25 Eylül 2009 Cuma

MEHMET BALOĞLU CHP’DEN NEDEN AYRILDIĞINI ANLATTI



         Mehmet Baloğlu ile aynı kahveye çıkıyoruz. Kendisiyle uzun süredir tanışırız. Erenler Belediyesinde görevliyken Ortopedik Özürlüler Dernek Başkanı Sadettin Yılmaz’ın amirliğini yapmış. O  sebeple de derneğimize gelip giderdi. Herkesin kamusal sorunlarını çözmeye çalışan insan canlısı ve enerjik bir arkadaşımdır.

         Geçenlerde çok sevdiği yıllardır hizmet verdiği CHP’den istifa etti. Beraberinde il örgütünden 600 kişide partiden ayrılmış. Bunun nedenini sordum. CHP il yöneticilerinin şovenist (kör milliyetçilikle) davrandıkları için partiden ayrıldıklarını söyledi.

         “Bunu parti içinde kalarak önleyemez miydiniz, yoksa ülkenin bölünmesi parti içindeki milliyetçi bölünmelerle mi başlıyor. Hele bu milliyetçi  bölünme, ülkenin kurucusu ve savunucusu bir parti olan CHP’den başlarsa vay benim garip ve yalnız ülkeme vay! Nerde kaldı üniter devlet, nerde kaldı ulusal bütünlük?  dedim.”

         Sohbetin devamında şöyle dedi: “ Aydın kardeşim sende biliyorsun CHP şovenizme dayalı bir parti değildir. Hiçbir zaman şoven söylemler edinmemiştir. Ulusal kimlik savunuculuğu da  şovenlik değildir. Ulusal kimliğimiz bu ülkenin varlık sebebidir. Ama parti genel başkan yardımcılığına kadar gelmiş bir Önder Sav bile ulusal kimlik dışında mikro milliyetçiliğin peşinde olursa ve bu gün CHP il başkanlığına seçilenlerde Önder Savın arkasından giderlerse parti halkın beklentilerinden uzaklaşır. Nitekim gün geçtikçe daha çok uzaklaşıyor. Ben parti yönetiminden mikro milliyetçi ve şoven davranışlarla dışlandığımızı fark ettim. Şöyle ki: Genel Başkanımız (Baykal bana manevi oğlum der) Sakarya’ya geliyor kimsenin haberi olmuyor. İl başkanı sadece kendi dar çevresine bildirmiş. Bense genel başkanımın geleceğini kahveciden öğreniyorum. Bunun gibi bir sürü örnek var, uzatmaya gerek yok! Bu yüzden ekibim ve partiye hizmet veren 600 arkadaşımla birlikte çok sevdiğimiz partimizden ayrıldık. Amacımız başka bir partiye gitmek değil, kamuoyuna partinin şovence yönetildiğini göstermekti. Halktan kopuk politikalar yapılamaz. Ben bilirim, ben yaparım mantığıyla yola çıkılamaz. Ankara’ya ağaç ve çiçek götürüp diktirmek 1. sıra adaylığını kesinleştirmiş olsa bile bu kafayla seçilme imkanı yoktur. Sakarya’nın şu anki 7 milletvekili seçme hakkı 10’a çıkarılsa bile CHP burada bu yönetim yüzünden 1 milletvekili çıkaramaz.”

         Elçiye zeval olmaz. O söyledi ben aktarıyorum.

         Sevgili okurlar görüyor musunuz, ülke yangın yeri gibiyken bile birileri yangından mal kaçırıyor. O birileri konusunda kimse diğerini suçlamasın. Hem bütün partiler arasında, hem partilerin kendi içlerinde durum böyle. Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda AKP il başkanlığı seçimlerinde neler yaşandı unutmadınız değil mi? Bu yüzden siyaset ve siyasetçileri sevemiyorum. Sanki hepsinde özel olarak edinilmiş bir yapaylık, bir abartı var. Suratlarına yakışmayan takınılmış tebessümleri onları fotoğraflarda bile ele verir.  Fakat madem demokrasi tutkunuyuz bu adamlara katlanmak zorundayız. Ta ki eğitimle kalite artana ve ortalık kifayetsiz muhterislerden temizlenene kadar demokrasiden vaz geçmek yok! Umarım bu umut olarak kalmaz. Umarım böyle bir Türkiye kaf dağının ardında değildir.


 Yayın Tarihi : 26.08.09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder