlük konuşma dilimizde yer etti. Herkesin ağzında torba yasası var.
Herkes yeni bir torba yasası çıkmazsa şaşıracak nerdeyse. Her yıl çeşitli
konuları içeren “torba yasası” çıkmasa böyle olur muydu? Artık bir konuda
müşkülü olan o konunun “torba yasası” ile arzuladığı biçimde değişmesini bekler
oldu. Doğal olarak beklenti içine engellilerde giriyor. Daha önce çıkarılan
birkaç torba yasasında engellileride ilgilendiren konular vardı. Bunun için bir
yazı yazmış, bir bölümünde şöyle demiştim:
“Orda yeşil kart uygulamasıyla
yapılmak istenen esas şeyin engelli maaşını kesmek olduğunu vurgulamıştım. Ne
yazık ki dediklerim doğru çıktı. Bu hafta başında derneğimize gözü yaşlı ve bir
o kadarda öfkeli 19 engelli geldi. Hepsinin maaşı kesilmişti. Üstüne üstlük en
son aldıkları üç aylık tutarı olan 930 lira geri isteniyordu.” Anadolu: 29.04.2011
Bunlar o günlerde engellileri
üzen gerçeklerdi. Nasıl üzülmesin çünkü engelliler ailesine yüktü. Bu yükle
ailelerinin geçim yükü daha da ağırlaşıyordu. Aynı yazının devamı şöyleydi:
“Engellilerin uzun yıllar süren
ailesine yük olmama mücadelesiyle, çeşitli iktidarlar tarafından iş hayatından,
sosyal güvenlik konularına kadar yapılan iyileştirmelerle sonuç alınmış oldu.
Çalışamayacak durumda olanlara da en az 35 yıldır maaş ödeniyor. AKP
iktidarında buna ek olarak kendine bakamayan ağır engelliye aile bireylerinden
veya dışardan tutulan biriyle bakımının sağlanması için, devlet “Bakım Parası”
adı altında, beş yıldır bir ödeme yapıyor. 2005 yılından bu yana Avrupa Birliği
uygulamaları gereği olması gereken, bir kişinin yaşam düzeyini sağlayacak (açlık
sınırı olan aylık 1050 lira gibi bir miktar demektir bu –bugün Türkiş sendikasının ağustos 2014 tarihinde
yaptığı araştırmaya göre aradan 3 sene geçmiş olmasına rağmen 1175 tl olduğu
söyleniyor) rakamın çok altında olmakla birlikte 3 ayda 930 lira veriliyor(du).
Başlarken belirttiğim gibi
çalışamaz durumda olanlara verilen ve olması gerekenin çok çok altındaki
engelli maaşı aylık 310 lira maaş, (bugün 400 tl) çıkan torba yasası sonucu
kesilmeye başlandı.
Yasaya göre, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz
Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’una göre aylık alanların
düzenledikleri belgelerin gerçeğe uymadığının tespit edilmesi durumunda, ödenen
aylıklar TÜFE oranları esas alınarak hesaplanacak tutarla geri alınacak. Mevcut
düzenlemede, ödenen aylıklar yüzde 50 fazlasıyla geri alınıyordu.
Kanuna göre bu verilen
paraya her ne kadar maaş dense de maaş değildir. Bunun adına bağış demişler.
Yani engelli maaş değil bağış alıyor. Oysa devlet maaş dağıtır bağış değil.
Neden maaş denmiyor? Bağış verenin isteğine bağlı bir fiilde ondan. İster
verir, ister vermez. Maaş ise ortadan tamamen kaldırılamaz, hiç verilmemezlik
yapılamaz. Çünkü maaş haktır, devletin verdiği hak!”
Yazının devamında 2022
sayılı yasadan faydalanarak alınan maaşın hangi durumlarda kesileceğini
belirtiliyordum. Görelim mi? Bugünde geçerli bir konu çünkü.
Yakınlarının sağlık güvencesinden
yararlanmak 2022 aylığı almaya engel değildir ve aylık alıyorsa da bu sebeple
aylık kesilmesini gerektirmiyor. Önemli olan 2022 aylığı için başvuran kişinin
her türlü gelirinin toplamının aylık olarak Kanun’un belirlediği sınırı
geçmemesi. Bu gelir hesabına nafaka yükümlüsü yakınlarından alabileceği nafaka
miktarı da olmak üzere her türlü geliri dahil edilir.
2022 sayılı
yasadan yararlanarak engelli aylığı alanların
1: Aktif
sigortalı olmaları
2: İsteğe
bağlı prim yatırmaları
3: Kendi
isimlerine kayıtlı taşınmaz mülk bulunması (tek odalı ev bile olsa)
4: Kendi
isimlerine kayıtlı ağır engelli otomobil, yada yatalak taşımaya elverişli
minibüs olması (engelli raporuyla kendi üstünüze alıp kullanıcı tayin etmeden
araba alınamıyor)
5:
Hanedeki kişi başına gelirin 100 lirayı geçmesi
durumunda aylıkları kesilir deniliyor.
durumunda aylıkları kesilir deniliyor.
İlk iki madde haklı maddelerdir.
Ama buradaki benim sıralamamla 3. maddeden itibaren toplam üç maddeye itirazım
var. Sizce bir engellinin aşağıda sıraladığım şekilde aylığı ve arabası olmasın
mı?
1: Miras kalmış tek oda yada üç
oda evi olmasın mı? Engelli maaşı diye verilen paradan kira olarak
ayrılabilecek miktara fare bile deliğini kiralamaz. Sonra ev gelir getirici
değil ki. Üstüne üstlük devlet eliyle geliri olmayan evsiz engellilere, hiç
peşinatsız, 20 yıl ödemeli, aylık ödemesi 100 lira olan 1+1 daireler veriliyor.
Bunu alan engellide, engelli maaşından olacak. Peki hangi mantığa sığar bu?
Engelli elinden alınan maaşıyla ıslık çalar artık.
2: Devlet çalışan çalışmayan
ayrımı yapmadan engelliye H sınıfı ehliyeti olması şartıyla özel tertibatlı
otomobil alabilme hakkı veriyor. Kendisi kullanamayacak derecede ağır engelli
olana da yatar vaziyette bile taşınabilmesi için aklı yerindeyse bir vekil
tayin ederek, değilse ailesinden en yakınına engelliyi taşımaya elverişli bir
minibüs alma hakkı veriyor. Her engelli toplu taşıma araçlarına binemez.
Belediyelerde bu konu için ayrılmış veya alınmış minibüs veya minibüsler
kısıtlı amaçlarda kullanılıyor. Her engelliye yetişmesi mümkün değil. Ayrıca
saat 09.00-17.00 arası hizmet veriyorlar. Engelli kişi saat 09.00’dan önce ve 17.00’den
sonra belirecek ihtiyacını nasıl karşılayacak? İhtiyaçların zamanı mı olurmuş?
Günümüzde motorlu taşıtlar lüks değil, artık bir ihtiyaç. Çok çok ucuza 2. el
araba bile bulmak mümkünken bunu engelli aylığını kesmek için kullanması biz
engellilere çok anlamsız geliyor.
3: Herhalde başka dünyaların
insanlarıyız. Kim başka dünyadan gelme bilmiyorum. Ama
Bize engellilerle, engelsiz
vatandaşlar aynı dünyanın, aynı ülkenin insanı değil gibi geliyor inanın.
Gelirleri kişi başına ortalaması 100 (ağustos 2014 itibariyle 282 tl’ye
yüksetildi) lirayı geçen ailelerin engellisinin maaşınıda kesileceği, kesildiği
söyleniyor. Açlık sınırının 1050 (bugün 1175 demiştik) lira olduğu ülkede, 650 (bugün
891.03) lira net asgari ücret verme ayıbına çok daha ayıp demek hafif kalır,
insafsız diyeceğim bir anlayışla bu ortalamayı ölçü olarak koyuluyor. Normalde
insan torununa 100 lirayı bir haftalık harcaması için bile vermezken, engelliye
böyle bir ölçünün konulması sosyal devlet ilkesinin nerelerde olduğunu çok net
biçimde gösteriyor.
Danimarka’da bir kişiye devlet
11.000 euro, bizim paramızla yaklaşık 23.000 lira maaş verilirken engellinin
öncelikleri arasında taşıtta var. O maaşla taşıt alabilirsiniz. Yeterki
alacağınız şeyi fatura edebilin ve fatura tutarınız sizin
yaşam standardınızı düşürmesin. Kural bu. Danimarka’da devlet,
belediyelere engellilere maaş ödemesi için izin verirken, Avrupa’nın çeşitli
ülkelerinde belediyeler veya devlet eliyle engelliye taşıt temin ediliyor.
Üstelik tekerlekli sandalye, akülü araç ve onunla içine girilebilecek bir taşıt
veriliyor. Bütün bunlar koskoca bir ayıptır. Hem AB standartlarından söz edeceksiniz,
hemde bir taşıtı engelliye çok görecek ve maaşını kesmeye sebep sayacaksınız.”
Haksız mıyım?
Yayın Tarihi: 17.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder