24 Eylül 2009 Perşembe

GÖZLEM, BİLMEYE GİDEN YOL




         Bilimsel olmayan, sonuçları nerdeyse aynı olan olayların farkında olma halidir gözlem. Buradan hareketle söyleyecek olursak, gözlem, bilmeye giden yoldur.

         Mahallemde koltuk döşemeci sevdiğim bir komşum vardı. Deprem sonrası iş yeri yıkıldığı için daha az hasar gören komşu ilimiz Kocaeli’ne gitti. Yıllardır orda tutunmaya çalışıyor. İsmini kendisi rencide olmasın diye vermiyorum.

         Bizim orda sokak lambasının altında herkesle olduğu gibi onunla da az sohbetimiz olmadı. Sokak lambamız bizim üniversitemizdi. Ne çok konuşma sonrasında ne çok şey öğrendik orda. Bir keresinde burnu kızarmış sesi kısık ve öksürükle geldi. Grip olmuş. Ona önerilerde bulunup erkenden göndermek istedim. Kalacak durumda değildi. Giderken bir gözlemini anlattı. Bu komşum her nezle başlangıcında sekse baş vurduğunu, ardından aldığı ılık duşla bir aspirin içip yattığını, ertesi sabah çakı gibi kalktığını söyledi. Bir gözlem sonucu tekrarlanan uygulamayı gazetenin birinde tıp dünyasından bir haberde öneri olarak görünce şaşırdım. Öneri bilimsel bir tabana oturtulmuştu.

         Soğuk algınlığında vücut kendini korumak için daha fazla kalori yakarmış. Biz onu ateş olarak algılarmışız. Böylelikle dışarıdan alınan mikropları yok etmeye çalışırmış. Seksle harcanan enerji esnasında yakılan kalori miktarı vücudun kendini korumak için yaktığından fazla olduğu için mikropların direnci kırılıyormuş. Duş ise ter yoluyla atılan (biraz ukalalık yapayım da tıp dilindeki kelimeyi kullanayım) toksinlerden bedenin arındırılmasını sağladığı gibi, deri üstü gözeneklerin temizlenerek yeterli derecede oksijen alması sağlanırmış. İşte bu nedenle seksin nezle ve gribe en etkili ilaç olduğu söyleniyordu.

***

         Yıllardır uçaklar düşer. Ya pilot hatasıdır, yada teknik arıza düşüşe neden olur. Her düşen uçak üretici firmanın itibar yitirmesine neden olacağı için, bir de ayrıca can ve mal kaybını önlemek için  düşüş nedeni incelenir. Uçağın uçuşu sırasında pilotların konuşmalarını ve uyguladıkları kullanımla ilgili hareketleri  kaydeden, adına kara kutu denen kayıt cihazının incelenmesi sonrasında düşüş nedeni anlaşılıyor. Nedeni anlaşılamayan düşmeler yok mudur? Vardır belki. Uzun süredir düşen uçaklarla sonradan olan depremler arasında bir bağlantı olduğunun farkına vardım. Bu konuda da yalnız değilmişim meğer.

         İşte sırasıyla birkaç örnek:
         BENİN'İN ticari başkenti Cotonou'dan Beyrut'a gitmek üzere havalanan Boeing 727 tipi yolcu uçağı düştü ve 111 kişi öldü. Faciadan sadece saatler sonra İran sallandı. Yani yine bir uçak kazası ve hemen ardından yine bir deprem. Bu da yıllardır süregelen uçak kazalarıyla depremler arasında bir bağlantı var mı yok mu tartışmasının alevlenmesine neden oldu. Bazı bilim adamları depremler ve uçak kazaları arasında bağlantı olduğunu iddia etse de havacılar bu görüşe karşı. İşte tarihteki garip ama gerçek birkaç rastlantı:


         Diyarbakır uçağının düşmesinin hemen ardından kent 5.6 ile sallandı.


         Trabzon (Mayıs-2003)
İspanyol askerlerini taşıyan uçak, Trabzon'da düştü. Japonya'da 7.0 büyüklüğünde deprem oldu.
         İran (Şubat - 2003 )
İran'ın başkenti Tahran'da Mehrabad Havaalanı'nda kalkış sırasında düşen Devrim Muhafızları'na ait Antonov 74 tipi askeri uçakta bulunan 36 kişi öldü, 2 kişi de yaralı kurtuldu. Aynı gün yüz binlerce kilometre uzaklıktaki Alaska'da 5.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Can kaybı olmadı.
         Güney Kore (Nisan 2002)
Güney Kore'de düşen yolcu uçağının 155 yolcusu ve 11 mürettebatı vardı. Kuyruğunu çarparak düşen uçağın arka kısmı tamamen parçalandı. Uçağın ön kısımda oturan 39 kişi sağ kurtulmayı başardı. Kazanın hemen ardından Yunanistan, Japonya ve Mısır'da büyük depremler yaşandı.
         Bahreyn (Ağustos 2000)
Bahreyn'de yolcu uçağı inişine çok kısa bir süre kala denize çakıldı. Kazanın ardından önce Japonya sonra da İtalya'da deprem meydana geldi.
         Marmara (17Ağustos 1999)
         1999 marmara depremi denen aslında en çok kentimizin etkilendiği depremden önce tam 10 uçak kazası olmuş. Sonra dünyanın, depremden etkilenme alanı en geniş alan olan bu deprem olmuş.
         Listeyi uzatmaya gerek yok! Bunlar sizce tesadüf olabilir mi? Ortada kanıtlanması gereken bir durum var. Sadece gözlem yetmez. Oysa elimizde çekim alanlarıyla ilgili bilimsel bilgiler var. Yıldızlar ve yer kabuğunun yaydığı elektro manyetik dalgalar bu çekimi oluşturmaktadır. Depremden önce elektro manyetik dalgaların arttığı düşünülemez mi? Bu elektro manyetik dalgalar uçağın kontrol mekanizmalarını devre dışı bırakamaz mı? Gerçi depremi önceden haber veren çok işaret var. Konumuz tesadüfle gelen gözlemden ibaret olduğu için işin o tarafını başka bir yazıya bırakalım.

***********************************************

         Bilim üretemeyen toplumlar dilini kaybetmeye mahkum mudur? İslamiyet, ilk yüz yıllarında her alanda bilim üretmeye başlar. Özellikle bilimlerin anası olan matematikteki sıfırın keşfi diğer bilimlerin doğmasına veya gelişmesine neden olmuştur. Sıfırın keşfi ayrıca sonsuzluğun keşfidir. Hem bilimlerin doğması ve gelişmesi, hemde sonsuzluk fikrinin gelişmesi dile yeni terimlerin girmesine yol açar. O yıllarda Arapça ve Farsça en önemli dil haline gelir. Zamanla bölgeye gelen Türkler mensubu oldukları islamiyetin etkisiyle bu dillerle temas kurmalarına rağmen egemen millet olmayı başardıkları için Türkçe önemli dillerden biri olmuştur. 

***

hacker : İngilizce hacker. “Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri konusunda bilgi sahibi olan, bilgisayar programlama alanında standardın üzerinde beceriye sahip bulunan ve böylece ileri düzeyde yazılımlar geliştiren kişi” kırıcı
hacking : kırma.
hakem triosu : "Hakem üçlüsü" anlamına gelen bu terimin kullanılması doğru değildir. Çünkü karşılaşmada "üç hakem" değil, "hakem ve yardımcı hakemler" söz konusudur. hakem ve yardımcı hakemler 
halüsinasyon : Fransızca hallucination (sanrı, kuruntu). Psikolojide “1.Daha çok şizofreni, paranoya gibi rahatsızlığı olan hastalarda görülen ve alıcılar uyarılmaksızın ortaya çıkan duygusal yaşantı; olmayan bir şeyi varmış sanma. 2. Gerçekte olmayan şeyleri varmış gibi algılama biçiminde ortaya çıkan bir algı yanılması. sanrıvarsanım,var sanma 
handikap : İngilizce handicap. engel
handling : İngilizce havacılık terimi. yer hizmetleri 
hands free: İngilizce hands (eller) + free (özgür). Son zamanlarda cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla dilimizde kullanılmaya başlanan bu kavram “cep telefonuna bağlı bir kulaklık yardımıyla tek tuşa basılarak telefon elde tutulmadan konuşma yapılması” anlamındadır. el boş, dokunmasız.
happening : İngilizce happening “olay, vak’a”. Tiyatro alanında “kısmen ve irticalen sahneye konan, seyircilerin oyuna katılımını sağlamak ve onları şaşırtmak amacını taşıyan eğlendirici nitelikteki oyun” katılmaca (oyun) 
happy-hour : İngilizce happy (mutlu, neşeli) ve hour (saat) indirim saatleri 
hat-trick : İngilizce hat-trick. Bir spor terimi olarak kullanılan ve "bir maçta üç gol" üçleme 
haute-couture : Fransızca haute (yüksek tabaka), couture (dikiş). moda alanında. has makas 
hedging : İngilizce hedge fiilinden türetilmiş olan bu kelime bir bankacılık terimi olarak kullanılmaktadır. "bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması" koruma 
hidrolog : su bilimci.
hidroloji : Fr. hydrologie. “Suların mekanik, fizik, kimya ve biyoloji bakımından özelliklerini inceleyen bilim” su bilimi
high-tech : Dilimize batı dillerinden geçen bu söz bir kısaltma yapısında olup "yüksek seviyede uygulanan teknoloji" anlamındadır. yüksek teknoloji veya ileri teknoloji 
hijyen :  Fransızca sağlık bilgisi ve sağlığa uygunluk  hijyenik : sağlığa uygun, sağlıklı, sıhhî.
hinterland : Almancadan dilimize giren bu kelime "iç bölge, art bölge" anlamını taşımaktadır. art bölge 
hit : İngilizce hit (darbe, vuruş; isabet; başarı). gözde 
holigan : İngilizce hooligan (sokak serserisi). serseri, hayta. 
hosting : İngilizce host kelimesinden türetilmiş olan ve ev sahipliği yapmak anlamına gelen bu terim bilgisayar alanında kullanılmaktadır. ana sistem. 
host computer : ana bilgisayar.
hukşat : İngilizce hook (kanca, çengel) + shoot (atış). Sepete yan dönmüş olarak, dışta kalan kolla, çengel şeklinde yapılan atış. çengellemeçengel 


Yayın Tarihi : 12.08.09



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder