5 Eylül 2009 Cumartesi

MERHAMET VURUŞU

         Bu yazının başlığına bakarak konunun ne olduğunu düşünürsünüz? Bir başka yazarımızın bu başlıkta yazısını görsem “vuruşun merhameti mi olur?” diye düşünürdüm. Şiddetle merhamet bir arada olamaz çünkü. İşte insan olma özelliklerimizden biri daha.. Hiçbir canlı, başka bir canlıyı, merhamet duygularıyla yok etmez, insan istisna..


         Çocukluğum organik enerjinin kullanıldığı çağda geçti. Taşımacılıktan haberleşmeye kadar kullanılan atlardı, eşeklerdi. Hatta insanın bizzat kendisi organik enerjiydi. Günümüzde insanın organik enerji olarak kullanımı azalmaktadır. Emek yoğun sermayenin olduğu iş yerleri küçük esnaf ölçüsünde kalıyor. Daha büyük sermaye insandan çok makine, yani organik değil, kinetik enerji kullanıyor. Makineler kendi kendini idare etme iradesini de kazandılar. Giderek kas gücüne dayalı insana bağımlılık azaldı. Bu işsizlik demektir. Bundan sonrası başka bir yazının konusu.

         Biz merhamet vuruşuna dönelim. İnsan hayvanları evcilleştirdikten sonra kimi hayvanlarla dost olmuştur. Buna at ve insan dostluğunu gösterebilirim. Bu ikilinin dostluğu özgürlüğün ve sonsuzluğun sembolüdür. Öyle derin sevgiler oluşmuştur ki aralarında, aynı türden canlı olsalardı birbirlerini bu kadar sevebilirler miydi diye düşünmeden edemiyorum. Kedi ve köpeklerle insanlar arasında da böyle bir sevgi kurulmuştur mutlaka, ama hiç birinin sevgisinin atla insanının birbirlerine duyduğu sevgi gibi olmadığını tahmin ediyorum.

         At narin bir hayvandır. Öyle abur cubur yemez. Terliyken su içirilmez. İdrarını yapmasına engel olunursa çok uzun bir süre bir daha yapamaz. Bu durum üst üste birkaç kez olursa at çatlar ve ölür. Atların ayakta uyuduğunu öğrendiğimde inanamamıştım. Öyle ya, uyurken atlar nasıl düşmüyorlar? Meğer atların uyurken ayak kemikleri kilitleniyormuş. Gelin görün ki bu kemikler kırıldığında kolay kaynamazmış. Ayakları kırılınca bu yüzden atları vurduklarını biliyor musunuz? İşte buna merhamet vuruşu diyorlarmış.

         Geçenlerde gazeteler Edirne de ayağı kırık bulunan bir geyiğin istanbul’a getirilerek ameliyat edildiğini yazmıştı. Geyiği ameliyat eden doktor bu sabah Best fm’de konuktu. Geyiğin ayağının bir kısmının kesildiğini ve araya protez takıldığını söyledi. Doğal yaşama salıverilmesi mümkün olacak mı acaba? Kim bilir? Şimdi hastane bahçesinde ona ayrılan yerde özel bakım ona yeter mi?

         Program sunucusu doğal yaşama böyle bırakılan hayvanların beslenemeyecekleri, sonunda diğer yırtıcı ve aç hayvanlara yem olarak acılar içinde ölmemeleri için bu merhamet vuruşunun yapıldığını söylediğinde aklıma kuduz vakalarında itlaf edilen köpekler geldi. Bazı köpekler vurularak, bazıları da zehirlenip acılar içinde kıvrandırılarak öldürülüyorlar. Benim hafızamda bir sahne var ki hiç silinmiyor; tv’lerin akşam ana haberlerinde günlerce gösterilmişti. Adana da olayın geçtiğini sandığım bu olayda sahipsiz bir küçük köpekçik, böyle zehir verilmiş, ama daha ölmemişti. Ayaktaydı ve insanlardan merhamet bekler gibi bakınıyordu. Belediye çöp kamyonlarıyla çöpçüler o küçük köpeği canlı canlı çöplerin arasına attı. Şoför içerden presi çalıştırdı, köpeğin son olarak bir ayağını havada çırpındığını hatırlıyorum. Bu merhamet vuruşu değil. Bu düpedüz bir vahşet. İnsan hayatını etkileyecek boyutta olan durumlarda hayvanların öldürülmesi gerekebilir, ama bu şekilde asla olmamalı.


         Şimdi bana hayvan severlerin, birde bunların derneklerinin ateş püsküreceklerini biliyorum. Benim için demediklerini bırakmayacak, bana cani diyeceklerdir.

         Canlıları korumadan insanı korumak mümkün değil elbette. Bütün canlılar besin zincirinin bir parçasıdır. Bir türü yok ederseniz, yok olma süreci en son insana gelir dayanır. Faydacı akılla gitsek, hiç duygusal davranmasak bile canlıları korumak gerektiğini anlarız. Kaldıki biz duygusal varlığız, merhamet yüklüyüz. Bir canlının hayatı söz konusuysa fayda en son düşünülecek konudur. Yaşama imkanı olmayan hayvanlar için mutlaka MERHAMET VURUŞU uygulanmalıdır.


Yayınlanış tarihi..: 10.06.09


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder